Betül Altınsoy’un  Yazar Bihter Saatçi ile Söyleşi  Kendinizi okurlar, genç ve yeni araştırmacılar için kısaca tanıtır mısınız? 1979 Frankfurt’ta doğdum. Evli ve bir çocuk annesiyim. 2002 yılında Ege Üniversitesinden peyzaj mimarı olarak mezun oldum. 2009 yılında Akdeniz Üniversitesinde yüksek lisansımı tamamladım. Yine 2007-2016 yılları arasında akademisyen olarak Akdeniz Üniversitesinde çalıştım. Bilginin paylaşıldıkça, bir başkasına aktarıldıkça anlam kazandığına inandığım için bildiklerimi paylaşmaktan büyük mutluluk duyarım. Doğayı, gezmeyi, okumayı, yazmayı ve bilgisayar oyunlarını severim. Sevdiklerimle vakit geçirmeyi sevdiğim kadar yalnızlığıma da ihtiyaç duyarım.    Şimdi Bir Meslek Seçme Hakkınız Olsa İdi Şimdiki Mesleğinizi mi Seçerdiniz? Değiştirirseniz Hangi Mesleği Seçerdiniz? Mesleğimi seviyorum. Planlama ve özellikle tasarım keyifle çalıştığım alanlar. Tasarım sürecinin yazım hayatıma da olumlu etkileri olduğunu düşünüyorum. Zira ikisi de bir problemin çözülmesine yönelik atılacak adımları tasarladığımız sonuç odaklı ve zihinde işleyen bir süreç. Yine de değiştirme şansım olsa belki bilgisayar programlama, oyun yapımı gibi konularda çalışıyor olmak isteyebilirdim.    Ne kadar zamandır yazıyorsunuz? Yazmak sanıyorum ki her zaman içimde olan bir istekti. Zira ortaokul sıralarında Agatha Christie romanlarını okuduğum bir dönem benzerlerini karalamaya çalıştığım bir defterim var. Ancak gerçek anlamda farkında olarak yazmaya başlamam üniversite yıllarımın sonlarına uzanmakta. Okumaktan büyük keyif aldığım fantastik kurguları bir parça olsun deneyimleyebilme arzusuyla benzer zevklere sahip arkadaşlarımızla internet üzerinden çeşitli forumlarda hikâyeler kurguladık. Yazdıklarımı paylaşmanın ve okuyanları heyecanla farklı maceralara sürükleyebilmenin hazzını aldıktan sonra kendi kurguladığım bir dünya ile tamamen bana ait çalışma yapmaya karar verdim. Kısa bir ön çalışmayla girizgâh yaptığım Mühür Kıran iki sene gibi bir sürecin ardından tamamlandı ve 2018 yılında mürekkeple buluşma şansını yakaladı.   İlk kitabı bastırmak hep sancılı bir süreçtir. Sizde de mi böyle oldu? Bence yazım sürecinden bile daha sancılı bir aşama. Yazmak, eser dosyanızın hazırlanması, gönderime hazır olduğuna karar vermeniz tamamen sizin kendinizle alakalıyken dosyanızı göndermeniz ve yayınevlerinin dönüşlerini beklemeniz tamamen kontrolünüz dışında kalan bir adım. Geri dönüşleri beklerken geçen süre ve belirsizlik yazar için duygusal açıdan oldukça yorucu ve hırpalayıcı. Bu konuda benim tavsiyem ve bir yazarın kendisine yapabileceği en büyük iyilik bu süreci kendi halinde işlemesi için bir kenara bırakıp, mümkünse unutup odağını yeni çalışmalara çevirmesi olur.      İnsanların çoğu 'hayatımı yazsam roman olur' der. Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yazmak bir yetenek midir? Gerçekten isteyen, bu konuda kararlılık gösteren, okuyan ve araştıran kısacası kendisini geliştirmeye açık herkesin yazabileceğine inanıyorum. Ancak yazmanın aynı zamanda yetenek işi olduğuna da inanıyorum. Raflara baktığınızda yerli yabancı pek çok yazarın ismini görebilir, bin bir çeşitte yazılmış eserleri bulabilirsiniz. Yine de benzer kitapların bile okuyucunun dimağında bıraktığı tatlar farklı farklıdır. İşte bu farklılıklar bence yeteneğin dokunuşundan ileri gelir.        Hayal gücü yazmaya etken mi peki? Kesinlikle. Hayal kuran bir zihin sürekli üretim halindedir. Bir noktadan sonra zihninizde ortaya çıkan şeyleri somutlaştırma ihtiyacına kapılır belki de başkalarıyla paylaşmak ister ve yazmaya başlarsınız. Hayatın amacı sizce ne olmalı? Hayatın amacı başkalarına bir şekilde temas edebilmek, ruhlarına, kalplerine, düşüncelerine dokunabilmek olmalı.    Bu sohbet için çok teşekkür ederiz. Bu keyifli sohbet için asıl ben teşekkür ederim.


Betül ALTINSOY

Betül Altınsoy’un  Yazar Bihter Saatçi ile Söyleşi

Betül Altınsoy’un  Yazar Bihter Saatçi ile Söyleşi

Tarih: 29.11.2023 11:09