Betül Altınsoy’un Eğitimci Yazar Hilal KAYA İle Söyleşi
Hilal Hanım, size klasik bir sorum olacak belki ama biz okurlarınız olarak Hilal Hanım’ı biraz daha tanımak istesek sizin bize kendinizi tanıtacağınız, tanımlayabileceğiniz bir mottonuz var mıdır? Hilal KAYA kimdir?
Öncelikle merhabalar. Ben Hilal, okul öncesi öğretmeni ve resimli kitap yazarıyım. Okumayı su, yazmayı da oksijen kadar elzem görüyorum. Beni tanımlayan en önemli unsurların başında ise emek verdiğim işler geliyor Bir yandan editörlük yapıyor bir yandan da çocuk edebiyatı üzerine naçizane atölyeler yapıyorum. Çocuklarla buluşan on tane resimli kitabım var. Güneş Çocuk Dergisinin yayın kurulundayım ve orada aktif olarak yazarlık yapıyorum. Ayrıca arkadaşım Sümeyra ile açtığımız Atölye Çocuk Kutu hesabımızda edebiyata dair atölye ve programlar düzenliyoruz.
Çocukların dünyasına girmeniz zor olmuyor mu?
Bu konuda öğretmenlik mesleğim devreye giriyor daha çok. Anasınıfı öğretmeni olarak onlarla bolca vakit geçirebildiğim ve farklı konular hakkındaki yorumlarına birebir şahit olduğum için, onlar gibi düşünmek daha kolay bir hale geliyor. Bilhassa sınıfta kitap okurken, verdikleri tepkileri, kitaplara olan ilgi şekilleri çok iyi gözlemlemeye çalışıyorum. Zihnimde dolanan fikirleri bazen önce onlara açıyorum ve zihnimdeki fikirlere bir de onlarla beraber bakıyorum.
Çocuklarla iletişim deneyimlerinizde sizi derinden etkileyen durumlar oldu mu?
Hem fuarlarda hem de okur yazar buluşmalarında çocuklarla bir araya gelmek inanılmaz bir motive kaynağı. Özellikle kendi sınıfımdaki öğrencilerime kendi kitaplarımı okurken, hikayelerime olan ilgilerini müthiş bir keyifle izliyorum. Ama beni en çok etkileyen dönütü, Hotoz kitaplarımızın çizeri Sevil Keleş anlatmıştı. Hotoz ilk kitapta Norveç’e gidiyor ve orada güneşin doğmasını bekliyor. Uzun süre beklerken de başına trajikomik işler geliyor. Sevil’in bir arkadaşının kızı, sabah karanlığında okula giderken, isyan etmiş bir gün. “Olmuyor, bir türlü güneş doğmuyor, Hotoz gibiyim sanki!” tarzında cümleler kurmuş. Bir çocuğun, duygu durumunu anlatırken, benim yazdığım bir kahramanı kullanması, kahramanımın onun hislerine tercüman olması benim için muazzam bir deneyimdi.
Sizce herkes hikaye yazabilir mi?
Evet, yeterince okuyan, yeterince emek veren, kendini yeterince geliştiren, bu işi hobi değil de hayat amacı olarak görebilen, hayatını bu alana adayabilen herkes yazabilir.
Çocuklar için bir şeyler üretmek, onlara dair çalışmak hayatınızı nasıl etkiliyor?
Çocuklar için yazmak, her şeyi farklı gösteren bir gözlükle yaşamak gibi. Çevrenizde gördüğünüz her şeye bir anlam arayarak bakıyorsunuz. Çünkü her şey sizin için, bir kahraman, bir konu, kısaca bir hikaye olabilir. “Acaba bundan hikaye çıkar mı?” ile yaklaşıyorum hayata. Bilmediğini anlatamaz insan, anlatabilmek için hayatı olabildiğince bilmeye çalışıyorum.
Peki evde çocuğu olan anne babalar için veya öğretmenler için ‘kitap okuma” konusunda neler önerirsiniz?
Kitap okumayı “kazanılması gereken bir alışkanlıktan” çok daha öteye taşıyabilmeliyiz artık. Okumak düşünce kalitemizi dolayısıyla hayat görüşümüzü direk etkileyen bir mesele. O yüzden, evvela yetişkinler olarak bizler elimize kitap almalıyız. Çocuklar da peşimizden gelecektir mutlaka. Burada ikinci kritik nokta ise doğru kitap seçimi. Kitap zevki de damak zevki gibidir. Çocukların kendi zevklerine uygun kitaplara yönlendirilmesi için emek sarf etmek gerekir.
Kitaplarınızın beyaz perdeye ya da TV ekranlarına uyarlanmasını ister misiniz?
Şu an sıradaki hayalim tam olarak bu aslında. Bilhassa Hotoz serisini animasyon olarak görmeyi çok istiyorum. Bunun için henüz somut bir adım atamamış olsam da, bu hayalim ve bu amacım sürekli başucumda. An yakın zamanda nasip olur inşallah diyelim.
Güzel ve keyifli bir sohbetti. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Öncelikle size nazik davetiniz için çok teşekkür ederim. Lütfen kendinizi de çocuklarınızı da kitapların büyülü dünyasından mahrum bırakmayın olur mu?
Vakit ayırdığınız için teşekkür eder, çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.