10225,66%-1,40
41,95% 0,26
48,94% -0,20
5772,33% -0,86
9937,82% 2,52
HÜDA PAR Mersin Milletvekili Faruk Dinç, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlediği basın toplantısında Gazze’de sağlanan ateşkesin Filistin direniş gruplarının kararlı mücadelesiyle elde edilen bir zafer olduğunu ifade etti.
Gazze’de sağlanan ateşkes ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Dinç, “Ateşkes, Filistin direniş gruplarının iki yıldır devam eden kararlı mücadelesinin, işgal rejiminin yaptığı soykırıma rağmen Gazze halkının gösterdiği sabır ve direncin zaferidir. Bu gelişme, direnişin ve halkın iradesinin kırılmadığını tüm dünyaya göstermiştir. Ancak asıl mücadele şimdi başlamaktadır.” dedi.
“Askeri yollarla ulaşamadıkları hedefleri siyasi oyunlarla elde etmek istiyorlar”
siyonist terör rejiminin dünyanın birçok ülkesinden aldığı askeri desteğe rağmen başarısız olduğunu belirten Dinç, “Ne bombalar ne de tecrit politikaları Gazze’yi dize getirebilmiştir. Fakat ateşkes sonrasında askeri yollarla ulaşamadıkları hedefleri siyasi oyunlarla elde etme çabası devreye sokulmak istenmektedir.” şeklinde konuştu.
“Filistin direnişinin Gazze’den çıkarılması; sahada başarısız olan işgalcilerin masada ödüllendirilmesi anlamına gelir”
“İki yıldır süren soykırımın baş finansörü olan ABD’nin, 'barış planı' adı altında dayattığı Gazze planında garantör olarak konumlanan Türkiye, Katar ve Mısır’a büyük bir sorumluluk düşmektedir.” diyen Dinç, şöyle devam etti:
“Bu ülkeler, Gazze’nin ve genel olarak Filistin halkının menfaatlerini tavizsiz biçimde savunmalıdır. Gazze’yi direnişten arındırma girişimlerine kesinlikle geçit verilmemelidir. ABD ve siyonist rejimin, Filistinlileri Gazze yönetiminde sembolik bir konuma itme planı kabul edilemez. Filistin direnişinin Gazze’den çıkarılması; sahada başarısız olan işgalcilerin masada ödüllendirilmesi anlamına gelir.”
“İslam dünyası, hiç olmadığı kadar birlik ve dayanışma içinde olmalıdır”
Müzakerelerin ikinci aşamasında garantör ülkelerin kararlı ve ilkeli tutumunun belirleyici olacağına dikkat çeken Dinç, “HAMAS ve diğer direniş unsurlarına yönelik her türlü baskıya karşı, İslam dünyası ve vicdan sahibi tüm insanlar daha önce hiç olmadığı kadar birlik ve dayanışma içinde olmalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na çağrıda bulunan Dinç, “uyuşturucu bağımlıları, alkol bağımlıları asla bu gençliğe rol model olarak sunulmamalıdır.” dedi.
“Özendirici yayınların yapılması gençlerin uyuşturucuya bulaşmasına sebebiyet veriyor”
Uyuşturucu kullanımının gün geçtikçe yaygınlaştığını ve topluma etkisinin arttığını ifade eden Dinç, devamında şunları aktardı:
“Uyuşturucu belasına bulaşan gençlerimiz, sadece kendilerine değil ailelerine, topluma ve çevreye de zarar vermektedirler. Sadece bu yıl içerisinde 150 gencimiz uyuşturucuya bağlı olarak, 145 gencimiz ise uyuşturucu kullanımına bağlı olarak kazalarda hayatını kaybetti. Uyuşturucu illetine karşı net bir şekilde gerekli tedbirler alınmalı. 'Uyuşturucuya bulaşma nedenleri nelerdir? Bir genç neden bu zehre müracaat ediyor?' Bunların üzerinde ciddi araştırmalar ve çalışmalar yapılmalıdır. Bu uyuşturucu illeti bir hastalık gibi yayılıyor ve çevresine bulaşıyor. Adeta toplumun kılcal damarlarına kadar bulaşıyor ve bir kanser halini oluşturuyor. Aile içi iletişimsizlik, manevi boşluk, sosyal medyada özendirici yayınların yapılması gençlerin uyuşturucuya bulaşmasına sebebiyet vermektedir.”
“Sözde sanat adı altında uyuşturucu bağımlıları asla bu gençliğe rol model olarak sunulmamalı”
Sanatçı olarak isimlendirilen kişilerin gençleri madde bağımlısı olmaya özendirdiğine dikkat çeken Dinç, “Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere ve ilgili kuruluşlar konserlerde veya festivallerde çıkaracakları sanatçıların gerçekten sanatçı olması gerekiyor ve topluma, gençliğe rol model olabilecek şahıslardan olması gerekiyor. Rol modeller, gençleri köklerinden, değerlerinden, maneviyatından koparmayan kişilerden seçilmelidir. Sözde sanat adı altında uyuşturucu bağımlıları, alkol bağımlıları asla bu gençliğe rol model olarak sunulmamalıdır.” çağrısında bulundu.
Medyanın dili gençleri uyuşturucu satıcısı olmaya özendiriyor uyarısı
Madde bağımlılığının yuvaları dağıttığının da altını çizen Dinç, “Bu uyuşturucu bir illettir. Gençlerin iradesini gasp etmektir, iradesini devre dışı bırakmaktır, ruhlarını köleleştirmektir. Bu konuda gerekli tedbirler alınmalıdır. Uyuşturucuyla ilgili sosyal medya ve televizyon yayınlarında ‘kaç milyon lira değerinde uyuşturucu ele geçirildi’ gibi haberler yapılıyor. Bu söylem, asla doğru bir söylem değildir. Bu dille gençler özendiriliyor ve satıcı konuma getirilmeye çalışılıyor. Bunun yerine ‘yirmi bin, otuz bin kişinin ölümüne sebebiyet veren zehir yakalandı’ denilmesi gerekiyor.” diye konuştu. (İLKHA)