Müftü Bekiroğlu, camilerin ilim ve irfan yuvası olmasının yanı sıra Peygamber Efendimiz döneminde çeşitli meselelerin de halledildiği mekanlar olduğuna değindi.
Müftü Bekiroğlu açıklamasında, "Camilerin bizim hayatımızdaki yeri ve öneminden bahsederken, elbette ki önderimiz, rehberimiz, Efendimiz Muhammed Mustafa'nın (Sallallahu Aleyhi Vessellem) hayatına bakmamız lazım. Allah'ın Resulünün hayatında caminin yeri, önemi neydi ise bizim hayatımızda da aslında olması gereken o veya asgari düzeyde olması gereken o. Efendimizin (Sallallahu Aleyhi Vessellem) hayatına baktığımız zaman cami merkezli bir hayatının, bir yaşam tarzının olduğunu en basit bir siyer kitabını okurken bile görüyoruz. Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vessellem) malumunuz Mekke'den Medine'ye hicret ettiği zaman daha Medine'ye girmeden bile namaz kıldığı yerler, mescid edindiği yerler var." ifadelerini kullandı.
"Bir eğitici olarak bütün faaliyetlerini mescitte yapıyor"
Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in (Sallallahu Aleyhi Vessellem) hayatından örnek veren Müftü Bekiroğlu, "İşte bugünkü Kuba Mescidi'nin olduğu yer ve yine Medine'ye gelir gelmez daha henüz hiçbir evi ziyaret etmeden, hiçbir eve misafir olmadan, hiçbir yerde konaklamadan hemen mescid yerinin tespitini, mescid inşasının hemen başlamasını emrediyor, temin ediyor. Dolayısıyla Efendimizin (Sallallahu Aleyhi Vessellem) mescide bu yaklaşımı aslında bizim de mescide bakışımızı en güzel şekilde özetleyen bir husus. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vessellem) Medine'de mescidi inşa ettikten sonra bütün sosyal, siyasi, yani bir devlet başkanı olarak, bir yönetici olarak, aynı zamanda bir eğitici olarak bütün faaliyetlerini mescitte yapıyor." dedi.
"Efendimizin hayatındaki birkaç yönünü ele almamız lazım"
Mescidin dinimizdeki, Peygamber Efendimizin hayatındaki birkaç yönünü ele almamız lazım diyen Müftü Bekiroğlu şöyle devam etti: "Mescidin dinimizdeki, Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi Vessellem) hayatında olması gereken yönü noktasında. Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vessellem) Medine'de Mescid-i Nebevi'yi inşa ettiği zaman, ilk mescidi inşa ettiği zaman sahabenin günlük eğitimini orada veriyor. Nasıl bir günlük eğitim? Günde beş vakit namaz, namaz araları, namazlardan önce ve sonrası... Burada Sahabe-i Kiramı, yeni Müslüman olanları bilgilendiriyor. Nazil olan Ayet-i Kerimeleri onlara açıklıyor, izah ediyor, onların sorularını cevaplandırıyor. Ve ilerleyen zaman diliminde, Suffa dediğimiz kısımda, mescidin bir köşesindeki bir gölgelikte de sahabeye bir anlamda eğitim veriyor. Suffa'da bulunan sahabelere bir anlamda ilim, eğitim, öğretim noktasında destek oluyor, yardımcı oluyor. Bununla ilgili alimlerimiz mescitte derslerin, eğitimin yapılmasının şu faydasından bahsediyorlar: Peygamber Efendimizin uygulamasından dolayı mescitte yapılan ilim, mescitte yapılan eğitim programlarının, faaliyetlerinin insanın manevi yönü üzerine çok ciddi etkisinin olduğunu ve öğrenmeyi daha da hızlandırdığını ifade eden alimlerimiz var."
"35 bin öğrenciye camide ders verdik"
Yaz Kur'an kurslarında camilerin etkisinden bahseden Müftü Bekiroğlu, "Şimdi yaz kurslarımız tamamlandı hamdolsun. Şehitkamil ilçemizde yaklaşık 32 bin öğrenciyi, resmi kayıt olarak 32 bin öğrenciyi, kayda girmeyen öğrencilerimizi de dahil ettiğimiz zaman bu 35 bini buluyor. Hocalarımız, cami imamlarımız, müezzinlerimiz, Kur'an kursu hocalarımız, hanımefendiler, öğrencilerin eğitiminde görev aldılar. İnşallah Rabbim bereketini ihsan edecektir. Camilerimize gittik, gördük. Gerçekten orada saygı, sevgi, ahlak noktasında ve Kur'an-ı Kerim'i öğrenme noktasında kısa bir zaman diliminde çokça mesafe alınabildiğini, çokça mesafe alındığını gördük. Bu da caminin bereketi. Peygamber Efendimizin o sünnetinin uygulamasının bir bereketi olduğunu düşünüyoruz." şeklinde konuştu.
"Caminin bizim hayatımızda pek çok önemi var"
Müftü Bekiroğlu, "Fiziki olarak olan kısımlarını bir kenara bırakıp manevi yönünü aldığımız zaman, camiye devam eden bir toplumda bir kere sayılı sevgi gelişir. Neden? Çünkü safa durduğumuz zaman sağımızdaki, solumuzdaki, önümüzdeki, ardımızdaki komşumuz olur, arkadaşımız olur, küs olduğumuz olur, barışık olduğumuz olur. Onlara ibadet ederken, Allah'a yönelirken belirli bir sayılı çerçevesi içerisinde davranışta bulunuyoruz. Caminin bize kazandırdığı güzelliklerden birisi. Bir diğeri, ahlaki bir eğitim veriyor. Mescitler, camiler. Nasıl ahlaki bir eğitim? Orada büyüğe saygı gösterilmesi gerektiği, küçüğe sevgi gösterilmesi gerektiği ve yine oradaki davranışlarımızın cami edeb ve adabına uygun olması gerektiği noktasında aslında bir ahlaki eğitimden de geçiyoruz. Ve bunlardan daha önemlisi, bu ahlaki eğitimin en önemli parçası, Cenab-ı Allah'ın huzurunda yaşlısıyla, genciyle, çocuğuyla, büyüğüyle, zenginiyle, fakiriyle hepimiz bir safta duruyoruz. Dolayısıyla ahlaki eğitim camilerde süreklilik arz eder ve gencimize, çocuğumuza, yaşlımıza, her birimize tek tek faydası olan bir eğitim." dedi.
"Caminin sosyal hayat üzerinde de çok ciddi etkileri var"
Camilerin mahallelinin bir araya gelme ve birbirinden haberdar olma yerleri de olduğuna değinen Müftü Bekiroğlu, "Çünkü Cenab-ı Allah'a yöneliyoruz, Kabe'ye yöneliyoruz ve bu yönelişimizde hepimiz bir tarağın dişleri gibi eşitsiz. Sosyal hayatta farklı farklı konumlarımız olsa bile, sosyal hayatta farklı pozisyonlarda olsak bile, Allah'ın huzurunda, aynı çizgide, aynı hatta, omuz omuza durmuş vaziyetteyiz. Bu da bize manevi olarak, ahlaki olarak ciddi bir manevi eğitim sağlamakta, katkı sağlamakta. Yine camiler sosyal açıdan bizim için önemli. Çünkü camide bir araya geldiğimiz zaman, günde beş vakit gördüğümüz insanların derdi var mı, sıkıntısı var mı, problemi var mı, bugün niçin camiye gelmedi, bu vakit niye gelmedi, bütün bunlardan haberdar olma ihtimalimiz çok yüksek. Daha önceden görev yaptığımız yerlerde, imamlık yaptığım yerlerde şahit olduğum bir şey, mahallenin bütün oldubittisi, mahallede meydana gelen sıkıntılar, mahallede sevinç zamanları, mahallede meydana gelecek güzel anılar, güzel anıların hepsinin haberini mescitte almanız mümkün. Ve yardıma koşmanız gereken birileri varsa, birkaç kişiyle birlikte, çevrenizde oluşan bir toplulukla birlikte hareket etme olan ağınız çok yüksek. Dolayısıyla caminin sosyal hayat üzerinde de çok ciddi etkileri var. Hayat boyu iş icabı görmediğiniz insanları bir namaz vaktinde mescitte görmeniz, onunla hemhal olmanız, hal hatır etmeniz mümkündür." ifadelerini kullandı.
"Her gün en az bir vakit namazı camide kılın"
Müftü Bekiroğlu, "Dua ve zikir için camiler, Cenab-ı Allah ile iletişimimizin en güçlü yerlerinden biridir. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde, Allah ile toplumla ve kendi ruh dünyamızla olan iletişimimizi güzel bir şekilde kurabilmemizin mekanı camilerdir. Bunu hatırlamak ve bu bilinci canlı tutmak için çaba göstermek önemlidir. Bu nedenle, her Müslümanın beş vakit namazının en az birini camide eda etmesi çok değerli ve yapıcı bir davranıştır. Her bir Müslümanın beş vakit namazının birini camide kılması, cemiyetimizin ilerlemesine de katkı sağlar. Hepimize Allah’tan hayırlı ve bereketli bir ibadet hayatı diliyoruz." dedi. (İLKHA)