Tarih: 21.08.2025 17:03

Çocuklarda ekran bağımlılığı endişesi

Facebook Twitter Linked-in

Şanlıurfa’da vatandaşlar, çocukların telefon, tablet ve televizyon karşısında uzun süre vakit geçirmesi nedeniyle derslerden uzaklaştığını, psikolojilerinin bozulduğunu belirterek ekran bağımlılığına karşı aileleri uyardı.

Kentte ekran bağımlılığı giderek artarken, aileler ve eğitimciler çocukların geleceği konusunda endişeli. Vatandaşlar, küçük yaşta telefona alıştırılan çocukların derslerden koptuğunu, aile içi iletişimin zayıfladığını ve sosyal hayatın olumsuz etkilendiğini dile getirerek ebeveynlere “çocuklarını ekranlardan koruyun” çağrısında bulundu.

Vatandaşlar, ekran bağımlılığına kapılan çocukların ailelerinden, derslerinden ve sosyal hayattan uzaklaştığını belirterek “Geleceğimiz ekranlara mahkûm olmasın.” çağrısında bulundu.

Kentte vatandaşlar, ekran bağımlılığına ilişkin uyarı ve temennilerini İLKHA mikrofonuna anlattılar.

“Çocuklar ekrana bağlandıkları zaman kendisinden geçiyor”

Çocukların uzun süre ekran başında vakit geçirmesinin hem psikolojik hem de ahlaki açıdan büyük tehlikeler oluşturduğunu belirten Ali Elmas, “Çocuklar ekran başında öyle bir vakit geçiriyorlar ki anne ve babadan habersiz… Haberi olsa bile, yılan altlarına girse bile, akrep gelip soksa bile çocukların o durumdan haberleri olmaz. Anne eve girmiş, baba eve girmiş... Teknoloji güzel bir şeydir ama teknolojiyi kullanmak çocukları topluma kazandırmak yerine biz çocukları bu ekran başında kaybediyoruz. Psikolojileri bozuluyor, anne ve babaya saygıları, büyüklere saygıları kalmıyor. Yani affedersiniz, evde çocuklara bir şey anlattığınız zaman çocuklar şiddet kullanabiliyor. Çocukların psikolojisi bozulabiliyor, uykuları bozuluyor, yemek saatleri bozuluyor... Çocuklarımızı maalesef topluma kazandıramıyoruz. Gerçek şudur ki; teknolojiyi iyi kullanmak, çocuklara iyi adapte olmak, çocuklara gıda vermek gibidir. Teknolojiyi iyi kullanmak aslında çocukların en çok ekran başında, internet başında zaman geçirmesi değil, Urfa adetlerimizi, dinimizi, gelenek ve törelerimizi çocuklarımıza göstermek için kullanmaktır. Daha çok ekran değil, çocuklar ekrana bağlandıkları zaman kendisinden geçiyor, şiddete yöneliyor. O internetin, o sanal dünyanın içine kendisini kaptırıyor ve bu başka mecralara gidiyor.” diye konuştu.

“Bağımlılık konusunda gerçekten büyük sıkıntılar var”

Çocukların günde saatlerce televizyon ve telefon başında vakit geçirmesinin kişisel gelişimlerini olumsuz etkilediğini dile getiren Muhammed Said Karadal, “Günümüzde şahit olduğum kadarıyla, yakın çevremden de çocukların genel itibarıyla günde en az 4-5 saat televizyon ya da telefon başında vakit geçirdiklerine şahit oluyorum. Bu vakit geçirmeleri, kişisel gelişimleri açısından gerçekten de çok tehlikeli ve büyük sıkıntılar arz ediyor. Yakınımda da var, mesela örnek verebilirim; kuzenim var, gece gündüz telefonla oynuyor. Annesi uyarmasına rağmen, ‘Oğlum kalk ödevini yap, kalk yemeğini ye’ demesine rağmen kuzenim ısrarla telefonla oynamaya devam ediyor. Ben de uyarıyorum, bize misafirliğe geldiklerinde telefona bağımlı olmasının ne kadar kötü olduğunu, okul derslerinde ve günlük hayatında kendisini ne kadar etkileyeceğini anlatıyorum. Ama pek faydası olmuyor. İş ailede bitiyor. Keşke küçüklükten beri ‘televizyonu açalım, bebek ağlamasın’ ya da ‘telefonu verelim, bir video izlesin sakin olsun’ demek yerine, çocuğa farklı etkinlikler yaptırsalar… Mesela 5-6 aylıktan itibaren farklı etkinliklerle büyüyen çocuk, yetiştiğinde kendisi açısından çok büyük bir kazanım elde eder. Tavsiyem, ebeveynler çocuklarını kesinlikle telefona, televizyona ve tablete alıştırmasınlar. Çünkü şu anda zaten çevrelerinde şikâyetçi olan ebeveynler vardır. Bağımlılık konusunda gerçekten büyük sıkıntılar var, ekran bağımlılığı çok ciddi bir problemdir.” şeklinde konuştu.

“Teknoloji tamamen hayatımızdan çıksa çok güzel olur”

Çocukların ekran başında geçirdiği uzun saatlerin derslerden uzaklaştırdığını, sosyal hayatı zayıflattığını ve aile bağlarını kopardığını söyleyen Ramazan Yayla, “Çocuklar ekran başında… Şimdi çocuklar eskisi gibi ders çalışmıyorlar. Ellerine telefon veriyoruz, saatlerce telefon ve televizyonla ilgileniyorlar. Çocukların ders çalışma saatleri eskiden 1-2 saat idi, şimdi 1-2 dakikaya düşmüş. Çünkü çocuk dersi eline aldığı zaman 2 dakika ders çalışıyor, üçüncü dakika tekrar ya telefonu eline alıyor ya da televizyona devam ediyor. Yani bizim yetişkin bireyler olarak çocuklarımıza sahip çıkmamız lazım. Hele hele bu zamanda, internet ortamında çok kötü şeyler dönüyor. O yüzden çocuklarımızı derse odaklamak için daha güzel etkinlikler yapmamız gerekiyor. Çocuklarımızın eline telefon verme yaşına gelince; daha önce çocuklar 15-16 yaşından sonra tuşlu telefon alırlardı. Şimdi 2-3 yaşındaki çocukların ellerine telefon veriliyor, yemeklerini yesin diye, içeceklerini içsin diye. Fakat en büyük yanlışı yaptıklarının farkında değiller. Bu yaş 15-16 olmalı. 15-16 yaşındaki çocuğa bile sadece ulaşabilmek için tuşlu telefon verilmeli. Özellikle TikTok… Sosyal medyanın şu an hemen hemen yüzde 90’ı ahlaksızlıktan başka bir şey değil. Daha güzel uygulamalar çıkarılması gerekiyor çünkü çocuklarımızın geleceği çok önemli. Teknoloji tamamen hayatımızdan çıksa çok güzel olur, toplum içinden çıkarsa daha da güzel olur. Çünkü teknolojiyi biz ilerleme olarak gördükçe insanlık yok oluyor. Eskiden insanlar birbirlerine giderlerdi, gelirlerdi; şimdi onlar yok. Sıla-i rahim bitmiş, komşu ziyaretleri bitmiş, arkadaş arkadaşını görmez hale gelmiş.” ifadelerini kullandı.

“Ben telefonu alıp saklıyorum”

Çocukların küçük yaşta telefon sahibi olmasının kötü sonuçları olduğunu, teknolojiden nasıl faydalanabileceklerini bilmediklerinden kötü içeriklere de maruz kaldıklarını vurgulayan Baran Akkaya, “Ailelerinin çocuklarını ekranlardan uzak tutması lazım. Psikolojik sorunlar da oluyor. Çocuklar küçük yaşta telefon sahibi oluyorlar. Şahsen kendi kız kardeşim 7-8 yaşında, tableti ve telefonu var. Kafasını hiç çıkarmıyor içinden, ders çalışmıyor, okula gitmek istemiyor telefon yüzünden. Kendi evimdeki kız kardeşlerim 4-5 saat telefondan çıkmıyorlar. Ben telefonu alıp saklıyorum, ama bir şekilde tekrar bulup oynuyorlar. Aileler erken yaşta telefon almamalı. Psikolojilerini bozuyor. Benim de çocukluğumdan beri telefonum var, kullanıyorum. Telefona girmesem bir gün kafayı yerim. Gerçekten girmesem de kafayı yerim. Alışkanlık olmuş. Ekran bağımlılığının zararları gözlerden başlıyor, psikolojiyi bozuyor, görme yetisini de azaltıyor. Teknoloji tamamen hayatımızdan kalkarsa çok güzel olur. Dostluk olur, sohbet olur, muhabbet olur.” dedi.

“Derslerine dair bilgi olursa faydalıdır”

Televizyon programlarının eğitici olması gerektiğini dile getiren Mehmet Demir, “Zaman öyle bir zamana geldi ki, çocuklar ekranda aldatılmakta. Telefonla bu çocukların geleceği karanlık ve bulanıklığa gidiyor. Bu kesindir. Yaşam öyle bir şey ki bununla gidiyor ama esas mesele şu; bu çocukların geleceğini nasıl kurtaracağız? Peygamber Efendimizin söylediği öğütleri, Allah’ın kitabında da söylediği öğütleri çocuklara öğretmek gerek. Bunlar öğretilmedi mi, bu çocuklar ekran ve telefonla geleceklerini karanlık ve bulanık bir yola sürüklerler, çıkmaz bir hale gelirler. Aslında çocuklara ekran biraz fazla olabilir ama eğer dini ve Allah’ı öğretici bilgiler verilirse faydalı olabilir. Çocuk yaşta böyle öğretilmezse, dünyalık şeylere kaptırılırsa nefse yenilir, hayatı gider, çocuk bir şey anlayamaz. Mesela çocuklara büyüklere karşı saygı öğretmek gerekir ama ekran başında bu imkânsız hale geliyor. O ekrandaki bilgiler çocuğun geleceğini mahvedici değil, kurtarıcı olmalı. Peygamber Efendimiz niye bize öğüt veriyor? Yaşamımızın düzelmesi için. Eğer ekran programları doğru hazırlanırsa, çocuğun geleceğini kurtarabilir. Derslerine dair bilgi olursa faydalıdır. Yok, saçma sapan şeyler olursa hem dersini hem hayatını hem de gençliğini mahveder. Çocuğun geleceği ölür. Ama programlar derse uygun olursa ne kadar güzel olur. Aileler başta çocuklarını eğitmede sıfır kalıyorlar. Çünkü önce Peygamberini, Allah’ın söylediği merhameti, vicdanı öğretecek. Öğretmezse boş şeyler öğrenir. Ailelerde de suç var. Herkes biliyor ki ölüm var, hesap var, azap var. Önce yaratan Allah’ı tanıtacak. Daha 5 yaşındayken tanıtacak. Bir şekilde eğitim olacak, cahil kalmayacak. Yoksa çocuk batağa gider, merhametsiz, vicdansız olur ya da uyuşturucu batağına düşer.” dedi.

“Çocuklar gözünü ekrandan alamıyor”

Çocukların ekran süresinin fazlalığı ve kendilerine herhangi bir iş verildiğin de bile ekrana takılı kaldıklarını belirten Muhammed Akkaya, “Çocuklar günde en fazla 1 saat ya da 1,5 saat telefon kullanmalı. Aileler çocuklarını telefondan korumalıdır. Başlarında durmaları, sahip çıkmaları lazım. Onları ekran başından uzaklaştırmaları gerekir. Ekran başına geçti mi dersi unutuyor, her şeyi aklında tutamıyor. Aileleri sahip çıksa, en azından bir yere gelir, bir meslek edinir. Ama bu devirde meslek edinmek de zor, çünkü çocuklar gözünü ekrandan alamıyor. Şimdi Instagram, TikTok diye şeyler çıkmış. Kendimi de dahil ediyorum, ben de en az 4-5 saat sosyal medyada vakit geçiriyorum. Psikolojimiz oraya dalmış. Bağlanmışız oraya. Kimin ne paylaştığını kontrol ediyoruz. Her gece 4-5 saat bakıyorum. Çocuklar da bizi örnek alıyor. Erken yaşta telefon sahibi oluyorlar. Yolda yürürken bile 4-5 yaşındaki çocukların elinde telefon var. Eskiden öyle değildi. Eskiden tuşlu telefon vardı, sadece arayıp konuşuyorlardı. Şimdi çocuklar yolda yürürken bile telefonla oynuyor, dengesini kaybediyor. Küçük yaşta sohbet kalmamış. Eskiden bir eve gidince sohbet olurdu, muhabbet olurdu. Şimdi 5 kişi bir araya geliyor, herkes telefonla oynuyor. 'PUBG' gibi oyunlara dalıyorlar, kafalarını çıkarmıyorlar. Sürekli oynuyorlar.” diye vurguladı. (İLKHA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —