Geçtiğimiz günlerde her sabah saat beşte uyanmayı bir alışkanlık haline getirmeye karar verdim. Dergilerde, gazetelerde erken uyanmaya karar veren ve “Hayatım değişti!” diyen insanları sık sık görüyoruz. Doğal olarak ben de bunu denemek ve erken uyanmanın gerçekten bahsettikleri kadar mucizevi bir etkisi var mı yoksa sadece abartı mı görmek istedim. Ama sanırım bu noktada benim hayatım boyunca gündüz insanı olduğumu her sabah hızlı ve tazelenmiş uyandığımı belirtmem gerekir.
İlk başlarda oldukça zorlandım, bunu inkâr etmeyeceğim. Ama alışmak o kadar da zor olmadı. Asıl problem erken yatmaya adapte olmaktaydı. Her gün saat on gibi uyursam yedi saatlik bir uyku almış ve yeterli enerjiyle güne başlamış oluyordum. Eğer yatağa gece yarısından sonra, hele hele iki üç gibi gidersem ertesi gün uyanık kalmak tam bir işkence oluyordu. Aynı zamanda ev arkadaşım da bu duruma uyum sağlamakta oldukça zorlandı. Ben saat onda uyumak istediğimde bu artık gürültü yapamayacağı anlamına geliyordu; hâlbuki onun uyumasına daha saatler vardı! İlk başlarda çok hoşuna gitmese de benim hevesimi kırmamak için sesini çıkarmadı.
Zamanla programım oturdu ve uygulamak kolaylaştı. Ayın sonlarına yaklaştığımızda saat dokuz buçuk olduğunda esnemeye başlar olmuştum. Onda uykuya dalmak oldukça kolaydı! İşin komiği ev arkadaşım da aynı tempoya uyum sağlamıştı.
Geriye şöyle bir dönüp baktığımda sadece günün başlangıcını 3 saat geriye çektiğimi fark ediyorum. Normalde 9’dan gece yarısına kadar olan günümü sabah 5’ten 10’a çekmiştim, hepsi bu! Ama hayatımda hiç olmadığım kadar üretken hissediyordum!