HÜDA PAR Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir, GİK üyesi Salih Demir, Gaziantep İl Başkanı Faruk Göçer, Kilis il Başkanı Ali Kiriş ve beraberindeki heyetle birlikte İslahiye ve Nurdağı ilçe merkezleri ve bazı köylerde incelemelerde bulundu. Deprem sonrası yapılan konutların eksikleri ve diğer sorunlarını Milletvekili Demir'e anlatan depremzedeler muhatap bulamamaktan yakındı.

İskan sorunu, elektrik, doğalgaz ve aidat faturalarının yüksek olmasından şikayet eden depremzedeler özellikle teslim aldıkları konutlara ne kadar ödeyeceklerini bilmediklerinden dert yandı.

"Kalıcı konutların bir kısmı teslim edilmiş"

HÜDA PAR Milletvekili Demir, "Gaziantep'te Nurdağı ilçemiz İslahiye ile beraber depremden en fazla zarar gören ilçelerimizdi. Nurdağı ile birlikte temaslarımızın bir kısmını İslahiye'de gerçekleştirdik. 6 Şubat'ta asrın felaketinin üzerinden iki yıl geçmiş olacak. Toplumun beklentisi, yetkililerin kamuoyuna verdiği beklenti iki yıl içerisinde bütün hak sahiplerinin kalıcı konutlara geçmiş olması ve depremin yaralarının sarılmış olması şeklindeydi. Kalıcı konutların yarısı tamamlanmış, mağdurların önemli bir kısmı konutlara geçmiştir. Yarısına yakın bir kısmı da maalesef kalıcı konutlara geçememiş ve inşaatlar devam etmektedir. Kimisinin de rezerv alanları nedeniyle yerleri belli değildir." dedi.

"Temennimiz bütün hak sahipleri vatandaşlarımızın kalıcı konutlarına geçmiş olmasıdır"

HÜDA PAR Milletvekili Demir, "Bir takım sorunlar ifade edildi. Biz de bu sorunları yetkililere iletmek istiyoruz. Ankara'ya gittiğimizde de bu sorunların çözümü için üzerimize düşeni yapacağız inşallah. Genel olarak sorunlar şu şekilde sıralanabilir:

Kalıcı konutların biraz daha hızlandırılması ve bu sürecin daha fazla uzamamasıdır. Normalde Sayın Cumhurbaşkanımızın da Çevre ve Şehircilik Bakanımızın da ifade ettiği şekliyle 2025 içerisinde bütün konutların biteceği ve konutların teslim edileceği şeklindedir. Ebetteki her zaman söylenen ile yapılan aynı olmuyor. Bizim temennimiz bütün hak sahipleri vatandaşlarımızın kalıcı konutlarına geçmiş olmasıdır.

Kalıcı konutlarına geçen vatandaşlarımızın da ifade ettiği bazı sorunları vardır. En önemlisi daireleri için ödeyecekleri bedellerin belirsiz olmasıdır. Yüzde 60'ının hibe, yüzde 40'nın da taksitlere bölüneceği söylendi. Vatandaşlarımıza boş kağıtlar imzalatıldı ama taksitlerinin ne kadar olacağı ne kadar artacağı çok ciddi bir belirsizlik. Vatandaşlar bu anlamda bir mağduriyet yaşıyorlar. Bunun bir an önce belirlenmesi önemlidir." ifadelerini kullandı.

"Bu yaraları sarmak hepimizin sorumluluğudur"

Vatandaşların sorunlarının giderilmesi için el birliği yapılması gerektiğini dile getiren Demir, "Kalıcı konutların yapıldığı TOKİ alanlarında da bir takım sorunlar ön plana çıkıyor. Önemli bir kısmında cami, okul, sağlık ocağı, hastane gibi ciddi eksiklikler var. Bunlar toplumsal yaşam alanının vazgeçilmez sosyal alanlarıdır. Bu noktalarda var olan sorunlar gerilmediği müddetçe sorunların da bitmesi mümkün değil. Birçok yerde çocukların okul zamanında gitme gelme gibi sorunları var. Birçok yerde caminin olmadığı ve insanların Cuma'ya gideceği yer bulamadığı ifade edildi. Birçok yerde sağlık ocağının olmaması aşı ve günlük bazı kontrollerin yapılması noktasında sıkıntılar yaşatmaktadır. Yapılan kalıcı konutlarda ufak tefek de olsa bazı sorunlar var. Bazı çatıların damlaması, elektrik, su tesisat sorunları, kapı ve benzeri iç mimari alanındaki sorunlar yer yer görülüyor. Bunların çözülmesi noktasında ev sahipleri firma yetkililerine ve bu sorunları çözecek olan yetkililere ulaşamıyorlar ya da ulaştıkları vakit sorunları geçiştiriyorlar. Bu sorunlara müdahale edecek kimse yok. Normalde biz TOKİ sözleşmelerinden biliyoruz. TOKİ'leri yapan firmalar belirli bir süreye kadar bu binaların eksikliklerini gidermek zorundadır. Fakat vatandaşlar, eksikliklerin giderilmesi noktasında bu yetkililere ulaşmada ciddi bir sıkıntı yaşıyorlar. Vatandaşların TOKİ tarafından belirlenen ortak giderlerin ve aidatların çok yüksek olduğu, bunların nasıl neye göre belirlendiğinin bilinmemesi gibi temel şikâyetleri var. Hep beraber bu sorunları çözmek zorundayız. İki yıl geçmesine rağmen henüz yaralar tam alamda sarılmış değil. Bu yaraları sarmak hepimizin sorumluluğudur." şeklinde konuştu. (İLKHA)