9390,51%1,20
38,74% 0,39
43,40% 0,27
4146,90% 1,06
6711,63% -0,27
HÜDA PAR Kadın ve Aile Başkanlığı tarafından İstanbul'da "Aile İçi Uyuşmazlıkların Çözümünde Alternatif Bir Yol: Aile Arabuluculuğu" başlığı ile panel düzenlendi.
Zeytinburnu Nikâh Dairesi'nde yoğun katılımla gerçekleşen programda konuşan HÜDA PAR Kadın ve Aile Başkanı Aynur Sülün, "Bir ailede ne varsa toplumda da o vardır. Çünkü aile, toplumun çekirdeğidir. Şunu unutmamak gerekir ki tarihte yıkılmış olan medeniyetlerin temelinde aileyi koruyamama gibi bir sebep yatmaktadır. İlk çözülme nasıl ki ailede başlamışsa son çözülme de o toplumun tarih sahnesinden silinmesiyle gerçekleşmiştir." dedi.
"Son 10 yıl içerisinde aile kurumumuz ciddi anlamda yara aldı"
İnsanlık tarihi boyunca kutsal bir ruh olarak kabul edilen aile kurumuna, Batı'da aydınlanma hareketiyle bir savaş açıldığını belirten Sülün, "Bu durum, Batı'nın dünya hegemonyası etkisiyle maalesef ki küresel bir salgın haline geliyor. İmzalanan uluslararası sözleşmeler, bunlara bağlı olarak çıkartılan yasalar, televizyon ekranlarında 7/24 aile mahremiyetinin ayaklar altına alınması, cinsel sapıklıkların propagandasının serbest olması gibi nedenlerle maalesef son 10 yıl içerisinde aile kurumumuz ciddi anlamda yara aldı. Küreselcilerin yürüttüğü sosyal mühendislik projesine karşı yerel politikalar üretilmedi, ifsat çalışmalarının önü alınmadı. Hâlbuki ifsadın önlenmesi ihyadan önce gelir." diye konuştu.
"Genç yaşta evlilik yaptıkları için cezalandırılan ailelerin mağduriyetleri hala çözülmedi"
Boşanma oranlarının son 10 yılda iki katına çıktığını, evliliklerde de ciddi bir düşüş kaydedildiğini aktaran Sülün, "Nüfusumuz kendisini yenileme eşiğinin çok çok altına düştü. Bunun karşısında genç yaşta evlilik yaptıkları için maalesef cezalandırılan ailelerin mağduriyetleri hala çözülmedi. 18 yaş altındakilerin flört adıyla gayri meşru ilişkilerin normalleştirilmeye çalışıldığı, propagandasının yapıldığı bir düzlemde, genç evlilerin bu kadar ceza alması büyük bir çelişkiydi ve bunun aşılması gerekirdi ancak aşılmadı." şeklinde konuştu.
"Çocukların geleceği çalınırken ümitsiz bir vaka gibi olayı düşünmek kaderimiz olmamalı"
Sülün, "Ülkemizde yalnız yaşayanların oranları 5 milyona ulaştı. Her 5 haneden birinde maalesef yalnız yaşanıyor. Bunun karşısında Japonya ve İngiltere'ye baktığımızda buralarda yalnızlık bakanlığının kurulduğunu görüyoruz. Aileyi korumuş olsalardı böyle bir bakanlığa ihtiyaç olmayacaktı. Kuzey Kore, doğum oranlarını yükseltmek için milyarlarca dolar ödenek ayırmasına rağmen gelinen aşamada kadınları anneliğe ikna edemiyor, nüfusu maalesef yükseltemiyor. Eğer önlem alınmazsa, aileyi ifsat eden politikaların önüne geçilmezse, ailenin aleyhine olan çalışmaların önüne geçilmezse bizim de aynı sonuçlarla yüz yüze gelmemiz kaçınılmazdır. Sorunlarımızın çözümü noktasında Batı'ya ihtiyacımız yoktur. Çünkü Batı, tüm değerlerinin iddialarını kaybetmiş, ayaklar altına almıştır. Aksine tam değerlerini kaybeden Batı'nın bize ihtiyacı vardır. Bireyi değil aileyi merkeze alan medeniyet değerlerimizle yeni bir paradigma oluşturulmalı ve bu yeni modeli tüm dünyaya sunmalıyız. Aileler dağılırken izlemek ve çocukların geleceği çalınırken ümitsiz bir vaka gibi olayı düşünmek kaderimiz olmamalı. Tıpkı bu aileler dağılırken nasıl ki ümitler ve hayaller yıkılıyorsa aslında bir toplumun da geleceği yıkılıyor. Onun için zayıflayan aileleri güçlendirmek ve bu aileleri onarmak için aile arabuluculuğu mekanizmasının hayata geçmesi gerekir." ifadelerini kullandı. (İLKHA)