HAMAS Sözcüsü Fevzi Berhum İLKHA mikrofonlarına yaptığı açıklamalarda, 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonundan sonra geçen iki yıllık süreçte Gazze'deki direnişin teslim alınamadığını ve siyonist rejimin hedeflerine ulaşamadığını belirtti.
Berhum, El-Kassam Tugayları'nın direnişi sayesinde siyonist terör rejiminin, uluslararası arabulucular eşliğinde ateşkese zorlandığını bununda HAMAS açısından askeri ve siyasi anlamda zafer olduğunu söyledi.
Berhum, mücadelenin yalnızca Gazze ile sınırlı olmadığını, tüm Filistin topraklarının özgürleştirilmesi hedefiyle yürütüldüğünü belirtti. Ayrıca, İslam dünyasına savaş hazırlığı çağrısı yapan Berhum, Filistin ve Kudüs'ün kurtuluşu için ortak hareket edilmesi gerektiğini ifade etti.
"siyonistler Gazze'yi yok etmeyi başaramadı, direnişi teslim alamadı"
2 yıllık uzun bir cephe savaşının ardından zafer elde ettiklerini ifade eden Berhum, "Öncelikle, HAMAS'ın (El-Kassam Tugayları) 7 Ekim'de güvenlik ve askerî açıdan büyük bir zafer kazandığını söyleyebiliriz ve son gelişmelerle birlikte bu mücadeleyi büyük bir zaferle sonuçlandırdı; işgalciyi bu konuda bir anlaşma imzalamaya zorladı; bunu Amerika, Mısır, Katar ve Türkiye aracılığıyla yaptı. 7 Ekim ile savaşın sona erdirilmesine yönelik anlaşmanın imzalanması arasında iki yıl boyunca uzun bir cephe savaşı yaşandı; bu süreçte işgalci binlerce askerini kaybetti, binlerce tankı imha edildi. Düşman 350 binden fazla asker seferber etti (ve Amerikan, İngiliz ve Alman yardımı da vardı) karşısında ise sadece sınırlı sayıda El-Kassam, Kudüs Seriyeleri ve direniş unsurları vardı." dedi.
Berhum "Bugün kesin olarak söyleyebiliriz ki; sabır, direniş, silah ve mücadele ile işgalci esirleri sadece müzakereler yoluyla geri alabildi; Gazze'yi yok etmeyi, Gazze'yi yerinden etmeyi başaramadı; direnişi teslim alamadı ya da silahını bıraktıramadı, bütün bunlar HAMAS, Gazze ve mücahitler için gerçek bir zaferdir." diye belirtti.
"O yok etmek istedikleri örgüt karşısında şimdi anlaşma imzalıyorlar; bu HAMAS için en büyük zaferdir"
Ateşkese dair değerlendirmelerde bulunan Berhum, "Eğer işgalci savaşa boyun eğerek bir ateşkes kurarsa, yeniden direnişe geçebiliriz zira işgalcinin doğasını 76 yıldır biliyoruz; bize karşı beş büyük saldırı gerçekleştirdi ve onlar verdikleri sözlere sadık kalmadılar. Onlar hainlik ederler; bunu daha önce de gördük. Biz de onlarla kanla, silahla mücadele ettik. Şimdi ise onları müzakereler ve siyasi mücadele alanında Mısır, Katar, Türkiye ve ABD'nin arabuluculuğunda masaya oturtmayı başardık. Siyasi alan da güçlü biçimde devreye girdi; askeri alanı da güçlü şekilde yürüttük. Medya, ümmetin desteği ile birlikte savaşın çarkları dönüyor; sonuç ise işgalcinin, Netanyahu hükümetinin bile HAMAS ile anlaşmaya imza atmak zorunda kalmasıdır. O yok etmek istedikleri örgüt karşısında şimdi anlaşma imzalıyor; bu HAMAS için en büyük zaferdir." ifadelerinin kullandı.
"HAMAS'ın hedefi, Gazze'yi işgalin yıktığı hâliyle yeniden yaptırmaktır"
Gazze'de yaşanan büyük yıkımın inşasına dair konuşan Berhum, "İmarın (yeniden inşa) birkaç yolu var. İşgal, Gazze'de 2009'dan beri geçen beş savaşta şehirleri tahrip etti; her seferinde yeniden yapılanma gerekiyordu. Birleşmiş Milletler, Katar ve hatta HAMAS yönetimi aracılığıyla onarım yapıldı. Bugün bazı devletler 'Gazze'yi yeniden inşa etmek istiyoruz' dedi. Arap, İslam ve hatta bazı Avrupa ülkeleri 'isteriz' dediler; her ülkenin kendi malzemesi ve ekipleri ile gelmesine mâni değiliz. Ama amaç Gazze'nin yeniden inşa edilmesidir ve HAMAS ile Gazze halkı da bunu istiyor. HAMAS'ın hedefi, Gazze'yi işgalin yıktığı hâliyle yeniden yaptırmaktır." diye belirtti.
"Şimdi Ümmete düşen görev, Filistin ve Kudüs'ün kurtuluşu için kararlı bir savaş hazırlığıdır"
Berhum son olarak şunları kaydetti:
"Bizim mücadelemiz sadece Gazze için değildir; Filistin'in bütünüdür. HAMAS, El-Kassam, Kudüs Seriyyeleri ve diğer direniş unsurları tüm Filistin'i özgürleştirmek üzere hazırlanmıştır. İnsanları, silahları ve tünelleri hazırladık; Filistin'i kurtarmak için hazırız. Gazze'deki savaş, inşa edilecek zaferlerin başlangıcı olsun; umarım bu işgalin Filistin topraklarındaki sonu olur. Bu bir sınır savaşı değil, varoluş savaşıdır. Şimdi ümmete düşen görev, Filistin ve Kudüs'ün kurtuluşu için kesin ve kararlı bir savaş hazırlığıdır; ümmet tek karar etrafında birleşmelidir. Nasıl mı? Destek aşamasından fiili savaşa geçerek işgale karşı gerçek mücadeleyi vermelidir." (İLKHA)