• BIST 100

    14155,46%0,76
  • DOLAR

    42,69% 0,23
  • EURO

    50,15% 0,06
  • GRAM ALTIN

    5897,70% 0,71
  • Ç. ALTIN

    9533,17% 2,62

Halepçe Katliamı’nın üzerinden 37 yıl geçti

16 Mart 2025, Pazar 11:58
16 Mart 2025, Pazar 11:58
Halepçe Katliamı’nın üzerinden 37 yıl geçti
  • Dinle
  • A+
    Büyüt
  • A-
    Küçült

16 Mart 1988 yılında çoğu kadın ve çocuklardan oluşan 5 bini aşkın Kürt, Irak’ın devrik diktatörü Saddam Hüseyin'in emriyle Halepçe'ye savaş uçaklarıyla düzenlenen bombardımanda kullanılan kimyasal silahlarla şehit düştü.

Batı'nın taşeronluğunu yapanların eliyle tarihe kara bir leke olarak geçen Halepçe Katliamı'nda binlerce mazlum ve Mustazaf Müslüman Kürd, Saddam Hüseyin'in emriyle kimyasal silahların hedefi oldu.

Bu katliam, Hiroşima ve Nagazaki'den sonra yapılan en vahşi katliam olarak tarihe geçti. Bütün dünyanın sessiz kaldığı katliamın üzerinden tam 37 yıl geçmesine rağmen o günkü vahşet ve katliam hafızalardaki yerini halen koruyor.

Halepçe Katliamı'nın öncesi

Osmanlının son demleri… İslam topraklarına sofra niyetine çullanan kurtlar sürüsünü andıran emperyalistler, kendileriyle anlaşmaya yanaşmayan, inancına ve değerlerine bağlı Kürd halkını cezalandırırcasına yeni belirledikleri haritada dört parça haline getirdiler. Sykes-Picot Anlaşması ile başlayıp Lozan ile sonuçlanan bu girişim aynı zamanda her parçada bir Kürd sorununa da kapı aralıyordu. Kürdler, Suriye ve Irak'ta Sosyalist-Baasçıların, Türkiye'de Laik-Kemalistlerin, İran'da ise Şah Rejiminin zulümlerine maruz kaldı. Bu dört parçada tüm insani haklarından mahrum bırakılarak yaşayan Müslüman Kürdler, tarih boyu büyük acılar yaşadı.

Yıl 1979… Irak'ta Fransız Ulusal Sosyalist Mişel Eflak'ın talebesi ve aynı zamanda fikri evladı Saddam Hüseyin El- Tikriti yönetimi ele aldı. Irak'ta bulunan Kürdler, Saddam döneminde de başta asimile politikaları olmak üzere birçok sorunla karşı karşıya kalıyordu. Tam da o dönemde Irak'ın hemen yanı başındaki İran'da gerçekleşen İslam İnkılabı, Batı'nın bölgedeki başka bir kuklası olan Şah Rıza Pehlevi'nin varlığına son verdi. Kuklalarını kaybetme tehlikesi yaşayan Batı, devreye Saddam'ı koyarak İslam İnkılabını boğmak amacıyla İran'a savaş açtırdı. İran ve Irak arasında yaşanan bu savaş 8 yıl sürdü. Yıllardır Saddam'ın baskıları altında yaşayan Kürdler, bu savaşta İran'dan yana tavır belirledi.

Elma kokusuyla gelen ölüm…

Saddam, Kimyasal Ali lakaplı Ali Hasan El Mecit'i Kürd Bölgesi'nden sorumlu komutan olarak atadı. Kimyasal Ali, Kürd Bölgesi'nde giriştiği Enfal Operasyonu kapsamında acımasız bir şekilde Halepçe şehrine ve köylerine kimyasal bomba yağdırdı. Bu kimyasal bombalar 5 binden fazla insanın hayatını kaybetmesine, 7 binden fazla insanın da yaralanmasına neden oldu. Binlerce insan yerini yurdunu terk ederek göç etmek zorunda kaldı.

Ölüm; çaresiz, eli kolu bağlı Halepçe halkının üzerine kara bir bulut gibi çöktü. Halepçe, üst üste yığılmış cesetler, çürümüş insan bedenleri ve ağzı açık olarak hayatını kaybetmiş çocuklar ile bir ölüm tarlasına dönüştü. Halk şaşkındı, ne yapacağını bilemiyordu. Kimisi ailesi ile birlikte evde kimisi sokakta geziniyor, rutin yaşamlarını idame etmeye çalışıyorlardı. Ama zehir tüm vücutlarına aniden yayılmıştı.

Ölümün, onları ansızın yakalayacağından habersizlerdi. Kullanılan kimyasal silah; deriye, gözlere, boğaza ve akciğere büyük zarar veren Hardal ve Sarin gazından oluşmaktaydı. Elma kokulu kimyasal gazı teneffüs edenler, ciğerlerine dolan bu zehre teslim oluyordu.

Uzmanlar Hardal gazının etkilerini şöyle dile getiriyor: "Nagazaki ve Hiroşima'da iyonlaşan atomların tersine Hardal gazı gelecekteki nesil için de inanılmaz zararlar taşıyor. 10 yıl sonra bile insanlar çeşitli acılar çekiyor. Özellikle uzun vadede DNA üzerinde yaptığı zararları var."

İnsan bedenini eriten, sinir sisteminin çökmesine ve bel kemiğinin kırılmasına sebep olan gazdan dolayı insanların yavaş yavaş acı çekerek ölmesine tüm dünya tanık oldu. Halepçe, insanlık tarihinin en acılı günlerinden birini yaşadı. Halepçe katliamında, önce insanlar öldü sonra da insanlık öldü.

Etkisiyle günümüze kadar devam eden ölümler!

17 Mart'a kadar aralıklarla süren saldırılarda ölenlerin sayısı hâlâ bile net değil. Birçok kuruluşun kabul ettiği ortak sonuç; çoğu kadın ve çocuk en az 5 bin kişinin öldüğü, 14 bin 765 kişinin de yaralandığı yönünde. Ancak savaştan sonra kasabaya giden yabancı gözlemciler, sayının çok daha fazla olduğu görüşünde.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) raporuna göre bu kimyasal saldırı, günümüze kadar 43 bin 753 aşkın kişinin ölümüne, 61 bin fazla kişinin de sakat kalmasına sebep oldu. Sınır Tanımayan Doktorlar ekibi, hardal gazı kullanıldığını teyit etti.

Halepçe Katliamı, dünyada benzeri az görülen bir katliam olmasına rağmen halen soykırım olarak tanınmadı.

Irak Hükümeti de geride kalan süre boyunca, mağdurların tazmin edilmesi için ciddi bir adım atmadı. Merkezi hükümet bu geçtiğimiz günlerde ise Irak Hükümeti, Saddam Hüseyin liderliğindeki Baas rejiminin Halepçe'ye düzenlediği kimyasal saldırının anısını yaşatmak amacıyla 16 Mart'ı resmi tatil ilan etme kararı aldı.

İstatistiklere göre kurbanların yüzde 68'i 18 yaşın altındaydı. Kimyasal saldırının ardından 216 köyden 198'i tamamen yok oldu. Bölgenin hayvancılığı, tarımı ve doğal kaynakları yüzde 100 zarar gördü.

Bu arada vatandaşlar Doğu Kürdistan ve İran'a kaçarken 74 aileden 211 çocuk da kayboldu. Bunlardan bir kısmı ailelerine kavuştu.

Kimyasal saldırı, 17 Mart 2011'de Irak Parlamentosunda soykırım ilan edildi. Ancak Irak Hükümeti, henüz mağdurlara tazminat ödemedi.

Katliamın yıl dönümü nedeniyle bugün başta Halepçe olmak üzere Kürdistan ve dünyanın dört bir yanında çeşitli anma etkinlikleri düzenlenecek.

Hedef neden Halepçe'ydi?

Kürdlerin dindar bir halk olmasına tahammül etmeyen Batılı güçlerin, özellikle İslami hareketin güçlü olduğu Halepçe'de kimyasal silahları kullandırtması elbette göz ardı edilmemelidir. Halepçe aynı zamanda oradaki İslami örgütlenmenin merkezi konumundaydı. O aşamada üçüncü güç konumunda olan İslami hareketin başında Ebu Halepçe lakaplı Şeyh Osman vardı. Kürdistan İslami Hareketi, hatırı sayılır silahlı bir güce sahipti. Ve her geçen gün daha da büyüyordu. Bu hem Saddam'ın hem de Batılıların dikkatini fazlasıyla çekiyordu.

Ulusal solun kullandığı İslami kavramlar sadece birer tuzak

Saddam rejimi, iktidarı boyunca Şiiler ve Kürdler başta olmak üzere farklı kesimlere ve güçlere yönelik yürüttüğü tüm saldırılara İslami bir kılıf bulmuştur. İran'a karşı yürüttüğü savaşa 'Kadısiye' adını veren, Kürdlere karşı yürüttüğü katliama da 'Enfal' adını veren Baas rejimi, gerçekleştirdiği tüm operasyon ve infazlar için özel fetvalar çıkarttırdı.

Birçok ülke katliama ortak oldu

Birçok dünya ülkesi, yapılan bazı algılarla Saddam'ın yaptığı katliama destek verdiler. Halepçe Katliamı'ndan yaklaşık bir ay sonra Türkiye'deki bazı gazetelerde "Katliama alet olduk" haberleri yer aldı. Halepçe'ye atılan gazların başta İsviçre, Belçika ve Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerinde üretildiği ve deniz yoluyla Türkiye'ye, Mersin Limanı'na indirildiği, sonrasında da Irak'a gönderildiği yazıldı.

Tarih sayfaları zalimlerin hazin sonuyla dolu

Tarihin hiçbir döneminde Zulümle abad olunmadı. Bir zamanlar Saddam'a her türlü desteği veren AB(D), daha sonra onu kullanım tarihi geçmiş malzeme muamelesine tabi tuttu. Kendisine efendileri tarafından verilen kimyasal silahlar, onun ülkesinin işgaline ve sonunun gelmesine neden oldu. ABD'nin Irak işgaliyle devrilen Saddam Hüseyin, Halepçe davasından hüküm giymeden, Duceyl kasabası davasından çıkan kararla 30 Aralık 2006 tarihinde asılarak idam edildi. 'Kimyasal Ali' lakaplı Mecit ise Halepçe ve diğer bölgelerde insanlığa karşı suç işlemek ve soykırım suçlarından idama mahkûm edilerek, 25 Ocak 2010 tarihinde infazı gerçekleştirildi. (İLKHA)

Diyarbakır Kayapınar Şehir Hastanesi’nde örnek hasta odası tamamlandı

Naim Kasım: Tüm dünya Lübnan’ın üzerine gelse dahi silahları teslim etmeyeceğiz

Batman'da maddi hasarlı trafik kazası

HAMAS'tan hareketin kuruluş yıl dönümünde mesaj: Aksa Tufanı bir dönüm noktasıdır

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 3 bin personel alımı yapacak

Guterres’ten Sudan’daki BM tesisine İHA saldırısına tepki

Bakan Göktaş’tan personel alımı müjdesi

Ortopedi ve Travmatoloji Doktoru Ünyılmaz Kozluk Devlet Hastanesinde Göreve Başladı

İşgalciler, Gazze'de ateşkes ihlalini sürdürüyor

Filistin: israil, işgal altındaki topraklarda etnik temizlik politikasını derinleştiriyor

Batman'da sabah namazı programı düzenlendi

Asgari ücret belirleme süreci sürüyor

IBAN transferlerinde yeni dönem: 1 Ocak'ta başlıyor

Otomobil duran kamyona çarptı: 1 ölü, 2 yaralı

ABD’de üniversitede silahlı saldırı: 2 ölü, 9 yaralı

Soğuk algınlığından korunmak için neler yapılmalı?

Pazartesi günü 21 ilde kar bekleniyor

Ticaret Bakanlığı kasımda 502 firmaya dahilde işleme izin belgesi verdi

Meteoroloji'den denizler için fırtına uyarısı

MEB taşra teşkilatı görevde yükselme sınavı için başvuru takvimi güncellendi

Ankara'da otomobil motosikletle çarpıştı: 4 yaralı

Ülke genelinde parçalı bulutlu hava, bazı bölgelerde yağış bekleniyor

Orban: AB'nin Rus varlıklarına el koyması savaş ilanıdır

Estonya “Baltık Savunma Hattı”nın ilk adımını attı

Sivas'ta otomobil kontrolden çıkarak devrildi: 1 ölü, 2 yaralı

AB'den yeni sabit gümrük vergisi kararı

Ukrayna: Donetsk'te 16 kilometrelik alanı geri aldık

İLKHA'ya "İnsan Hakları Basın Ödülü" verildi

Sudan'da BM üssüne saldırı: Barış gücünde görevli 6 asker öldü

Mardin’de iki otomobil çarpıştı: 5 yaralı

Yükleniyor

Haberi Sesli Oku

ŞEHİR HABERLERİ


Diyarbakır Kayapınar Şehir Hastanesi’nde örnek hasta odası tamamlandı

Naim Kasım: Tüm dünya Lübnan’ın üzerine gelse dahi silahları teslim etmeyeceğiz

Batman'da maddi hasarlı trafik kazası

HAMAS'tan hareketin kuruluş yıl dönümünde mesaj: Aksa Tufanı bir dönüm noktasıdır

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 3 bin personel alımı yapacak

Guterres’ten Sudan’daki BM tesisine İHA saldırısına tepki

Bakan Göktaş’tan personel alımı müjdesi