• BIST 100

    10746,98%0,04
  • DOLAR

    40,59% 0,02
  • EURO

    47,10% 1,43
  • GRAM ALTIN

    4394,42% 2,22
  • Ç. ALTIN

    7018,29% 1,30

Dava eri Selahaddin Ürük'ün şehadetinin üzerinden 23 yıl geçti

05 Eylül 2024, Perşembe 03:16
05 Eylül 2024, Perşembe 03:16
Dava eri Selahaddin Ürük
  • Dinle
  • A+
    Büyüt
  • A-
    Küçült

Hizbullah cemaatinin vesilesiyle İslami davayla tanıştıktan sonra mal ve makamı terk edip faaliyetleriyle bölge halkının gönlüne dokunan Selahaddin Ürük, şehadetinin 23'üncü yıldönümünde rahmet ve minnetle yâd ediliyor.

Adana'nın Pozantı ilçesinde 5 Eylül 2001'de kaldığı eve yapılan baskın sonucu katledilerek şehadete eren Selahaddin Ürük, şehadet yıl dönümünde yâd ediliyor.  

Şehid Selahaddin, 1984 yılında İslami çalışmalara başladı. Bütün vaktini Allah yolunda, tebliğ vazifesi yürütmeye adadı.

Tarihte de nice örnekleri olduğu gibi İslam'a hizmet edenler, karanlık yapılar tarafından kumpaslara maruz kalıyordu. Şehid Salahaddin Ürük de iftiralar nedeniyle işkence, zindan ve hicretle geçen bir hayat yaşadı.

Dünyalık işleri ellerinin tersi ile iterek ömrünü İslami hizmetlere adayan Ürük, 1992 yılında gözaltına alındı ve türlü türlü işkencelerden geçtikten sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanıp Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevine konuldu.

Yaklaşık 10 ay sonra tahliye olan Ürük hakkında 1994 yılında tutuklama kararı çıkarıldı. Ürük, o tarihten sonra muhacir hayatı yaşamaya başladı.

"Bunun karşılığı elbette şehidlik olacaktı"

25 Nisan 2016 yılında Hakk'ın rahmetine kavuşan Merhum Ürük'ün babası Hacı Mehmet Ürük, evladını İLKHA'ya şöyle anlatmıştı:

"Oğlum daha çok küçük yaşlardan itibaren İslami ilimlere yöneldi ve 6 yaşında Kur'an-ı Kerim'i hatmetti. Çok güzel bir ahlaka sahipti. Herkes tarafından sevilen ve sayılan biriydi. Şehid, bir yere oturduğu zaman hemen etrafını gençler sarardı. Gençlere İslam'ı anlatır, nasihatlerde bulunurdu. Özellikle bu dünyanın geçiciliğine aldanılmaması, ahiret yurduna hazırlık yapılması gerektiğini söylüyordu. Sürekli, oturma zamanı değil, Allah ve Resulü için çalışmanın zamanı olduğunu dile getiriyordu. Benimle onun arası çok iyiydi, hiçbir zaman beni üzdüğünü hatırlamıyorum. Hem Hüseyin Velioğlu hem de oğlum, dünyalık makamları terk ederek sadece rıza-i ilahi için çalıştılar. Kur'an ve sünnete sarılarak insanlığa faydalı olmaya çalıştılar. Bunun karşılığı elbette şehidlik olacaktı, nihayetinde şehid oldular."

Eşinin dilinden şehit Selahaddin

Şehidin eşi Elif Ürük ise şöyle konuşuyordu:

"Onunla 1984 başlarında nişanlandık. Onunla nişanlanmamız, benim İslami yaşam tarzına ilk adımı atmam oldu diyebiliriz. Nişanlılık döneminde beni yavaş yavaş İslami hayata alıştırmaya çalışıyordu. İlk istediği şey, namaz hassasiyetiydi. Namaza başladığımda bana getirdiği hediye ile hem sevindirmiş hem de teşvik etmişti. Evliliğimizin şartları fedakârlık üzerine kuruldu.

Onun istediği ve üzerinde en çok durduğu noktalar, İslami hizmet ve misafir kabulüydü. Onun şahsında İslam’ın güzellikleriyle tanıştım. Öylesine mükemmel bir kimliğe sahipti ki, İslam’ı ondan dinleyip de kabul etmemek mümkün değildi. İslam’ı tatlı diliyle anlatarak ve yaşayarak insanlara kabul ettirme yeteneğine sahipti.

Yıllarca hicret hayatı yaşadı. Onu az görürdüm. Çocuklarını, evini, yurdunu, anne, babasını, makam ve mevkiini, maaşını kısacası her şeyini feda etti. Yıllarca anne, baba, evlat hasreti çekti. Hicret yıllarında büyük çocuklarımızı kayınvalidemizde bırakırdık. Onların yüzünü görmeye hasret kalırdı. Kelimelerin anlatmaya yetmeyeceği acılar ve hasretler yaşadı. Sürekli şöyle derdi: ‘Allah’ın davası için olmasaydı her şey bir yana asla çocuklarımı geride bırakmaz, onlardan ayrılmazdım.’

Birlikte kaldığımız zaman zarfında bana daima zorluklara hazırlanmamı söylerdi. Tekrar tekrar söylediği sözlerden biri şöyleydi: Bu zamanda evde oturmak haramdır. Bazen yoğun çalışmalarından sonra eve geldiğinde o kadar yorgun olurdu ki kendisine yemek getirilinceye kadar oturduğu yerde uyuya kalırdı. Bu esnada, ‘Bu gençlerin eğitime ihtiyacı var’ şeklinde sayıklamasına defalarca şahit oldum.

Çalışmalarını lise öğrencileri üzerinde yoğunlaştırır, onlarla düzenli ve programlı çalışmalar yapardı. Haftanın bir gününde onları evinde ağırlayarak sohbet ederdi. Bir hafta boyunca okudukları kitaplar hakkında onlardan malumat alırdı. Onlara da tebliğ çalışmaları yapmalarını öğütler ve her hafta yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi alırdı. Evinde gençleri ağırlaması ve onlara saygı göstermesi anne ve babasının dikkatini çeker ‘Oğlum! Şu çocuklardan ne istiyorsun? Yaşıtlarınla, kendin gibi mevki sahibi olanlarla gezsen daha iyi olmaz mı?’ sorusuna muhatap olur. Yıllar sonra babasına o küçük çocukları göstererek ‘Bak baba! Çocuk dediklerin bugün kocaman adamlar oldular’ diyerek çalışmasının semeresini babasına anlatmaya çalışırdı.

Mükemmel bir eş ve mükemmel bir babaydı. Şehadetinden iki gün önce hayatını baştan sona bize anlattı. ‘16 yıldır evliyiz bu zaman yeter de artar bile, artık ben şehadeti hak ettim’ dedi. Ben de ‘Bizi bırak da ümmetin senin gibilere ihtiyacı var’ dedim. O da ‘Biz bir çığır açtık geride kalanlar da o çığırda yürüsünler. Allah’tan tek dileğim, onun açtığı çığırda yürümek ve bu yola feda olmaktır.’ derdi.”

Dava arkadaşının dilinden

Ömrünü İslam'ı tebliğe adayan Selahaddin Ürük'ü tanıyanlar, onun iyi bir Müslüman, iyi bir mü'min olduğuna şahitlik ediyordu.

"Kasıtlı bir şekilde şehit edildi"

Merhum Ürük'ün dava arkadaşlarından Mehmet Bahattin Temel, onu şöyle tanımlıyordu:

"Şehid Selahaddin son gününe kadar İslam'a ve Müslümanlara hizmet etti. Dindar bir neslin yetişmesi için gecesini gündüzüne kattı. Bu uğurda ciddi manada çabalayan değerli bir Müslümandı. Ama maalesef Türkiye Cumhuriyeti kayıtlarına 'terörist' olarak geçti. Bu asla doğru olamaz. Söz konusu iddia 28 Şubat'ın, o dönemin mahkûm ettiği Müslümanlara yönelik bir ithamıdır, bu bir saldırıdır. Bunun bir an önce düzeltilmesi lazım."

Şehid Salahaddin Ürük'ün şehid edildiği anları aktaran Temel, "Selahaddin daha önce tutuklanmış, gözaltına girmiş, vahşi işkenceler görmüş ve sonra haksız yere zindana konulmuş. Bundan dolayı bir daha o vahşi işkencelere tanıklık yapmamak için bulunduğu evin arka tarafından kaçmak istemiş. Elinde bir şey yok, sadece kaçmak istemiş. Zaten evin etrafının kuşatıldığını biliyor ama bunu da son bir hamle olarak görüyor. Binadan ayrılmak isteyince 'dur' ihtarı bile yapılmadan ağır silahlarla taranmış. Onun üzerindeki derin ve büyük yaralar MG3'ten çıkan kurşunların izleriydi. Siz bu insanın ayağına sıkabilirdiniz, bir vesileyle tutabilirdiniz, bir şeyler yapabilirdiniz ama kesinlikle o dönemde bilinçli bir şekilde Müslümanların içerisinde böyle aktif çalışan kişilikli şahsiyetleri ortadan kaldırmak için bir program olduğunun inancındayız. Bilinçli olarak bu yapıldı." dedi. (İLKHA)

Hatay'da 3,9 büyüklüğünde deprem

Ukrayna Soçi'de petrol deposunu vurdu!

Siyonist ordudan itiraf: Askerler arasında Gazze intihar vakaları artıyor

Soykırımın baş destekçisi ABD İstanbul'da protesto edildi

Küçük uçak Avustralya ile Tazmanya arasında kayboldu

Rusya ve Çin donanmalarından Japon Denizi'nde ortak tatbikat

HÜDA PAR Milletvekili Faruk Dinç Mersin’de esnaf ve vatandaşlarla buluştu

Siirtli çocuklardan vicdanlara çağrı: Gazze'de artık çocuklar ölmesin

Malatya'dan Gazze'deki soykırıma tepki: Kadın, yaşlı ve çocuklar açlıktan ölürken dünya sessiz

Siyonist işgalcilerin saldırılarında 119 sivil daha katledildi

Siirt’te “Gazze Ölüyor, ayağa kalk!” çağrısıyla yaşanan soykırıma tepki gösterildi

Şırnak’ta örtü yangını havadan ve karadan müdahale ile söndürüldü

Yemen açıklarında tekne alabora oldu: 20 ölü

Mescid-i Aksa’ya yapılan baskınlara Dışişleri Bakanlığından kınama

Yetimler Vakfı Gaziantep Temsilciliği dualarla açıldı

UNICEF: Sudan'da çocuklar, açlık ve hastalık yüzünden risk altında

D-100 kara yolunda zincirleme kaza: 3 yaralı

Şırnak’ta örtü yangını

Tarıma yeni teşvik paketi

HÜDA PAR'ın düzenlediği "Son Kale Aile" panelinde "aile hakemliği" önerisi

Umut Kervanı Tarsus'ta yetim ve ihtiyaç sahibi ailelere gıda yardımı yaptı

Ukrayna: İstanbul görüşmelerinin devamı için hazırlık yapıyoruz

BM: Gazze'de açlık çeken kadın ve çocukların durumu kabul edilemez

Malatya'da aracın çarptığı yaya yaralandı

Brezilya: ABD'ye yanıt vermek için çalışma yürütüyoruz

Dr. Cansever Dokuz: Tarihte dinin olmadığı toplumlar vardır ama ailenin olmadığı toplum yoktur

Balıkesir'de 5 kilogram esrar ele geçirildi: 1 gözaltı

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Mısırlı mevkidaşı ile görüştü

Temmuzda Mescid-i Aksa’ya 27 baskın düzenlendi: Harem-i İbrahim’de 51 kez ezan engellendi

Gaziantep'te ormanlık alanlara girişler yasaklandı

Yükleniyor

Haberi Sesli Oku

ŞEHİR HABERLERİ


Hatay'da 3,9 büyüklüğünde deprem

Ukrayna Soçi'de petrol deposunu vurdu!

Siyonist ordudan itiraf: Askerler arasında Gazze intihar vakaları artıyor

Soykırımın baş destekçisi ABD İstanbul'da protesto edildi

Küçük uçak Avustralya ile Tazmanya arasında kayboldu

Rusya ve Çin donanmalarından Japon Denizi'nde ortak tatbikat

HÜDA PAR Milletvekili Faruk Dinç Mersin’de esnaf ve vatandaşlarla buluştu