9039,71%0,84
34,28% 0,33
37,50% -0,05
2914,16% 0,87
4866,86% 0,65
Aşının etkisi ile normale dönecek! Tarih belli oldu
Kavcıoğlu'nun o yazısı;
2020 yılında neler yaşandığını hem Türkiye hem de dünya için değerlendirmeden önce, Türkiye dahil bütün dünyada 2020 yılına Kovid-19 salgınının damga vurduğunu görüyoruz. Şu ana kadar bu salgına 80 milyon insan yani dünya nüfusunun %1’i yakalandı. Yaklaşık 1,8 milyon kişi hayatını kaybetti. Türkiye’de ise 19 bin insanımızı bu salgından dolayı kaybettik. Bunun yanında dünyanın az gelişmiş bölgelerinden sağlıklı alınamayan bilgileri de dikkate aldığımızda, bilinen sayının çok üzerinde insanın bu Kovid-19 salgınından etkilendiğini söyleyebiliriz.
Bu salgının etkisiyle veya ondan bağımsız diğer yaşananlara baktığımızda, dünya için çok da iyi bir yılın geçmediği kesin. Öncelikli olarak ülkemiz açısından değerlendirecek olursak;
Ülkelerin pandemi salgını karşısında sağlık sistemleri ön plana çıktı. Gelişmiş birçok ülke bu konuda sıkıntı yaşarken Türkiye, son 18 yılda özellikle şehir hastaneleri yatırımlarıyla yaptığı büyük atılımların yararını bu kovit-19 salgınında fazlasıyla yaşadı.
Milli savunma alanında mart ayında Bahar Kalkanı harekâtı ile haziran ayında da Pençe-Kaplan operasyonuyla sınır dışında teröristlere karşı önemli başarılar elde edildi. Sınır ötesi operasyonlarda 30 yıldır işgal altında olan Karabağ, Azerbaycanlı kardeşlerimize hem sahada hem de masada verdiğimiz destekle Ermeni işgalinden kurtarıldı. Yine Libyalı kardeşlerimizin askeri yardım çağrısına verilen olumlu cevap ile Türk askeri 100 yıl sonra tekrar Libya topraklarına ulaştı.
Bunların yanında yıllardır ibadete kapalı olan Ayasofya Camii ibadete açıldı. Yerli arabamız olan TOGG’un tanıtımı yapıldı. Karadeniz’de doğalgaz rezervleri bulundu. Ayrıca, mobil telefon alanında iddialı iki uluslararası mobil telefon şirketi Oppo ve Samsung Türkiye’de üretime başlıyor.
Kovid-19 salgınından sonra belki de Türkiye’nin en çok sıkıntı yaşadığı konular olan ABD ile S-400 krizi ve Doğu Akdeniz’deki hak arayışı, önümüzdeki yılda da önemli konuların başında yer alacak. Özellikle Fransa ve Yunanistan’ın kışkırtması altındaki AB’nin Doğu Akdeniz’deki tavrı mart ayında tekrar gündeme gelecek.
Dünya açısından ise, özellikle virüs salgınına karşı aşı çalışmaları, ABD ve Çin’deki olası gelişmeler, artan jeopolitik riskler, küresel ticaretteki daralma ve bu daralmanın gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere tüm ülkelere olumsuz yansıması gibi başlıklar öne çıkıyor.
Özellikle gelişmekte olan ekonomilerde Kovid-19 salgını için yapılan harcamalardan kaynaklanan küresel borç gittikçe büyüyor. Toplam borç, 2020’de 15 trilyon dolar arttı ve yıl sonuna kadar küresel GSYİH’nın %365’ine ulaşması bekleniyor.
Birleşmiş Milletler, dünyanın son elli yıldır en kötü gıda krizinin eşiğine gelindiğini belirtiyor. Pandeminin altüst ettiği küresel gıda tedarik zinciri nedeniyle, önümüzdeki yıllarda çok daha fazla insanın Kovid-19 kaynaklı yetersiz beslenme ve buna bağlı hastalıklardan öleceği tahmin ediliyor.
ABD Başkanı Donald Trump, ABD’nin “Yüzyılın Anlaşması” olarak adlandırdığı plan kapsamında Kudüs’ün İsrail’in “bölünmez” başkenti olarak kabul edileceğini açıkladı. Plana başta Müslüman halklar ve ülkeler olmak üzere çok sayıda ülke ve kuruluş tepki gösterdi.
ABD’de Trump’ın seçimi kaybedip, yerine Biden’ın başkan seçilmesi ile hem dünya hem de Türkiye’de 2021 yılında daha olumlu gelişmeler yaşanabilir. Özellikle Çin ve ABD’nin Tayvan, Kuzey Kore, İran gibi ülkelerle ilişkileri için. Yine Trump’ın zamanında terk edilen anlaşmalar ve uluslararası örgütlere karşı yaklaşımı, 2021 yılını dünya açısından şekillendirecek önemli gelişmeler olacaktır.
İngiltere’nin AB’den ayrılmasını düzenleyen Brexit sonrası ticaret anlaşmasının tamamlanması, AB için 2021 yılına olumlu yansıyacak diğer olayların başında geliyor.
Her şeyden önce aşının da etkisiyle 2021 yılının ikinci yarısında dünya ekonomisinin normale dönmesi bekleniyor. Küresel ticaretin yeniden hareketlenmesi, insanların seyahat etmeye başlamasıyla birlikte turizmin canlanması, yapısal reformlarla risk primindeki pozitif gelişmeler ve kriz sonrası sağlam alt yapısı açısından Türkiye, yabancı sermayenin 2021 yılında tercih ettiği bir ülke olacaktır.