Rapora göre, bu saldırılarda çoğu Nablus ve Ramallah’ta olmak üzere 33 Filistinli şehit oldu, yüzlerce yangın sonucu on binlerce meyve ağacı ve tarım arazisi yok edildi.
Komisyon, yerleşimcilerin son bir yılda 114 yeni karakol kurduğunu, bu süreçte 33 bedevi topluluğuna ait 450’den fazla ailenin yerinden edildiğini bildirdi. Yeni karakolların çoğu Ramallah, El-Halil, Nablus ve Beytüllahim çevresinde yoğunlaştı.
İşgal rejimi, “devlet arazisi” ilanı ve doğal koruma alanı sınırlarının değiştirilmesi gibi yasal gerekçelerle Batı Şeria’da 55 bin dönümden fazla araziye el koydu. Batı Şeria’nın kuzey, orta ve güneyinde 25 yeni tampon bölge oluşturularak Filistin toplulukları izole edilmeye çalışılıyor.
Rapora göre, işgal rejimi 37 bin yeni yerleşim biriminin inşası için 355 planı inceledi, bunların yaklaşık yarısı onaylandı. Ayrıca 11 karakol yasallaştırıldı, 22 yeni yerleşim yeri kurulmasına izin verildi. Bu adımların, askeri işgali kalıcı bir sömürgeye dönüştürme stratejisinin parçası olduğu ifade edildi.
İşgal rejimi ekim ayından bu yana binin üzerinde yıkım gerçekleştirirken, mesken ve tarım tesislerinin de aralarında bulunduğu 3 bin 700 yapı zarar gördü. Kudüs, El-Halil ve Tulkarim bu yıkımların merkezinde yer aldı. Ayrıca Filistinli binalara bin 667 yıkım bildirimi gönderildi; bunlardan biri Beytüllahim kırsalındaki El-Maliha köyündeki doğa koruma alanını kapsıyor.
Komisyon Başkanı Muayyad Şaban, Filistin topraklarının “eşi benzeri görülmemiş bir sömürge laboratuvarına” dönüştüğünü vurgulayarak şunları söyledi:
“Yerleşimcilere aynı anda yasal koruma ve silah sağlanırken, Filistinliler barınma, hareket ve inşa haklarından mahrum bırakılıyor. 7 Ekim, işgalin ve destekçilerinin yüzünde kara bir leke olarak kalacaktır.” (İLKHA)