• BIST 100

    11223,96%0,37
  • DOLAR

    41,30% 0,16
  • EURO

    48,94% -0,08
  • GRAM ALTIN

    4874,62% -0,36
  • Ç. ALTIN

    8025,91% 0,00

Filistin işgalinin kilometre taşı: Balfour Deklarasyonu

02 Kasım 2024, Cumartesi 12:58
02 Kasım 2024, Cumartesi 12:58
Filistin işgalinin kilometre taşı: Balfour Deklarasyonu
  • Dinle
  • A+
    Büyüt
  • A-
    Küçült

​Filistin toprakları üzerinde siyonist rejimin kurulmasına, işgal ve katliamlara yol açan “Balfour Deklarasyonu”nun üzerinden tam 107 yıl geçti.

İngiltere’nin dönemin Dışişleri Bakanı Arthur James Balfour’un ismiyle ün yapmış olan 67 kelimelik mesajla, 107 yıl önce Filistin toprakları siyonistlerin bölgedeki projesi lehine çalınmaya ve gasp edilmeye başlandı.

Birinci Dünya Savaşı devam ederken Aralık 1917'de Osmanlı ordusunun 40 günlük Filistin savunması sona erdi ve Kudüs İngilizler tarafından işgal edildi.

İngilizlerin bu topraklara girmekteki maksatları, bölgede Yahudilerin bir devlet kurmalarına imkân sağlamaktı.

Filistin toprakları üzerinde siyonist rejimin kurulmasına ve işgal ve katliamlara yol açan "Balfour Deklarasyonu"nun üzerinden tam 107 yıl geçti.

Bu Deklarasyon 2 Kasım 1917 yılında yayımlandı. Bu yazıyla bir ümmetin geleceği çizilirken, siyonist işgalcilerin düşünce ve planı için Filistin topraklarının "yurt edinilmesi" kararlaştırıldı. Bu planı savunanlar, Filistin'de haklarının olduğunu iddia etmek için bu topraklara geldiler. Dolayısıyla bu Deklarasyon ve taahhüt, "Bu toprağa sahip olmayan birinin (İngilizlerin) hakkı olmayan başka birine (Yahudilere) söz vermesiydi."

Sykes-Picot Anlaşması

İngiltere bu kirli planını hayata geçirmek için bölgedeki bütün taraflarla anlaşmalar yaptı. Ürdün Kralı Şerif Hüseyin'e mektuplar yazan İngiltere, Filistin'in Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Arapların kontrolünde olacağını söylüyordu. Diğer yandan da bölgeyi bölüştürmek için Fransa ve Rusya ile Sykes-Picot Anlaşması'nı imzaladı. Anlaşmanın bir parçası olan Rusya, daha sonra Sovyetler Birliği'ni kuran Bolşevik ihtilaliyle anlaşmayı deşifre etti ve İngiliz silahının gücüyle işgal rejimini kuran Balfour'un açıklamalarını yayımladı.

Yapılan bu açıklama, İngiltere'nin her birine ayrı ayrı söz verdiği bu çevreler arasında zor bir süreci başlattı. İngiltere Dışişleri ise şoku atlatmak için önemli köşe taşlarını idare etmeye başladı. Özellikle ilk etapta bu Deklarasyonu kabul etmeyen Amerika'yı ikna etme yollarını aradı.

Amerika Başkanı Wilson bunu kabul ettikten sonra İngiltere Dışişleri Bakanlığı Balfour Deklarasyonu'nu beş nüsha şeklinde yayımladı. Belgeler bölge konusunda uzman diplomatlar tarafından, dil ve taşıdığı anlamları önemseyen hukukçular tarafından incelenmeye başlandı.

Deklarasyon İngiltere'yi bağlamadığından İngiltere'deki Siyonizm Birliği Başkanı Haim Weizmann memnun kalmamıştı. Ancak buna rağmen yetersiz de olsa her türlü belgeye muhtaç olduğunu belirtti. Çünkü önemli olan pratikteki uygulama ve bunun zemin bulma şekliydi.

Daha sonra Deklarasyonun içeriği 1922 yılında Birleşmiş Milletlerdeki beş daimî ülke tarafından manda belgesine iliştirildi.  İngiltere'nin Filistin'deki manda yönetiminin başına gelen (fanatik bir siyonist olan) İngiliz Yüksek Komiseri Herbert Samuel bölgeyi yönettiği beş yıllık süre içinde bunu hayata geçirdi.

Siyonistler Balfour Deklarasyonu ile ortaya çıktı

Siyonist varlık birçok sömürgeci çevrenin doğurduğu bir varlıktır. Bunu ortaya çıkarmak için, Balfour Deklarasyonu kadar iyi fırsatı hiçbir zaman yakalamamışlardır.

Bu deklarasyonla aslında İngiltere, tarihi, kültürü ve var olma hakkı olan bir halkın aleyhine bir katliam yaptı. Bu bildiri, İngiltere'nin hem Ortadoğu hem de Hindistan politikası açısından da ayrı bir öneme haizdi. İngiliz siyaseti için Süveyş Kanalı'nın daima açık olması gerekiyordu. İngiltere ise bu konuda Araplara güvenmiyordu.  Aralarında belirli bir menfaat birliği olan Yahudileri oraya yerleştirmek ve onlar vasıtasıyla bu kanalı açık tutmak istiyordu. Hindistan yolu Yahudilerce açık tutulacak, o da rahat nefes almış olacaktı.

Her ne kadar bu bildirinin ortaya çıktığı günlerde Filistin henüz Osmanlı yönetiminden kopmamış ise de kopması da yakın demekti. Nitekim 1920 San Remo Konferansı'na kadar da bu durum gerçekleşti. Balfour Bildirisi bu konferansta kabul edildi. Ayrıca İngiltere bu konferansta asıl amacına da ulaştı ve Filistin mandasını eline geçirdi. Böylece, Balfour Bildirisi'nin özünde yatan isteklerin uygulanabileceği alanın kapıları açılmış oldu.

Balfour'un  siyonist lider Rothshild'e gönderdiği mektupta hitap şekli

Balfour Deklarasyonu olarak bilinen bu mektupta İngiliz Dışişleri Bakanı Balfour, siyonist lider Rothshild'e şöyle hitap etmekteydi:

"Saygıdeğer Lord Rotschild, Majestelerinin Hükümeti adına kabineye sunulan ve kabul edilen Yahudi siyonist isteklerini sempati ile karşılayan müteakip deklarasyonu iletmekten memnuniyet duyarım. Majestelerinin Hükümeti, Filistin'de Yahudiler için bir milli yurt kurulmasını uygun karşılamaktadır ve bu hedefin gerçekleştirilmesini kolaylaştırmak için elinden geleni yapacaktır. Filistin'deki mevcut Yahudi olmayan toplumların sivil ve dini haklarına ve başka ülkelerde yaşayan Yahudilerin sahip oldukları hak ve politik statülerine zarar verecek hiçbir şeyin yapılmayacağı açıkça bilinmeli ve anlaşılmalıdır. Bu deklarasyonu Siyonist Federasyonu'nun bilgisine sunmanızdan memnuniyet duyacağım."

Mektubun yazıldığı tarihte Filistin'deki toplam 660 bin nüfusun 600 bini Müslüman ve Hıristiyan Arap, 60 bini Yahudi'ydi.

Bildiri ile İngilizler Filistin'i Yahudilere yurt olarak gösterdi

Bu mektupla İngilizler, Filistin'i Yahudilere yurt olarak göstererek, bu bölgede bir "Yahudi Devleti"nin kurulmasını desteklemiş ve böylece siyonist işgalin en büyük adımlardan biri atılmıştır. Bu deklarasyondan kısa bir süre sonra 1918'de Amerika, Orta Doğu'da bir "Yahudi devleti" bulunmasının, Ortadoğu politikaları için sağlam bir dayanak oluşturacağını kavradığından dolayı deklarasyonu desteklemiştir. Lord Balfour'un bu mektubu üzerine yürütülen girişimler, 1918 yılında Fransa'nın, hemen ardından da İtalya'nın de desteğini sağlamıştır.

Siyonist rejimin Filistin topraklarında resmen kuruluşunu sağlayan Balfour Deklarasyonu ile siyonistlerin bugüne kadar gelen işgal süreci uluslararası alanda kabul edildi, Filistin'i asimile ve yok etme politikasını başlatmış oldu.

Daha sonra Filistin bölgesi Yahudi göçmenlerin yerleşimine resmen açıldı. Ancak Filistin'e taşınan Yahudiler sadece bölgeye yerleşmemiş Haganah, Irgun, Stern gibi terör örgütleri kurarak Filistin halkı üzerinde baskı ve şiddet uygulamaya başlamıştır. Birinci Dünya Savaşı sürecinden itibaren başlayan bu gelişmeler savaşın son bulmasından sonra hızlanarak devam etmiş, Filistin halkı kendi topraklarında teröre, şiddete maruz kalan bir halk olmuştur. 2'nci Dünya Savaşının ardından da 14 Mayıs 1948'de siyonist rejim de işgal edilmiş topraklarda resmen kuruldu.

14 Mayıs 1948'de siyonistler sözde devletlerini ilan ettiler

14 Mayıs 1948'de siyonistler, Batılıların da desteği ile sözde devletlerini ilan ettiler. Karar, son İngiltere birliklerinin bölgeyi terk ettiği ertesi gün yürürlüğe girdi. Bugünden sonra Filistinli Müslümanlar, 15 Mayıs'ı "Nakbe" yani "felaket" günü diye anmaya başladı.

Başlangıçta Batı Kudüs siyonistlerin, Doğu Kudüs ise Ürdün'ün kontrolünde iken 1967 yılındaki 6 gün savaşları sonucunda Kudüs'ün tamamı siyonistler tarafından işgal edildi.

İngilizlerin bu topraklara girmekteki maksatları, bölgede Yahudilerin bir "devlet" kurmalarına imkân sağlamaktı. Nitekim İngiliz Dışişleri Bakanı Arthur Belfour tarafından 1917'de yayımlanan ve "Belfour Deklarasyonu" olarak tarihe geçen belgede bu husus dile getirilmiştir. Söz konusu deklarasyonda, "Haşmetli İngiliz kraliyet hükümeti, Filistin'de Yahudi halkı için milli bir devlet kurulmasını memnuniyetle karşılıyor. Bu gayeye ulaşmayı kolaylaştırmak için en değerli mesailerini harcayacaktır." deniliyordu.

Bu husus, Filistin topraklarının işgaliyle Yahudilerin buralara yerleştirilmesinin amaçlandığı 1916'da imzalanan Sykes-Picot Anlaşması'nda da dile getirilmişti. İngiltere, Fransa ve Rusya arasında imzalanan anlaşmada, Filistin toprakları üzerinde bir "Yahudi devleti" kurdurulması için bu topraklara Yahudilerin yerleştirilmesi karara bağlanmıştı.

Gaye, Yahudilerin o topraklara yığılmalarına imkân sağlamak olduğundan İngiliz işgaliyle birlikte dünyanın değişik yerlerine dağılmış olan Yahudiler de Kudüs'e ve civarına akın etmeye başladılar.  (İLKHA)

Mardin'de doktor, hasta yakını tarafından darp edildi

İnsani yardım kuruluşlarından dünya liderlerine Gazze'ye müdahale çağrısı

İspanya Kralı Felipe: Gazzelilerin çektiği acı tarif edilemez

Muğla’da orman yangını: Havadan ve karadan müdahale ediliyor

Bakan Şimşek: Yıl sonunda enflasyon yüzde 30’un altına düşecek

Haziranda büyükbaş sayısı 17,1 milyon, küçükbaş sayısı 58,2 milyon oldu

İran, Mossad casusunu idam etti

Brent petrol 68,10 dolardan işlem görüyor

El emeğiyle seccade dokuyan kardeşler: Geçinmek her geçen gün zorlaşıyor

Gazze'deki çocuk hastanesine siyonist saldırı: Sağlık sistemi risk altında

İran’dan Cenevre’de uyarı: israilin Katar’a saldırısı küresel barışı tehdit ediyor

Gazze'de soykırımın 712'nci günü: Saldırılar şiddetlendi, bilanço ağırlaşıyor

Küresel piyasalarda Fed beklentisi

Küresel piyasalarda Fed beklentisi

Karadeniz ve Marmara'da sağanak bekleniyor

FETÖ’nün deniz kuvvetleri yapılanmasında 10 gözaltı kararı

49 ilde tefeci ve dolandırıcılara operasyon: 115 şüpheli yakalandı

Altın fiyatları düşüşte

Döviz kurlarında son durum

Şam: İşgal edilen topraklardan çekilmeden güvenlik anlaşması olmaz

Gazze alevler içinde: İşgalciler gece boyunca sivilleri hedef aldı

Siyonist rejimde ekonomik çöküş: Netanyahu izolasyonu kabul etti

HAMAS: İşgalciler yalanlarla Gazze'deki katliamlarını örtbas ediyor

UNICEF: Gazze'de çocuklar bir cehennemden diğerine sürükleniyor

Gazze'de bir günde 108 şehit: Hastaneler çocuk ve kadınların cansız bedenleriyle doldu

Guterres: BM Güvenlik Konseyi’nin yapısı reforma ihtiyaç duyuyor

Bayrampaşa Belediyesi’ne yolsuzluk soruşturması: 20 tutuklama

Mardin'de boş arazide bir kişinin cansız bedeni bulundu

İran ve Rusya, ortak tatbikat yaptı

AB, işgalci rejime ticaret kısıtlamaları getirmeyi planlıyor

Yükleniyor

Haberi Sesli Oku

ŞEHİR HABERLERİ


Mardin'de doktor, hasta yakını tarafından darp edildi

İnsani yardım kuruluşlarından dünya liderlerine Gazze'ye müdahale çağrısı

İspanya Kralı Felipe: Gazzelilerin çektiği acı tarif edilemez

Muğla’da orman yangını: Havadan ve karadan müdahale ediliyor

Bakan Şimşek: Yıl sonunda enflasyon yüzde 30’un altına düşecek

Haziranda büyükbaş sayısı 17,1 milyon, küçükbaş sayısı 58,2 milyon oldu

İran, Mossad casusunu idam etti