9277,01%2,98
39,12% -0,18
44,55% -0,71
4218,82% -1,02
6703,26% -0,16
İlahiyatçı-Yazar Ramazan Erdem, kurban ibadetinin anlam ve hikmetine dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Kurbanın, kökeni itibariyle "yakınlaşmak" anlamına geldiğini hatırlatan Erdem, ibadetin özünde Allah’a teslimiyetin yattığını vurguladı.
Kur’an-ı Kerim’de kurbanın, Hazreti İbrahim ile Hazreti İsmail arasındaki imtihanla anlatıldığını dile getiren Erdem, bu olayın teslimiyetin zirvesi olduğunu ifade etti.
Hazreti İsmail’in babasına “Emrolunduğun şeyi yap, beni sabredenlerden bulacaksın” sözlerini hatırlatan Erdem “Bu kıssa kurbanın ruhunu anlamamız için rehberdir” şeklinde konuştu.
Kurban ibadetinin yalnızca et dağıtımına indirgenmemesi gerektiğini vurgulayan Erdem, “Kurban, Allah için en sevilenden vazgeçebilmektir” dedi.
Müslümanların bayramlarını Allah’a kulluk şuuru ile geçirmesi gerektiğine dikkat çeken Erdem, Ramazan ve Kurban Bayramı’nın Müslümanların takvimi olduğunu belirtti.
"Teslimiyet göstergesi olarak kurban bizim önümüzde duruyor"
Kurbanın, Arapça'da "yakınlaşmak" anlamına gelen "k-r-b" kökünden türediğini belirten Erdem "Allah’a yakınlaşma vesilesi ve bir teslimiyet göstergesi olarak kurban bizim önümüzde duruyor. Kur’an bize kurbanı anlatırken Hazreti İbrahim ile Hazreti İsmail’in kıssasını örnek verir. Hz. İbrahim, vahiy yollarından biri olan rüya ile Hz. İsmail’i kurban ettiğini görür ve ona 'Sen ne düşünüyorsun?' diye sorar. Hz. İsmail ise, 'Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın' diyerek teslimiyet gösterir. Bu teslimiyetin ardından Allah Teâlâ, Hz. İsmail’in yerine büyük bir kurbanı ihsan eder" şeklinde konuştu.
"Kurbanın amacı et değil, Allah’a teslimiyettir"
Hz. İbrahim’in uzun yıllar sonra sahip olduğu evladını Allah yolunda kurban etmeye yönelmesinin, Allah’a en değerli olanı feda etmenin örneği olduğunu vurgulayan Erdem, şunları kaydetti "Kurban keserken temel bakışımız teslimiyet olmalıdır. Kurbanın amacı derin dondurucuya et yerleştirmek değil, Allah’a yakınlaşmaktır. Eğer kurban anlayışı yalnızca et merkezli olursa Kur’an’ın anlattığı mana gerçekleşmez. Esas olan, insanın en sevdiklerini Allah yolunda feda edebilmesidir. Kurbanını kesen kişi, onunla birlikte kendisini Allah’tan uzaklaştıran ne varsa onlardan da uzaklaşmalıdır. Bu olmazsa, kurban sadece et bayramına dönüşür. Et pişirmenin ötesine geçemez."
"Bayramlarımız takvimimizi belirler"
Müslümanların iki bayramı olduğunu belirten Erdem "Ramazan ve Kurban Bayramı bizim bayramlarımızdır. Herkesin bir takvimi var ama Müslümanın takvimini Allah ve Rasulü belirler. Başka ideolojilerin bayramları bizim takvimimiz olamaz. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Medine’ye hicret ettiğinde oradaki insanların eğlendikleri günleri sorduğunda onlara, 'Allah size bu günlerden daha hayırlısını verdi, Ramazan ve Kurban Bayramı' buyurmuştur. Biz de bu bayramları hem dünyaya dair güzellikler hem de Allah’a yakınlaşma vesilesi olarak görmeliyiz" ifadelerini kullandı.
"Kurbanla sosyal yardımlaşma da hedeflenmeli"
Bayramlarda et merkezli düşünceden ziyade, sosyal yardımlaşma ve Allah rızasını gözetmenin önemine değinen Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü "Bugün kurban kesen kişi, bunu Allah’a teslimiyetin göstergesi olarak yapmalı. Kesemeyenler ise, fakirlere ulaşma noktasında aracı olabilir. Bu da bayramlarını Allah’a kurban etmeleri anlamına gelir. Peygamberimizin öğrettiği gibi, kurbanın üçte biri evde kalabilir, geri kalanı ise ihtiyaç sahiplerine dağıtılmalıdır. Bu da Allah’ın istediği gibi bir bayram olur."
"Ahiret için yatırım olan bayramlar geçirmeliyiz"
Erdem, bayramların gafletle eğlenceye dönüştürülmemesi gerektiğini belirterek "Eğer ahiret için bir karşılık bekliyorsak, bu bayramların anlamını kaybetmemesi gerekir. Gafletle geçirilen, sadece eğlenceye indirgenen bayramlar bizi Allah’a yaklaştırmaz. Bayramı bayram yapan Allah’a kulluktur. Allah’a kulluk eden kişi, bayramını da O’na adayabilir" şeklinde konuştu. (İLKHA)