Tarih: 26.11.2025 17:42

Arpaguş: İnsanın helali merkeze alan bir irade göstermesi, Cenab-ı Hakk’a sadakatinin bir ifadesidir

Facebook Twitter Linked-in

Diyanet İşleri Başkanı Arpaguş, İstanbul’da düzenlenen 11. Dünya Helal Zirvesi ve Helal Expo 2025’in açılış programına katıldı.

Arpaguş programda yaptığı konuşmada, İslamiyet’in ilke ve ölçülerinin en temel gayesinin insanın canını, malını, neslini, aklını ve dinini her türlü tahribat ve tahrifattan muhafaza etmek olduğunu ifade etti.

Bu değerlerin korunabilmesi için hiç şüphesiz insanın duygu, düşünce ve iradesini Allah’ın muradıyla buluşturması gerektiğini belirten Arpaguş, şunları kaydetti:

“İnsanın bütün boyutlarıyla hayatını yaratılış gayesi doğrultusunda, istikamet üzere devam ettirmesi icap eder. Yaratılış itibariyle saygın bir varlık olan insanın hem selim fıtratını hem de saygınlığını koruyarak yaşayabilmesi için hayatın her anında ve alanında Cenab-ı Hakk’ın belirlediği sınırlara riayet etmesi elzemdir. Söz konusu sınırlar ise Kur’an-ı Kerim’de ‘helal’ kavramıyla ifade edilen meşru, maruf ve makul bir hayat düsturuna karşılık gelmektedir. Onurlu, güvenli ve sağlıklı bir hayatın yolu, kulluk şuurunun ve helal-haram bilincinin canlı tutulmasından geçmektedir.”

İnsanın helal ve temiz olanla iktifa edip haram ve kötü olanla arasına mesafe koymasının her şeyden önce mühim bir kulluk vazifesi olduğunu dile getiren Arpaguş, “Kişinin yaratıcıya karşı teslimiyet, yaratılış gayesine riayet ve yaratılanlara karşı mesuliyet bağlamındaki seviyesi, onun helal-haram çizgileri karşısındaki tavrından net bir şekilde okunabilir. Zira insanın daima helali merkeze alan bir irade göstermesi, onun dünya ve içindekiler karşısındaki asil duruşunun bir yansıması ve Cenab-ı Hakk’a sadakatinin bir ifadesidir. Böyle bir sadakat, kişide, Allah’ın neyi helal ve neyi haram kıldığını bilmek ve onu davranışa dönüştürme gayreti olarak ortaya çıkar.” ifadelerini kullandı.

“Helal-haram bilincinin kaybedilmesi ciddi yozlaşmalara sebebiyet verebilmektedir”

Haramlardan kaçınmanın, esas itibariyle insanın Rabbine, kendisine ve çevresine duyduğu saygının bir gereği olduğunu vurgulayan Arpaguş, şu ifadelere yer verdi:

“Böyle bir saygı ise ancak özümsenmiş bir iman, içselleştirilmiş bir ahlak ve süreklilik arz eden bir şuur ile hayat bulacaktır. Diğer taraftan helal-haram bilincinin kaybedilmesi ise anlam, değer ve gaye bakımından ciddi yozlaşmalara sebebiyet verebilmektedir. Bilinmelidir ki bir toplumda ticari ve iktisadi faaliyetler, meşruiyetini o toplumun dini ve ahlaki değerlerinden, örfi ve hukuki normlarından almıyorsa orada ciddi bir bozulma söz konusudur. Böyle bir vasatta istikametini yitiren insanın kötülükler ve günahlar tarafından kuşatılması ve neticede nefisle mücadelesinde mağlubiyete duçar olması kaçınılmazdır.”

“Helal sınırları içinde üretme ve tüketme sorumluluğu, bütün Müslümanların uhdesindedir”

Modern çağın tüketim endüstrisinin çarkları arasında tükenmemek için daha güçlü bir bilinç ve daha etkin bir duyarlılığa ihtiyaç olduğunu aktaran Arpaguş, “Tarımdan hayvancılığa, tıbbi malzemelerden gıda teknolojilerine kadar her alanda kendi ürünlerini Yüce Allah’ın koyduğu helal sınırları içinde üretme ve tüketme sorumluluğu, bütün Müslümanların uhdesindedir.” ifadelerini kullandı.

Diyanet İşleri Başkanlığının ilgili kurum ve kuruluşlarla yakın bir çalışma içinde olduğunu söyleyen Arpaguş, “Gerek Din İşleri Yüksek Kurulumuz gerekse Din Hizmetleri Genel Müdürlüğümüz bünyesinde oluşturduğumuz birimler, ‘helal ürün ve hizmetler’ konusundaki çalışmalarını hassasiyetle devam ettirmektedir.” dedi.

Programa, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, İstanbul Valisi Davut Gül ve çeşitli ülkelerden temsilciler katıldı. (İLKHA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —