Tarih: 07.10.2025 15:57

Kurtulmuş: Teröre karşı söz söyleyenlerin devlet terörüne karşı sessiz kalması ibret vesilesidir

Facebook Twitter Linked-in

Birleşmiş Milletler Terörizmle Mücadele Ofisi tarafından İstanbul'da "Terörle Mücadele ve Şiddete Varan Aşırılığın Önlenmesi Üzerine Küresel Parlamenter Konferansı" düzenlendi.

Teröre karşı ortak bir kararlılık ve mücadele zemini oluşturma çağrısı

Bakırköy'de bir otelin konferans salonunda gerçekleştirilen programda konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Terör, dünyanın hemen hemen her yerinde terörün milletler için yakıcı, insan eliyle oluşturulmuş bir felakettir. Sadece bir tek bölgede değil, zaman zaman bölgesel olarak odaklandığı yerler olmakla birlikte teröre karşı dünyanın her yerinde ortak bir zeminde mücadele edilmesi herkesin önemli bir ödevidir. Bu çerçevede devletlerin tek başına yapacağı işler olduğu gibi, ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar hiçbir devletin tek başına terör meselesini çözmesi de mümkün değildir. Onun için diyoruz ki, teröre karşı ortak bir kararlılık, ortak bir mücadele zemini, kurumsal kapasitelerimizin arttırılması ve bu çerçevede dünyanın hiçbir yerinde terörün en ufak bir fırsat dahi bulmadan karşısında güçlü, kararlı, hukuk zemininde mücadele eden devletleri ve uluslararası camiayı bulması şarttır." diye konuştu.

"Terörün arkasında yatan sebepleri ortadan kaldırmak uluslararası camianın sorumluluğudur"

Terörün arkasında yatan nedenleri ortadan kaldırmak uluslararası camianın temel sorumluluklarından birisi olduğunu hatırlatan Kurtulmuş, "Terörle mücadele tek yönlü, tek taraflı bir mücadele değildir. Terörü ortaya çıkaran sebepler nasıl ki çok yönlü, çok taraflı ve çok katmanlı ise teröre karşı mücadelede de çok yönlü, çok katmanlı bir mücadeledir. Hiç şüphesiz ki terörün demokrasiyle ya da demokrasi azlığıyla ilişkisi, insan haklarının ihlalleriyle irtibatı var. Aynı şekilde terörün ekonomik geri kalmışlıkla, bölgesel geri kalmışlıkla ve birtakım eşitsizliklerle de yakın ilişkileri var. Dolayısıyla terörü sadece silahlı terörle mücadele değil, aynı zamanda terörü ortaya çıkaran bu çok katmanlı, çok yönlü nedenlerin hepsine karşı, bunların ortadan kaldırılmasına ilişkin bir mücadele alanı görmek, yani terörün arkasında yatan nedenleri ortadan kaldırmak da uluslararası camianın temel sorumluluklarından birisidir." şeklinde konuştu.

"Vekâlet savaşları kavramı, uluslararası ilişkiler tarihine bir kara leke gibi düşmüştür"

Günümüzde terörün sadece terör örgütlerinin elindeki silahtan ibaret olmadığını belirten Kurtulmuş, "Son on yıllarda ortaya çıkan 'Vekâlet Savaşları'nın uluslararası ilişkilerde bazı ülkelerin kullandığı bir uluslararası ilişkiler kartına dönüşmüştür. Terörü bu kadar büyüten, bu kadar destekleyen, terörü bu kadar şımartan önemli sebeplerden birisi; bazı ülkelerin vekalet savaşları adı altında kendi birtakım menfaatlerini sağlamak için Asya'da, Afrika'da, Orta Doğu'da, Latin Amerika'da, dünyanın birçok yerinde terör örgütlerini silah vererek desteklemeleri, siyasi destek vererek desteklemeleri, lojistik destek vererek desteklemeleri, velhasıl kendi çıkarına zannettikleri terör örgütlerini silahlandırarak uluslararası alanda mevzi kazanma gayreti içerisinde olmalarıdır. Vekâlet savaşları kavramı, uluslararası ilişkiler tarihine bir kara leke gibi düşmüştür. Şunu yıllardır söylüyorum, bir kere daha burada ifade etmek isterim. Büyük devletler, teröre destek veren, vekil örgütlerini destekleyen devletler eğer bu vekil örgütlerine destek vermeyi, silah vermeyi, siyasi destek sağlamayı, lojistik destek sağlamayı bıraksınlar, bir hafta, 10 gün içinde dünyanın hiçbir yerinde terör örgütü kalmaz. Mesele bu kadar açık bir vaziyettedir. Dolayısıyla öncelikle bu uluslararası platformdan açıkça çağrıda bulunuyorum. Ne gerekçeyle olursa olsun, ellerini rahatlatmak için, kendi dış politikalarını desteklemek için, silahlı gruplara silah desteği veren, her türlü desteği veren ülkeler bu destekleri vermeyi sonlandırmalıdır. Eğer bu destekler verilmezse, dünyanın birçok yerinde terör örgütlerinin artık herhangi bir operasyon yapması mümkün değildir." dedi.

"Örgütlere on binlerce tır silah verenler Ortadoğu'daki istikrarsızlığın sebebidir"

Kurtulmuş, "Afrika'da içecek bir bardak temiz suyu olmayan, yiyecek yarım lokma ekmeği olmayan insanların elinde on binlerce dolarlık ölüm silahları bulunuyor. Bu silahları kim veriyor? Bu silahları bu terör örgütleri, herhalde çarşıdan pazardan satın almıyorlar? Bunlara bu silahları verenler, Afrika'daki terörün birinci derecede sorumlularıdır.  Aynı şekilde, terör örgütlerinin cenneti haline getirilen Orta Doğu'daki terör örgütlerine hangi ülkeler destek veriyor? Binlerce, on binlerce tır silahları getirip teslim ettikleri terör örgütler, Orta Doğu'da barışın değil, savaşın, istikrarsızlığın ve sosyal çöküntünün bizatihi sebebidir. Vekâlet savaşlarını bitirmek, terörle mücadelenin en önemli gündem maddelerinden birisi olmalıdır. Burada açık bir şekilde söylüyorum. Her uluslararası platformda teröre karşı mücadeleden bahseden bazı ülkelerin artık ikiyüzlülüğü bırakmaları gerekir. Teröre karşı mücadele ediyoruz diyenlerin önce teröre destek vermemeleri sağlanmalıdır. Bunun için uluslararası camianın, özellikle vekâlet savaşları üzerinden ortaya konulan terörü, ciddiyetle gündemine alması ve bunun sonuçlandırılması için mücadele etmesi gerekir." diye konuştu.

"Siyonist rejimin en büyük terör devleti olduğuna şüphe yoktur"

İşgal rejiminin Gazze'de sürdürdüğü soykırıma da dikkati çeken Kurtulmuş, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Bugün ikinci yılını dolduran, Netanyahu hükümetinin, siyonist rejimin Gazze'de işlediği suçlar, insanlık tarihinin en ağır utanç tablosudur. Bu 2 yıl içerisinde 70 bini aşkın sivil, bunların yüzde 80'i kadın ve çocuk olmak üzere acımasızca öldürülmüştür. 180 bini aşkın insan, bunların yarısı hayatlarını idame ettirmekte zorluk çekecek kadar ağır yaralı vaziyettedir. Bu verdiğim rakamlar Birleşmiş Milletler'in raporlarıdır. Hakikatte istatistiğin hangi seviyelere yükseldiğini ne yazık ki tam manasıyla bilemiyoruz. Ayrıca 7 bine yakın aile tamamen yok edilmiştir. Bu iki yıllık süre içerisinde okullar, hastaneler, camiler, kiliseler neredeyse tamamen yok edilmiştir. Sürdürülmekte olan bu soykırımın geldiği son nokta ise soykırım kelimesini dahi utandıracak boyuttadır. Artık açlık bile bir ölüm silahı olarak kullanılmaktadır. Böylesine büyük bir katliamın, böylesine büyük bir soykırımın, böylesine büyük bir devlet terörünün, en büyük terör olduğunda herhalde şüphe yoktur.

"Gazze'deki insanlık suçlarına karşı insanlık cephesi harekete geçti"

Kurtulmuş, "Dünyanın bütün terör örgütlerini bir araya getirseniz, terörist israil rejiminin Orta Doğu'da 2 yıldır Gazze halkına karşı sürdürdüğü bu soykırımdan daha ağır bir insanlık suçu işleyemezlerdi. Ancak ne yazık ki teröre karşı söz söyleyen bazı ülkelerin, İsrail'in ortaya koyduğu devlet terörüne karşı sessiz kalması ise maalesef bir büyük ibret vesilesidir. Bu devlet terörü, bu insanlık ayıbı dünyanın dört bir yanında sokağa çıkan milyonlarca insan tarafından kınanıyor. Gazze'deki insanlık suçlarına karşı insanlık cephesi harekete geçti. Bu insanlık cephesinin Gazze'deki büyük ayıbı ortadan kaldıracak güce ulaştı." şeklinde konuştu.

"Terör devletine karşı uluslararası camia en üst düzeyde mücadele etmeli"

İnsanlık cephesinin en somut göstergelerinden birisinin Küresel Sumud Filosu olduğunu kaydeden Kurtulmuş, son olarak şu ifadeleri kullandı:

"Bu filonun insanları maalesef uluslararası sularda, israilin gemileri tarafından alıkonulmuş, gemilere el konulmuş, insanlar gözaltına alınmış, birkaç gün sonra da deport edilmişlerdir. Bu süre içerisinde dünyanın dört bir tarafından yüzlerce insanın oluşturduğu bu insanlık cephesinin üyesi kahramanlara karşı büyük bir suç işlenmiş, onların gözaltında tutulanlara uygulanması gereken temel insani yaklaşımlar dahi sergilenmemiştir. Dünyanın gözü önünde, farklı milletlerden insanların bir araya geldiği, bu kadar büyük bir sivil kitleye karşı bile suç işlemekten çekinmeyen israil, terör devleti olma özelliğini herkese açıkça gösteriyor. Nasıl vekâlet savaşlarına karşı mücadele ettiysek, nasıl bir zamanlar uluslararası camia Güney Afrika'daki apartheid rejimine karşı mücadele ettiysek, bugün de artık tamamıyla bir terör devleti olma özelliği kazanmış olan israilin saldırgan hükümetine karşı uluslararası camia en üst düzeyde mücadelesini sürdürmelidir." (İLKHA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —