İTTİHADUL ULEMA bünyesinde eğitim gören 17 kız öğrenci, Van Merkez İmam Hatip Lisesi Konferans Salonu’nda düzenlenen programla, mezuniyet belgelerini aldı.
Programa medrese hocaları, öğrenciler ve aileleri yoğun ilgi gösterdi.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda, medreselerin toplumdaki önemi, kız öğrencilerin ilim öğrenmesinin ehemmiyeti, Mescid-i Aksa ve Kudüs davası ile siyonist işgal rejiminin Gazze’de işlediği soykırıma dikkat çekildi.
Sinevizyon gösterimi ve Hannenur Demir’in şiir dinletisi de salondan büyük beğeni topladı.
Programın açılış konuşmasını yapan Zeynep İnan, “İTTİHADUL ULEMA, maneviyatı yüksek, donanımlı, bilinçli, şuurlu ve kendi değerlerine sahip çıkan, ailesine ve toplumuna faydalı nesillerin yetişmesini ana hedef yapmıştır. Özellikle çağımızda, kadınlara yönelik kurulan kirli ve çirkin saldırıları önleme, hazırlanan bu sinsi tuzaklara ışık tutma ve korumak için, neslimizi bilinçlendirme ve Kur’an mesajı ile buluşması noktasında medreseler açmakta, imkânlar ve ortamlar hazırlamak için seferber olmaktadır. Âlimler ve Medreseler Birliği, bu duygu ve heyecanla ilmi hizmetlerine ara vermeksizin devam etmektedir. Yurdun birçok yerinde, tecrübeli Seydalarımızın rehberliğinde ve binlerce medrese talebesi kardeşimizle beraber, dinimizi en iyi şekilde öğrenmek, aziz Peygamberimizin en büyük mirası olan İslami ilimleri ve medrese kültürünü yarınlara taşımanın say ve gayreti içerisindedir.” dedi.
“Medreseden mezun olanın edebi, haya ve vakar ile parlamalıdır”
Öğrencilerin bundan sonraki süreçte dikkat etmesi gereken noktalara değinen İnan, “Bugün sadece talebelerimizin mezuniyet belgelerini alacağı bir gün değildir. Bugün, yıllarca sabırla, azimle, gayretle yürütülen bir ilim yolculuğunun meyvesinin toplandığı, rahmetle yoğrulmuş bir ilim bahçesinin çiçek verdiği gündür. Sizler, bu çağın zor şartlarında evlatlarınızı medreseye yönlendirdiniz. Onlara dünyevi ziynetler, kariyer ve vasıflardan önce Allah’ı, kitabını, Resul’ünü öğretmeyi tercih ettiniz. Bu, modern dünyanın gözünde belki bir fedakârlık; ama Allah katında bir izzettir, bir şereftir. Ne mutlu size. Sevgili kızlarımız, sizler artık birer mezunsunuz. Ama asıl yolculuk şimdi başlıyor. Artık omuzlarınızda sadece kitap değil; ümmetin umudu, neslin terbiyesi, ailenin inşası, toplumun ihyası var. Bugün burada giydiğiniz bu libas, sadece bir mezuniyet elbisesi değil; bir sorumluluk, bir temsil makâmıdır. Unutmayın: Kur’an’ı bilenin yükü ağırdır. Hadisi bilenin dili temiz, ahlakı güzel olmalıdır. Medreseden mezun olanın edebi, haya ve vakar ile parlamalıdır. Şu manen yıkık, birçok değerinden uzaklaşan toplumu imar etmenin ve öze döndürmenin tek yolu İslami ilimlerdir. Ulema toplumun doktoru ve mimarıdır. Bu mezuniyetinizi bir açıdan toplumu imar projesinin önemli bir parçası olarak görüyoruz. Toplumun bilinçlenmesinde güzel bir adım olarak değerlendiriyoruz. Biz yıkım için değil, yapmak için, onarmak için bu yollara çıktık. Kin, düşmanlık ve ayrışmak için değil; sevgi, kardeşlik ve muhabbet tohumlarını ekmek, çocuklarımıza güzel yarınlar hazırlamak için yola çıktık. Var oluşumuzun sebepleri bizi gayrete getirmeli. Azmimizi bilemeli. Hedeflediğimiz işlerin ve yüklendiğimiz vazifenin büyüklüğü, bizi gayrete getirmeye yetmelidir.” ifadelerini kullandı.
“İlim talep etmek her Müslümana farzdır…”
Araştırmacı-Yazar Sezgin Özbay ise “İlmin Ehemmiyeti ve Müslüman Kadının Şahsiyeti” başlıklı bir konuşma yaptı. Özbay, “Buradaki güzel kardeşlerimiz icazet almışlar, yıllarını vermişler. Annelerinden, babalarından, kardeşlerinden yıllarca uzak durmuşlar. Ara ara görseler de bilirsiniz yani sevdiklerinizle aranızda olan muhabbete o kadarcık bir görüşme yetmiyor. Ve bu kardeşleriniz Hz. Meryem misali bulundukları yerde Allah-u Teala onlara ilim göndermiş. Onları bir bitki gibi yetiştirmiş Rabbimiz. Ne kadar şükretsek azdır, ne kadar sevinsek azdır. İlim talep etmek her Müslümana farzdır buyuruyor Efendimiz Aleyhisselam. Yani kadın demiyor, erkek demiyor, her Müslümana farzdır buyuruyor. Dolayısıyla baktığımızda ilim öğrenen bir kadın bize abes gelmemeli. Aksine anneler toplumu daha çok yönetiyor değil mi? Yetiştiriyor, eğitiyor. Baktığımızda işte Efendimiz Aleyhisselam ilmin ehemmiyetine böyle değiniyor; İlim öğrenmek her Müslüman için farzdır buyuruyor. Cehalet karanlıktır, koyu karanlıktır. İlim ise insanın yolunu aydınlatan nurdur.” dedi.
“Biz tesettürümüzle tanınıyoruz”
İslam düşmanlarının çarşafa ve medreselilere olan bakışını eleştiren Özbay, “Şimdi İslam düşmanları burayı görse biliyorsunuz ne oluyor? Hemen haber yapıyorlar. Ay şunlara bakın başları öne eğik ne kadar utanıyorlar. Hayır kaldırın başlarınızı. Neden? Onlar bunun tevazudan olduğunu bilmiyorlar. Hazreti Peygamber'in Mekke'yi fethettiğinde başı önüne o kadar eğikmiş ki devenin üzerinde kafası devenin başına, hörgücüne değiyormuş. Yani o kadar ki eğilmiş tevazuundan dolayı, alçak gönüllülüğünden ve Allah'a şükretmesinden dolayı. Ama siz onu nereden bileceksiniz? Niçin bu kızların başı eğik? Niçin gözleri bakışları yerde? Nereden bileceksiniz? İşte bu bir üniformadır. Dışarıda lacivert giysili birini gördüğümüzde işte arması olduğunda bu polistir diyoruz değil mi? Tanıyoruz. İşte biz de tesettürümüzle tanınıyoruz. Şu an bu kardeşlerimiz de burada üniformalarıyla tanınıyorlar.” diye belirtti.
“Uzun ve yorucu bir eğitim sürecinden sonra kutlu bir neticeyi görmenin heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz”
Öğrenciler adına konuşan Elif Aktaş, “Ben ve arkadaşlarımın eğitiminde emeği geçen İTTİHADUL ULEMA’nın muhterem Seydalarına, şahsım ve tüm mezun arkadaşlarım adına teşekkürlerimi, saygılarımı ve hürmetlerimi arz ediyorum. Evet, uzun ve yorucu bir eğitim sürecinden sonra kutlu bir neticeyi görmenin heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bu sevinçli günümüzde yanımızda olmanızdan dolayı hepinize çok teşekkür ediyorum. Ben ve arkadaşlarım ilim yolunu seçerken, bir gün mezuniyet sahibi olmak hayaliyle seçmedik. Arkadaşlarımla bu yola girerken en büyük hedefimiz rabbimizi tanımak, ona yakın olmak, onun rızasına erişmekti. Rabbimizin kitabını anlamak, kulluğumuzu, vazifelerimizi bilmek ve hidayet yollarını tanımak en büyük amaçlarımızdandı. İlim yolunun uzun ve bitmez bir yol olduğunu, ilmin bizlere büyük sorumluluklar yüklediğini, işimizin bitmediğini daha yeni başladığını da biliyoruz. İlmimizle amel etmemiz gerektiğini, bildiklerimizi öğretmemiz gerektiğini çok iyi biliyoruz. Bu açıdan bizler, bu belgelerin bir son değil yeni bir hayatın başlangıcı olduğunu kabul etmek durumundayız.” dedi.
“İlmi çalışmalarımızı ara vermeden devam ettirmeliyiz”
Mezuniyet belgelerini alan arkadaşlarına seslenen Aktaş, “Kıymetli mezun arkadaşlarım, aldığımız ilmin gereğini yerine getirmek zorundayız. Öğrendiklerimizi yaşamak ve öğretmek mecburiyetindeyiz. Yıllarca, büyük emekler verilerek aldığımız eğitimden sonra kendimizi evlere hapsetmemeliyiz. İlmi çalışmalarımızı ara vermeden devam ettirmeliyiz. Kibir yok, övünmek yok, tepeden bakmak yok; tevazu içinde olmalıyız. Üstünlük ve şerefin salt bilgide değil, takvaya dönüştürülen ilimde olduğunu unutmamalıyız. Dünyanın fani ve geçici zevklerine, aldatıcı makyajlarına kanmamalıyız. Yarın rabbimizin huzuruna varacağımızı, tüm nimetlerden bir bir hesaba çekileceğimizi asla unutmamalıyız. Bu şuurla rabbimizin rızasını gözeterek, Sahada, halkın içinde ve hakkın emrinde aktif ve dimdik ayakta olmalıyız. Öğrendiklerimizi zaman kaybetmeden başkalarına aktarmanın gayretinde olmalı, insanların ıslah ve hidayeti için yarış halinde olmalıyız. Bununla birlikte aldığımız ilim, bizleri Allah’a yakınlaştırmalı, helal olana yönlendirmelidir. Allah’a yakınlık vesilesi olmayan bilginin büyük bir vebal olduğunu unutmamalıyız. Ben buradan tüm annelere ve babalara seslenmek istiyorum. Çocuklarınızın dünya ve ahiret selametini düşünüyorsanız hiç vakit kaybetmeden, gönül rahatlığıyla ilim yuvalarına gönderiniz. Medreseler onlar için en emniyetli ve güvenilir mekanlar olduğunu unutmayınız. Son alarak bugünümüzün, bu programımızın ve bu mezuniyetlerin, İslam ümmeti için hayırlar getirmesini rabbimizden diliyoruz. Aldığımız ilimlerle amel etmeyi bizlere nasip etsin. Ayaklarımızı ve kalbimizi dini üzerine sabit tutmasını Rabbimizden niyaz ediyorum.” şeklinde konuştu.
Program, öğrencilerin icazetlerini alması ve Molla Abdurrahim Timurtaş’ın yaptığı dua ile sona erdi. (İLKHA)