10338,50%-1,20
41,85% 0,03
48,94% 0,35
5713,74% 0,94
9656,35% 3,23
Gazze ve Doğu Türkistan'da devam eden katliam ve zulümlerle birlikte dünyanın dört bir yanında İslam'a ve İslami değerlere savaş açan emperyalist güçlerin ana hedeflerinin aile olduğuna dikkat çeken alimler, "özgürlük" bahanesiyle neslin akidevi ve kültürel bağlarını zayıflatmaya yönelik çalışmalar yürütüldüğüne vurgu yaptı.
İTTİHADUL ULEMA tarafından Diyarbakır'da düzenlenen 10'uncu Alimler Buluşması programına Doğu Türkistan'dan katılan Doğu Türkistan Ulemalar Derneğinden Ahmed Muhammed, Gazze'de siyonist zulmünden bahsederken komünist Çin'in Doğu Türkistan'da yaptığı zulümlerden söz etti.
Ahmed Muhammed
"Yaşanan zulümlerin sebebi, zayıflığımız, gafletimiz ve İslam ülkeleri arasındaki siyasi ayrılıklardır"
Öncelikle, 10'uncu Alimler Buluşması programına katılma davetinden dolayı Alimler ve Medreseler Birliği’ne teşekkürlerini ileten Muhammed, "Burada, dünyanın dört bir yanından İslam ümmetinin âlim ve mücahidleri bir araya gelmiş bulunuyor. Tabii ki, İslam âlemi olarak bugün birçok ve büyük sorunlarla karşı karşıyayız. Bunların en önemlilerinden biri Filistin’de, Doğu Türkistan’da ve başka ülkelerde olduğu gibi düşmanların Müslüman ülkeleri işgal etmesi ve Müslümanların boyunduruk altına alınmasıdır. Bütün bunların sebebi, zayıflığımız, gafletimiz ve İslam ülkeleri arasındaki siyasi ayrılıklardır. Fakat İslam, nihayetinde hepimizi tek bir çatı altında toplayan bir dindir. Allah Teâlâ’dan, bu kongrenin önümüzdeki günlerde Müslümanların birliğini güçlendirmeye katkı sağlamasını diliyorum." ifadelerini kullandı.
Gazze iki yıldan beri savaş, saldırı ve terörün acılarını çektiğini kaydeden Muhammed, "Filistin halkı, özellikle Gazze’deki kardeşlerimiz, büyük acılar yaşamış; binlercesi şehit edilmiş, yüz binlercesi yaralanmış, milyonlarcası yerinden edilmiştir. Evler, meskenler ve her şey yıkılmıştır. Gazze, adeta hiçbir binası kalmamış boş bir araziye dönmüştür. Bu, elbette büyük bir günah ve suçtur. Bu büyük suç nedeniyle, dünya genelinde insanlar Filistin ve oradaki kardeşlerimizin davasını desteklemek için ayağa kalkmıştır. Allah-u Teâlâ’dan, bu halkın yakında özgürlüğüne ve bağımsız devletine kavuşmasını diliyorum." temennisinde bulundu.
"Sınırsız özgürlük, ahlaki ve toplumsal çöküşe yol açar"
Doğu Türkistan'da uygulanan Çin zulmünden de söz eden Muhammed, şu ifadelere yer verdi:
"Türkistan konusuna gelince, biz Türkistanlılar da aynı şekilde Çin komünist devletinin zulmünden ve şiddetinden acı çekiyoruz. Komünistlerin en önemli yöntemlerinden biri, Müslüman aileyi parçalamak, anne-baba ile çocuklar arasına ayrılık sokmak ve bu yolla çocukların dini kimliğini silmek, onları fikrî, akidevî ve kültürel olarak kontrol altına almak istemeleridir. Neden mi? Çünkü Müslüman ailenin sağlam bağlılığı, İslami kimliğin korunmasının temelidir. Aile içindeki bağların koparılması ise kimliğin kaybına, dinin zayıflamasına, gençlerin ve kızların İslam’dan uzaklaşmasına neden olur. Sonunda ise toplum, ahlaki çözülmeye ve dış güçlerin hâkimiyetine açık hale gelir. Bu yüzden, komünistler, ateistler ve diğer düşmanlar, özgürlük bahanesiyle Müslüman aileyi parçalamak, ebeveyn ve çocuklar arasında fitne çıkarmak isterler."
Muhammed, "Sözde bireysel özgürlük adına herkesin kendi başına yaşaması gerektiğini savunurlar ama sonunda bu sınırsız özgürlük, ahlaki ve toplumsal çöküşe yol açar. Bu çöküşle birlikte toplumlar arasındaki dayanışma kaybolunca düşmanlar böyle bir topluma kolayca hâkim olur, onu yozlaştırır ve çökertebilir. İşte bu yüzden bu kongre, Müslümanlara ailenin önemi ve Müslüman aile bağlarının korunması konusunda farkındalık kazandırmak bakımından son derece önemlidir. Çünkü bağlı ve güçlü bir Müslüman aile, bu dini yaşatmanın ve korumanın en temel sebebidir." şeklinde konuştu.
Usame Abdülhamit Balekî
İslam toplumunu ifsat etmeye yönelik ortaya atılan fikir ve akımların karşısında durulması gerektiğinin altını çizen Irak Kürdistan'ından Dr. Usame Abdülhamit Balekî, başta Gazze olmak üzere aileyi ifsat, asimilasyon ve ahlaki yozlaşma gibi durumlar karşısında İslam'ın alimlere yüklediği sorumluluklar olduğunu, alimlerin halkı bu tür konularda uyarmaları gerektiğini ifade etti.
"Davamızı terörizm, Müslümanları terörist olarak tanımlıyorlar"
Konuşmasına düzenlenen programdan ötürü İTTİHADUL ULEMA'ya teşekkürlerini ileterek başlayan Balekî, "Malumunuz olduğu üzere Gazze meselesi bütün dünyayı ilgilendiren bir hal almıştır. İnsanlık olarak; sadece Müslümanlar değil aynı zamanda gayri Müslimlerden de binlerce kişi Gazze’yi savunmak için sokaklara dökülüyorlar. Fakat biz Müslümanlara insanlık dışında İslam’ın da yüklediği sorumluluklar var. Bundan dolayı alimler ve hocalar halkı bu konuda uyarmaları lazım. Onların daha aydın olmalarını sağlamaları lazım. Daha önceleri Şeyh Said, Bediüzzaman ve başka birçok alim uyarmakla yetinmedikleri gibi bizatihi kendileri kıyamlara öncülük ediyor, İslam düşmanlarına karşı duruyordu. Bu durumda biz alimlerin görevlerini daha da ağırlaştırıyor. Gençlerimizi meseleleri doğru anlamaları için uyarmalı ve yol göstermeliyiz." ifadelerine yer verdi.
Dünya Müslümanlarının karşılaştığı tehlikelere dikkat çeken Balekî, "Biz Müslümanlar düşmanlardan kaynaklanan onlarca sıkıntı ile karşı karşıya kalmışız. Davamızı terörizm, Müslümanları terörist olarak tanımlıyorlar. Fakat gerçek şu ki kendileri teröristtirler ve Müslümanlar sadece kendilerini, dinlerini ve akidelerini savunuyorlar. Doğu Türkistan’daki durumu şu anda hiç kimse dile getirmiyor bile. Çünkü orada bu zulmü yapan devlet, teknoloji ve bilim alanında kendini geliştirdiğini ve Müslümanları savunduğunu iddia ediyor. Fakat maalesef Müslümanlar birbirlerinin dertlerin habersizdirler. Her şeyden önce Müslümanların birbirlerinden haberdar olmaları lazım. Allah Resulü Müslümanları 'taşları birbirine kenetlenmiş bir bina' olarak tanımlıyor. Bizler de bu şekilde birbirimize sımsıkı kenetlenmemiz lazım. Birbirimizi savunmalı, sevmeli, fedakâr olmalıyız. Eğer Gazze’ye elimle destek çıkamıyorsam malımla, onu da yapamıyorsam dilimle dua etmem lazım. Eğer imanın zayıf ise ve dilimle dua edemiyorsam o zaman en azından halkı bu meseleye karşı soğutmam lazım. Doğrusu isterseniz mümkün olan her şekilde İslam ümmetini savunmaya çalışmamız lazım." dedi.
"Bu dinin düşmanları zelil olacaktır"
Balekî, "Düşmanların gençlerimizin arasında yaymaya çalıştığı terörizm ve benzeri oluşumları, bozuk düşünceleri ve ahlaksızlığı önlemek için gereken her şeyi yapmamız gerekir. Kafeterya, nargile, meyhane, sigara ve farklı yöntemlerle yaymak istedikleri bozuk fikirlere karşı bir set olmalıyız ve Allah korusun onların yoldan çıkmış gençlere dönüşmelerini engellememiz, onların yoldan çıkıp aile ve toplumu ifsat etmelerini önlememiz lazım. İnşallah bütün alimlerimiz toplumu uyandırma ve aydınlatma çabasına katkı sunacaklar. İslam toplumunu ifsat etmeye çalışan fikirlere karşı birbirimize destek çıkmalı ve birbirimize yardım etmeliyiz. Müslümanların kazanmaları için, birlik ve beraberlik elde etmeleri için bolca dua etmemiz lazım. İnşallah bu dinin düşmanları zelil olacaktır." diye belirtti. (İLKHA)