• BIST 100

    10762,45%-1,06
  • DOLAR

    41,17% 0,07
  • EURO

    48,07% 0,31
  • GRAM ALTIN

    4705,09% 0,66
  • Ç. ALTIN

    7548,54% 1,90

HÜDA PAR Sözcüsü Emiroğlu: Hayâsızca hareketler suçu yeniden düzenlenmeli

04 Eylül 2025, Perşembe 00:18
04 Eylül 2025, Perşembe 00:18
HÜDA PAR Sözcüsü Emiroğlu: Hayâsızca hareketler suçu yeniden düzenlenmeli
  • Dinle
  • A+
    Büyüt
  • A-
    Küçült

HÜDA PAR Sözcüsü Yunus Emiroğlu, düzenlediği basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Emiroğlu, hayâsızca hareketlerde bulunan kişilere verilen cezaların yetersiz olduğunu belirterek suçun yeniden düzenlenmesi gerektiğini ifade etti.

HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Yunus Emiroğlu, Partisinin gündeme dair değerlendirmelerini kamuoyu ile paylaştı.

Emiroğlu, hayâsızca hareketler suçunun yeniden düzenlenmesi, yeni eğitim-öğretim döneminin başlaması, karma eğitim tartışmaları, emlak vergisindeki artış, Küresel Sumud Filosu ve dış gündem başlıklarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

“Hayâsızca hareketler suçu yeniden düzenlenmeli; cezalar caydırıcı olmalı”

Ortak edep, ar ve hayâ duygularına vurgu yapan Emiroğlu, ahlaki değerlerin toplumsal düzenin temelini oluşturduğunu belirtti.

Emiroğlu, “Bu değerlere aykırı tutum ve davranışların normalleşmesi, toplum yapımızı zedelemekte; aile kurumunu ve neslimizin geleceğini tehdit etmektedir. Toplumun ahlakını, aile kurumunu ve neslimizin geleceğini hedef alan ifsat edici ideolojiler, sapkın akımlar, teşhircilik ve bunlardan neşet eden hayâsızca hareketler, yalnızca bireysel bir sapkınlık değil, milletimizin varlığına yönelik sistematik ve organize bir saldırıdır.” şeklinde konuştu.

“Genç nesillerimizi tehdit eden ifsat edici hayâsızca akımların yaygınlaşmasına karşı güçlü bir yasal çerçeve oluşturulmalı”

İdeolojik ve seküler eğitim sisteminin çocuklarımızı koruyamadığını belirten Emiroğlu, “Öte yandan alenen cinsel ilişki ve teşhircilik gibi 'hayâsızca hareketler' suçunu düzenleyen ilgili mevzuatın, suçu önlemede hem yetersiz kaldığı hem de gereğince uygulanmadığı aşikârdır. Bu bağlamda toplumsal yapımızı, aile kurumunu ve genç nesillerimizi tehdit eden ifsat edici ideolojilerin ve hayâsızca akımların yaygınlaşmasına karşı güçlü bir yasal çerçeve oluşturulması ve uygulamadaki zaaf ve aksaklıkların giderilmesi hayati öneme sahiptir.” dedi.

“Kanun teklifimizle hayâsızca hareketler suçunun cezaları artırılmakta”

“Bizler inanıyoruz ki hayâ kaybolursa aile dağılır, aile dağılırsa toplum çöker.” ifadelerini kullanan Emiroğlu, şöyle devam etti:

“Bu nedenle sapkın akımların ve teşhircilik gibi hayâsızca hareketlerin propagandası yapılarak yaygınlaştırılmasına hukuken engel olunmalıdır. Bu doğrultuda HÜDA PAR olarak hazırladığımız kanun teklifini 17 Nisan 2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunmuştuk. Teklifimizle; hayâsızca hareketler suçunun cezaları artırılmakta, aynı cinsler arasında evlilik ve birlikteliklerin suç sayılması öngörülmekte; radyo, televizyon ve dijital yayınlarda bu tür sapkın ilişkilerin teşvik edilmesinin önüne geçilmesi hedeflenmektedir.”

Kanun teklifinin yasalaşması için toplumun tüm kesimlerinden destek talebinde bulunan Emiroğlu, “Teklifimizin yasalaşması; değerlerimizi, ailemizi ve neslimizi korumak adına önemli bir adım olacaktır.  Bu vesileyle söz konusu teklifimizin yasalaşması için tüm kesimlere bir kez daha destek çağrısında bulunuyoruz.” diye belirtti.

“Kırtasiye malzemelerinin fiyatı velilerin ceplerini yakıyor”

2025-2026 Eğitim-Öğretim döneminin 8 Eylül’de başlayacağını hatırlatan Emiroğlu, öğrencilere ve eğitim camiasına başarı dileklerinde bulundu.

Eğitim sezonunun her yıl olduğu gibi yine sorunlarla başladığını belirten Emiroğlu, “Özellikle kırtasiye malzemelerinin fiyatı bu yıl velilerin ceplerini yakıyor. Zira fiyatlar geçen yıla göre yüzde 60 civarında artmıştır. Velilerin alım gücü düştüğü için sadece zorunlu materyaller temin edilebilmektedir. Buna rağmen bir öğrencinin temel kırtasiye gideri 4.000 TL’yi aşmaktadır. Okul servis ücretleri de kilometreye göre değişmekle birlikte aile bütçelerini zorlayan bir diğer kalemdir. 0–1 km arası mesafede servis ücreti 2.600 TL’den başlamakta, mesafe arttıkça bu tutar da artış göstermektedir.” şeklinde konuştu.

“Okullarda ilkel yöntemlerle yapılan yetersiz temizlik, öğrencilerimizin sağlığını ciddi şekilde tehdit etmektedir”

Okullardaki hijyen ve temizlik sorununa değinen Emiroğlu, “Çocuklarımız günün büyük bir bölümünü okul ortamında geçirmektedir. Ancak okul yöneticileri, bütçe yetersizliğini gerekçe göstererek temizlik sorununu geçici ve yetersiz çözümlerle gidermeye çalışmaktadır. Okullarda ilkel yöntemlerle yapılan yetersiz temizlik, öğrencilerimizin sağlığını ciddi şekilde tehdit etmektedir.” dedi.

“Kaliteli bir eğitim için nitelikli eğitim olmalı”

Atama bekleyen öğretmenlerin mağduriyetlerine vurgu yapan Emiroğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Ülkemizde hâlihazırda 90 binden fazla norm kadro açığı bulunmakta ve bu açık maalesef yine ücretli öğretmenlerle kapatılmaya çalışılacaktır. Oysa kaliteli bir eğitimin sağlanması için nitelikli eğitim kadrosunun hazır olması gerekir.”

“Karma eğitim meselesi, 'laiklik' eksenine indirgenerek ideolojik tartışmalara malzeme ediliyor”

HÜDA PAR Sözcüsü Emiroğlu, karma eğitim tartışmalarının pedagojik zeminde tartışılması gerektiğini belirterek, “Gelişmiş ülkelerde karma eğitim tartışmaları 'eğitimin kalitesi' üzerinden pedagojik zeminde yürütülürken Türkiye'de karma eğitim meselesi, 'laiklik' eksenine indirgenerek ideolojik tartışmalara malzeme edilmektedir.” dedi.

Emiroğlu, bazı ülkelerden örnekler vererek konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'nde 506 okul tek cinsiyetli olarak eğitim vermekte; sadece kızların okuduğu 84 üniversite bulunmaktadır. Avustralya'da kız-erkek ayrı eğitim veren okul oranı yüzde 12 civarındadır. İngiltere’de ise kız ve erkek öğrencilerin ayrı ayrı eğitim aldığı 400’den fazla okul olduğu verilerle tespit edilmiştir. Danimarka'da da 2001 yılından itibaren benzer uygulamaya gidilmiştir. Dünya genelinde eğitim ilminin gereği olarak benimsenen bu uygulamanın, ülkemizde de tatbik edilmesi büyük faydalar sağlayacaktır.”

“İsteyenler tek cinsiyetli eğitim ortamını tercih etme hakkına sahip olabilmeli”

Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, “Gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz” sözleri sonrası laikçi çevrelerden gelen eleştirilerin yersiz olduğunu ifade eden Emiroğlu, “Laikçi ve dayatmacı zihniyet, bu ülkede yaşayan ve kendileri gibi düşünmeyen kesimleri yok saymaktadır. Temel Eğitim Kanunu’nda her ne kadar 'karma eğitim esastır' ibaresi olsa da Anayasa’nın 10’uncu maddesine göre 'Herkes dil, ırk, renk, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.' Keza anayasanın 42. maddesine göre 'Kimse eğitim ve öğretim hakkından mahrum bırakılamaz.' Dolayısıyla ülkemizin gerçekleri göz önünde bulundurularak isteyenler tek cinsiyetli eğitim ortamını, isteyenler ise karma eğitim ortamını tercih etme hakkına sahip olabilmelidir.” şeklinde konuştu.

“Emlak vergisindeki artış kira fiyatlarını tırmandırarak barınma krizini derinleştirecektir”

Emlak vergisinin hesaplanmasında emlak rayiç değerleri esas alındığını hatırlatan Emiroğlu, 2025 yılı için takdir edilen arsa ve arazi birim değerlerinde olağanüstü artışların olduğunu belirtti.

Emiroğlu, “İstanbul başta olmak üzere birçok ilde yüzde 1400’e varan yükselişler yaşanmış, bazı bölgelerde ise matrahlar önceki döneme göre 40 kata kadar artmıştır. Bu artışlar, apartman dairelerinin dahi 'değerli konut' kapsamına girmesine yol açabilecektir. Böyle bir artış, yalnızca mükellefleri değil, dolaylı olarak kiracıları da etkileyecek; kira fiyatlarını tırmandırarak barınma krizini derinleştirecektir.” dedi.

“Rayiç değerler yeniden gözden geçirilmeli”

Vatandaşların bireysel dava açarak itiraz hakkı bulunduğunu ancak sorunun bu şekilde çözülmesinin mümkün olmadığını ifade eden Emiroğlu, “HÜDA PAR olarak, bu hatadan derhal vazgeçilmesini, rayiç değerlerin yeniden gözden geçirilerek piyasa gerçekleriyle uyumlu hale getirilmesini ve vergi adaletini esas alan düzenlemelerin yapılmasını zorunlu görmekteyiz.” önerisinde bulundu.

“Vatandaşlarımıza yönelik herhangi bir hukuksuz müdahalede bulunulmaması hususunda Mısır yönetimini önceden uyarmalı”

Türkiye’den çeşitli siyasi partilerden bir grup milletvekilinin Refah Sınır Kapısı üzerinden Gazze’ye gitmek üzere hazırlık yaptığını belirten Emiroğlu, “Daha önce Refah Sınır Kapısı’na ulaşmak üzere Mısır’a giden ve aralarında Mersin Milletvekilimiz Faruk Dinç’in de bulunduğu çok sayıda vatandaşımız, Mısır güvenlik güçlerinin müdahalesi sonucu yaralanmıştı. Yaşanan bu müessif olay hafızalardaki tazeliğini korumaktadır. Benzer bir olumsuzluğun tekrar yaşanmaması için Türkiye’nin, bu kez hükümet düzeyinde gerekli girişimlerde bulunarak aralarında milletvekillerinin de bulunduğu vatandaşlarımıza yönelik herhangi bir baskı ya da hukuksuz müdahalede bulunulmaması hususunda Mısır yönetimini önceden uyarması gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.

“Sumud Filosu, soykırıma seyirci kalan sisteme karşı küresel vicdanı ve adalet arayışını temsil ediyor”

Gemi filoları ve Refah Kapısı’na ulaşılmak üzere yapılan organizasyonların amacının Gazze halkına ulaşmak olduğunun altını çizen Emiroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu tarihî görevi yerine getirmek için yola çıkan vicdan sahiplerini selamlıyor ve Gazze ablukasını kırmak hedeflerine ulaşmalarını temenni ediyoruz. Gazze’ye yönelik insanlık dışı ablukayı kırmak için yola çıkan Sumud Filosunda Türkiye bayraklı gemiler de bulunmaktadır. Her devlet, kendi vatandaşlarını korumakla yükümlüdür. Dolayısıyla Türkiye’nin, Sumud Filosu ile Gazze’ye gitmeye hazırlanan vatandaşları için gerekli tedbirleri alması gerekmektedir. Sumud Filosu, yapılan vicdansızlığa ve soykırıma seyirci kalan sisteme karşı, küresel vicdanı ve adalet arayışını temsil etmektedir. Umuyoruz ki bu girişimler, ablukanın kırılmasına vesile olacaktır.”

“Soykırım suçuna katılan kişiler hakkında Türkiye’de hâlâ bir soruşturma başlatılamadı”

Gazze’de süren soykırıma karşı sivil inisiyatiflerin harekete geçtiğine değinen Emiroğlu, “Türkiye’nin de Gazze soykırımı karşısında atabileceği tüm somut adımları zamanında atmış olmasını arzu ederdik. Nitekim az sayıda da olsa bazı devletler, Türkiye’nin henüz aldığı birçok önlemi aylar öncesinden almış ve siyonistlere çeşitli yaptırımlar uygulamıştı. Soykırım suçuna katılan kişiler hakkında Türkiye’de hâlâ bir soruşturma başlatılamamış olması ve adli makamların harekete geçememesi, en önemli eksikliklerden biridir. Buna ilişkin kanun teklifimiz bir yılı aşkın bir süredir Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeyi beklemektedir. Tarih önünde bu sorumluluğun bir an önce yerine getirilmesi elzemdir.” şeklinde konuştu.

“Türkiye, kalbi siyonist israil için atan bu yapılara karşı mutlaka harekete geçmeli”

“Aynı zamanda Türkiye’de siyonizmin güdümünde hareket eden ve soykırımcı siyonist rejimin ajandasını uygulayan yapı ve kişiler de takibe alınmalıdır.” diyen Emiroğlu, “Türkiye, gerekli dikkati göstermediği takdirde, bu yapı ve kişiler üzerinden siyonizmin kirli emelleri doğrultusunda iç operasyonlara maruz kalabilecektir. Nitekim Arz-ı Mev’ud hayaliyle avunan kesimlerin Türkiye’de çeşitli isimler altında dernekleşmesi, kurumsallaşması, bürokraside kadrolaşması, geleceğimiz açısından en büyük tehlikelerden biridir. Türkiye, bağırsaklarını temizlemeli ve kalbi siyonist israil için atan bu yapılara karşı mutlaka harekete geçmelidir."

“Bu utanç tablosu, İslam dünyası için tahammül sınırlarını çoktan aşmıştır”

Siyonist terör rejiminin ateşkes tekliflerine cevap vermediğini ve Gazze’de topyekûn işgali için süreci hızlandırdığını ifade eden Emiroğlu, “Gazze soykırımının en büyük finansörü olan ABD Başkanı Donald Trump’ın eylül ayında yapılması düşünülen ziyaretinde siyonist rejime, sözde bir 'plan' açıklatılarak siyasi zafer armağan edilmesi hedeflenmektedir. Şimdiye kadar tüm ateşkes girişimlerini sabote edenin siyonist terör rejimi olduğu apaçık ortadayken, arabulucular sürekli olarak HAMAS’ı suçlamış ve direnişin üzerine baskı kurmuştur. Şimdi ise siyonistlerin ateşkesi bir kenara bırakıp işgali genişletmelerine sessiz kalmaktadırlar. Bu ikiyüzlülük kabul edilemez. Siyonistlere boyun eğmek hiç kimseye fayda getirmeyecek, tam aksine zulmü daha da büyütecektir. Bugün yapılması gereken, Gazze’deki direnişi açıkça desteklemek, tüm imkânların Filistin halkı için seferber edileceğini ilan etmektir. Yaklaşık iki yıldır devam eden bu utanç tablosu, İslam dünyası için tahammül sınırlarını çoktan aşmıştır.” dedi.

“Siyonist rejim, saldırganlığını giderek artırmaktadır”

Siyonist rejimin son dönemde Suriye ve Yemen’e yönelik artan saldırılarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Emiroğlu, bu durumun Gazze’deki soykırımın görmezden gelinmesinin bir sonucu olduğuna vurgu yaptı.

Siyonist rejimin Gazze ile sınırlı kalmayacağı uyarısını yenileyen Emiroğlu, ABD’nin kayıtsız şartsız desteği ve BM’nin mevcut yapısı nedeniyle kınama dışında hiçbir tepki ve fiili müdahale ile karşılaşmayan siyonist rejim, saldırganlığını giderek artırmaktadır. Bu nedenle yalnızca kınama veya diplomatik açıklamalar yetersiz kalmakta, fiili müdahale gerekliliği her geçen gün daha belirgin hâle gelmektedir.” ifadelerini kullandı.

“Siyonistlerin 'kuduz köpek' stratejisine karşı güçlü bir direniş hattı oluşturulması hayati bir zorunluluktur”

Bölge ülkelerine siyonist rejime karşı ortak strateji çağrısı yapan Emiroğlu, “Siyonistlerin uyguladığı 'kuduz köpek' stratejisine karşı güçlü bir direniş hattı oluşturulması hayati bir zorunluluktur. Yemen ve Suriye’ye aktif destek verilmesi, yalnızca bu iki ülkenin değil, tüm bölgenin güvenliği ve istikrarı açısından kritik önemdedir. Aksi takdirde hiçbir engelle karşılaşmayan siyonist rejim, saldırganlığını genişleterek ilerlemeye devam edecek, bölge halkları için daha büyük felaketlere yol açacaktır.” dedi. (İLKHA)

Nordik-Baltık Sekizlisi ülkelerinden Ukrayna'ya askeri destek artışı kararı

Diyarbakır'da Mevlid-i Nebi coşkusu

Prof. Dr. Akpınar: Peygamberimiz, hayatın her alanında en güzel örnektir

Mardin’de zincirleme kaza: 3’ü çocuk 9 yaralı

Konya'da Mevlid Kandili dualarla idrak edildi

Müftü Dolu: Ailelerin huzuru, Peygamberimizin aile hayatını örnek almakla mümkün olur

HÜDA PAR Sözcüsü Emiroğlu: Hayâsızca hareketler suçu yeniden düzenlenmeli

Cumhuriyet savcısı bıçaklı saldırıda hayatını kaybetti

Portekiz'de tramvay kazası: 15 ölü, 20 yaralı

Mevlid Kandili’nde eller Gazze için semaya açıldı

Mardin'de idrak edilen Mevlid Kandili'nde eller Gazze için semaya açıldı

Mevlid Kandili Sultanahmet Camii'nde dualarla ihya edildi

Durmaz: Toplum, Peygamberimizin ahlakına her zamankinden daha fazla muhtaç

Hazreti Peygamber'in 1500. doğum yılı Batman'da dualarla anıldı

Küresel Sumud Filosu'na katılan aktivistler İLKHA'ya konuştu

Mevlid Kandili Bursa’daki camilerde coşkuyla idrak edildi

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Netanyahu denilen gaddarın kıyımına sessiz kalamayız

Siyonist Enrico Macias konseri tepkiler üzerine iptal edildi

Aydın'da orman yangını

Malatya'da bahçe yangınlarında ağaçlar zarar gördü

Umut Kervanı’ndan Mevlid-i Nebi dolayısıyla ihtiyaç sahibi çocuklara kırtasiye yardımı

Gazze'de açlıktan ölenlerin sayısı 367'ye yükseldi

HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu'ndan Mevlid-i Nebi mesajı

Sumud Filosunda siyasilerden ortak mesaj: Tüm senaryolara rağmen hedefimiz Gazze

Avustralya'dan Rusya'ya yaptırım kararı

Mevlid-i Nebi dolayısıyla Hazreti Muhammed’in hayatını anlatan kitaplar ücretsiz dağıtıldı

Siyonist işgalcilerin saldırıları nedeniyle Gazze'de 21 bin çocuk sakat kaldı

Kassam Tugayları, direnişte yeni aşamaya giriyor: "Musa'nın Asası" operasyonları başladı!

Batman'da çift ürün uygulamasıyla ayçiçeği ekimi artıyor

CHP’den İstanbul İl Başkanlığı kararı için itiraz

Yükleniyor

Haberi Sesli Oku

ŞEHİR HABERLERİ


Nordik-Baltık Sekizlisi ülkelerinden Ukrayna'ya askeri destek artışı kararı

Diyarbakır'da Mevlid-i Nebi coşkusu

Prof. Dr. Akpınar: Peygamberimiz, hayatın her alanında en güzel örnektir

Mardin’de zincirleme kaza: 3’ü çocuk 9 yaralı

Konya'da Mevlid Kandili dualarla idrak edildi

Müftü Dolu: Ailelerin huzuru, Peygamberimizin aile hayatını örnek almakla mümkün olur

HÜDA PAR Sözcüsü Emiroğlu: Hayâsızca hareketler suçu yeniden düzenlenmeli