10807,77%0,17
42,23% 0,00
48,87% 0,08
5626,11% 0,78
9285,16% 1,22
Curtin Üniversitesi’nden araştırmacılar, yalnızca Batı Avustralya’nın Goldfields bölgesindeki Bremer Ranges’te yetişen nadir bir yabani çiçeği gözlemlerken bu yeni arı türüne rastladı. Bölge, Perth’in yaklaşık 470 kilometre doğusunda yer alıyor.
Yeni keşfedilen türün dişilerinde “belirgin ve dikkat çekici küçük boynuzlar” bulunuyor. Araştırmacılara göre bu boynuzlar, savunma aracı olarak, polen ya da nektar toplamakta veya yuva yapımında reçine gibi malzemeleri taşımakta kullanılabiliyor.
Çalışmanın baş yazarı Dr. Kit Prendergast, yeni türün tanımını kaleme aldığı sırada Netflix’in popüler dizisi Lucifer’ı izlediğini ve ismin “mükemmel bir şekilde uyduğunu” söyledi:
“Dişi arının yüzünde inanılmaz küçük boynuzlar vardı. Türü yazarken Lucifer dizisini izliyordum ve isim tam anlamıyla yerine oturdu. Üstelik dizideki Lucifer karakterinin de büyük bir hayranıyım.” dedi Prendergast.
“Lucifer” isminin Latince’de “ışık getiren” anlamına geldiğini belirten Dr. Prendergast, bu adın yerli arı türlerinin korunması gerekliliğine ışık tutmak amacıyla seçildiğini söyledi “Bu isim, yerli arıların korunması ve nesli tükenmekte olan bitkilerin nasıl tozlaştığının daha iyi anlaşılması gerektiğine dikkat çekiyor.” diye ekledi.
Journal of Hymenoptera Research dergisinde yayımlanan araştırmada, yeni arı türünün ve nadir yabani çiçeklerin bulunduğu alanın resmî koruma alanı olarak tescillenmesi gerektiği vurgulandı.
Dr. Prendergast, arı ve çiçeğin aynı küçük bölgede bulunmasının her iki türü de habitat bozulması ve iklim değişikliği gibi tehditlere karşı savunmasız hale getirdiğini belirtti.
Ayrıca birçok madencilik şirketinin çevresel etki değerlendirmelerinde yerli arıları dikkate almadığını vurgulayan Prendergast, şu uyarıda bulundu “Henüz tanımlanmamış türleri, özellikle de tehdit altındaki bitkileri ve ekosistemleri destekleyen arıları gözden kaçırıyor olabiliriz. Hangi yerli arıların var olduğunu ve hangi bitkilere bağımlı olduklarını bilmezsek, onları farkına bile varmadan kaybedebiliriz.” (İLKHA)