• BIST 100

    10914,10%-1,32
  • DOLAR

    42,08% 0,09
  • EURO

    48,34% -0,27
  • GRAM ALTIN

    5369,29% -0,96
  • Ç. ALTIN

    8820,78% -1,13

HÜDA PAR’dan Sudan uyarısı: İslam dünyası sessiz, katliamlar derinleşiyor

05 Kasım 2025, Çarşamba 13:33
05 Kasım 2025, Çarşamba 13:33
HÜDA PAR’dan Sudan uyarısı: İslam dünyası sessiz, katliamlar derinleşiyor
  • Dinle
  • A+
    Büyüt
  • A-
    Küçült

HÜDA PAR Dış İlişkiler Başkanı Hüseyin İmir, Sudan’da yaşanan çatışmaların dış güçler tarafından yürütülen bir vekâlet savaşına dönüştüğünü belirterek, “El-Faşir’in düşmesiyle katliam görüntüleri Gazze’yi aratmadı. İslam dünyası sessiz, uluslararası kamu

 

HÜDA PAR Dış İlişkiler Başkanı Hüseyin İmir, Sudan’da son günlerde yaşanan katliamlara ilişkin İLKHA'ya değerlendirmelerde bulundu.

İmir, Sudan'da yaşanan çatışmaların yalnızca iç dinamiklerle açıklanamayacağını, ülkenin altın ve uranyum kaynakları nedeniyle dış güçlerin rekabet alanına dönüştüğünü vurguladı.

Darfur’un ardından El-Faşir’in de Hızlı Destek Kuvvetlerinin (RSF) kontrolüne geçtiğini hatırlatan İmir, “BAE’nin sağladığı destekle binlerce sivil katledildi. İlk 48 saatte 14 bine yakın masum insanın öldürüldüğüne dair bilgiler geliyor. Bu tablo Gazze’deki zulmü aratmıyor.” ifadelerini kullandı.

İslam ülkelerinin sessizliğini eleştiren İmir, Türkiye’nin diplomatik baskı ve yaptırım da dâhil olmak üzere daha aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini vurguladı.

"Mevcut Sudan Ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında ciddi çatışmalar yaşandı"

İmir, "Malumunuz olduğu üzere Sudan, 2019’da yapılan askeri darbe sonrası hem siyasi hem de ekonomik anlamda ciddi bir istikrarsızlık sürecine girdi. 2019 sonrası 2022'de ordunun kendi içinde bölünmesi sonucunda Sudan farklı bir çatışma ortamına geçti. Mevcut Sudan Ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında ciddi çatışmalar yaşandı. Sudan’ın sahip olduğu doğal kaynaklar, özellikle altın ve uranyum gibi zengin madenler sebebiyle başta Körfez ülkeleri olmak üzere israil ve emperyalist ülkelerin dikkatini çekti. Bu süreçte Hızlı Destek Kuvvetleri üzerinden tamamen bir vekâlet savaşı yürütüldü. Bunun neticesinde Sudan’da çok ciddi insani krizler meydana geldi. Halkın eğitim, sağlık ve gıdaya erişimi her geçen gün daha da zorlaştı." dedi.

"48 saat içinde ise 14 bine yakın sivilin katledildiği yönünde bilgiler var"

Yaşanan vahşet ile ilgili konuşmasının devamında şunları aktardı:

"Son olarak Darfur bölgesinde, Darfur’un beş vilayetinin dördü Hızlı Destek Kuvvetlerinin kontrolündeydi. Darfur’un başkenti olan El-Faşir ise Sudan hükümeti ve ordusunun yönetimindeydi. Ancak Hızlı Destek Kuvvetlerinin aldığı dış destekle El-Faşir de düştü. El-Faşir’in, dolaylı olarak Birleşik Arap Emirlikleri’nin desteğiyle Hızlı Destek Kuvvetlerinin eline geçmesi, bölgedeki insani dramı çok daha ileri bir boyuta taşıdı. Katliamlar yaşandı ve gerçekten Gazze’ye benzer görüntüler Sudan’dan gelmeye başladı. Bu kapsamda yaşanan bu insani krize ve katliamlara karşı uluslararası kamuoyunun acilen harekete geçmesi gerekir. Çünkü henüz medyaya yansımayan çok büyük katliam görüntüleri olduğu bilgisi geliyor. El-Faşir ele geçirildikten sonra ilk 8 saat içinde 2 bine yakın sivilin, 48 saat içinde ise 14 bine yakın sivilin katledildiği yönünde bilgiler var. Maalesef her geçen gün bu insani dram daha da derinleşiyor."

"Asıl amaç, Sudan’ın doğal kaynaklarını sömürmektir"

"Sudan’da yaşanan gelişmelerin bölgesel yansımaları da olacaktır." diyen İmir, "Özellikle Sudan’da istikrarı sağlayabilecek sivil bir yönetime geçiş sürecinin henüz tam anlamıyla gerçekleşmemiş olması ve Hızlı Destek Kuvvetlerinin dışarıdan aldığı destekle dış güçlerin Sudan üzerinde bir rekabet alanı oluşturması, Sudan’da istikrarı ve sivil yönetimin başa geçmesini zorlaştırıyor. Var olan yapıların orduya entegre edilmesi ve sivil yönetimin aktif görev alması maalesef zorlaştırmaktadır. Dış güçlerin rekabetinin en büyük sebebi Sudan’daki doğal kaynaklardır: Altın rezervleri ve uranyum. En son Birleşik Arap Emirlikleri’nin bu süreçte Darfur bölgesinden kendi şirketleri üzerinden 80 ton altın çıkardığı ve bunun yaklaşık 6 milyar dolar değerinde olduğu uluslararası raporlara yansıdı. Bu durum, dış güçlerin Sudan üzerindeki rekabet ortamını maalesef artırmaktadır. Dolayısıyla Sudan’da istikrarın sağlanmasını, sivil siyasete geçişi ve grupların orduya entegrasyonunu ciddi anlamda zorlaştırıyor. Maalesef Libya’da yaşanan ikiye bölünmeye benzer bir tabloyu Sudan’da da gözlemliyoruz. Sudan da daha önce Güney Sudan ayrıldı. Şu anki çatışmalarla hedeflenen ise Sudan’ın yeniden ikiye bölünmesi ve istikrarın tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Asıl amaç, Sudan’ın doğal kaynaklarını sömürmektir." ifadelerine yer verdi.

"Mısır, Çad ve Etiyopya bu savaştan doğrudan etkilenen ülkelerdir"

Sudan’da yaşanan bu savaş sadece Sudan’ı etkilemeyeceğini belirten İmir, "Afrika Boynuzu olarak değerlendirdiğimiz tüm bölge ve ülkeleri ciddi anlamda etkilemektedir. Özellikle Mısır, Çad ve Etiyopya bu savaştan doğrudan etkilenen ülkelerdir. Hem sınır güvenliği açısından olumsuz sonuçlar ortaya çıkmakta hem de siyasi ve ekonomik olarak Sudan’a komşu ülkeler bu süreçten zarar görmektedir. Yaşanan katliamlar nedeniyle sivil halk, Çad, Etiyopya ve Mısır’a hicret etmek zorunda kaldıklarını ve bu ülkelerde de ekonomik refahın düşük olması sebebiyle var olan siyasi ve ekonomik sorunlar daha da derinleşmektedir." şeklinde konuştu.

"Ne yazık ki İslam ülkeleri, Sudan krizine gereken önemi ve duyarlılığı göstermemektedir"

İslam ülkeleri duyarsız olduğunun altını çizen İmir, "Ne yazık ki İslam ülkeleri, Sudan krizine gereken önemi ve duyarlılığı göstermemektedir. Tarihsel, kültürel ve coğrafi olarak İslam dünyasının kalbinde yer alan Sudan’da yaşanan bu insani drama karşı İslam İşbirliği Teşkilatı’nın etkili bir girişimini göremiyoruz. Krize verilen tepkiler bireysel çabalarla sınırlı kalmakta, ortak bir siyasi vizyon ortaya konmamaktadır. Sudan iç savaşının ana aktörlerinden Birleşik Arap Emirlikleri’nden başlayarak ona yönelik yaptırımlar uygulayarak bir adım atılabilirdi." dedi.  

"Türkiye’nin diplomatik zeminde daha etkili bir arabulucu aktör olarak devreye girmesi gerekmektedir"

Konuşmasının devamında İmir, şunları söyledi:

"Türkiye hem tarihsel bağları hem de Afrika açılımı kapsamında edindiği pozisyon itibarıyla Sudan’da daha aktif rol oynayabilecek kapasiteye sahiptir. Özellikle resmi kurumlar ve sivil toplum kuruluşları tarafından yürütülen insani yardım çalışmaları takdire şayandır. Birçok yardım kuruluşu, insani yardımı bölgeye ulaştırmak için seferber olmuştur. Ancak Türkiye’nin diplomatik zeminde daha etkili bir arabulucu aktör olarak devreye girmesi gerekmektedir. Yine Türkiye’nin Sudan’daki çatışmaları jeopolitik bir mesele olarak da ele alması gerekir. Sudan’da barışın tesisi için yalnızca iç dinamikler değil, dış destekçiler de hesaba katılmalıdır. Bu bağlamda Türkiye’nin, savaşın en büyük finansörü ve istikrarsızlığı ve işgali en büyük finansörü olan Birleşik Arap Emirlikleri başta olmak üzere, Türkiye'nin savaşı besleyen bu aktörlere karşı yaptırım uygulaması gerekir. Diplomatik baskı, uluslararası platformlarda izolasyon çağrısı gibi daha sert ve kararlı adımlar atması gerekir."

"Sudan ordusunu destekleyen Sudan İslami Hareketi’ne yönelik bir nefret dili kullanılmakta"

İmir, "Sudan’da barışın tesis edilebilmesi için uluslararası toplulukların ve bölgesel örgütlerin Hızlı Destek Kuvvetleri üzerinde ciddi baskı kurması gerekir. Şu an yaşanan insani dramın, katliamların ve insanların en temel insan hakları kapsamında değerlendirebileceğimiz sağlık ve gıdaya erişiminin sağlanabilmesi için geçici bir ateşkesin yapılması ve bu konuda müzakerelerin başlaması gerekmektedir. Bu anlamda bazı girişimler var. ABD, özellikle Suudi Arabistan ve Mısır üzerinden harekete geçmiş ve ateşkes müzakerelerine başlamıştır. Ama maalesef burada özellikle Sudan ordusunu destekleyen Sudan İslami Hareketi’ne yönelik bir nefret dili kullanılmakta, müzakere süreçlerine katılan ülkelerin Sudan İslami Hareketin ateşkeste ve yönetimde yer almaması için tedbirler almayı konuşması, bölgesel barışın ve istikrarın sağlanmasına ciddi zarar vereceğini düşünüyoruz. Bu nedenle arabulucu ülkelerin artık Sudan toplumunun değer yargılarına ve İslami hareketlerine savaş açmaktan vazgeçip tamamen bölgesel barışın ve istikrarın sağlanması için sorumluluk almaları gerekir." diye konuştu.  

"İslam dünyasının kendi içindeki parçalanmışlığının artık devam edemeyeceğini bir kes daha önümüze koyuyor"

Gazze'deki soykırım ve Sudan'daki gelişmeler batının çifte standartlarını gözler önüne serdiğini aktaran İmir, "Gazze ve Sudan’da yaşananlar, hem Batı’nın çifte standartlarını hem de İslam dünyasının çaresizliğini gözler önüne sermektedir. Her iki durumda da en temel sorun, insani değerlerin siyasete feda edilmesidir. Maalesef hükümetler, ancak kendi çıkarları tehdit edildiğinde harekete geçmektedir. Sudan ve Gazze’de yaşanan bu durumlar, bizlere sadece uluslararası sistemin adaletsizliğini değil, aynı zamanda İslam dünyasının kendi içindeki parçalanmışlığını da tekrardan hatırlatmaktadır. Ancak bu parçalanmışlık artık sürdürülemez bir noktaya gelmiştir. Özellikle Gazze’de yaşanan iki yıllık soykırım ve Sudan’da şu an gözler önündeki insani dram ve katliamlar, İslam ümmetinin İslam dünyasının kendi içindeki parçalanmışlığının artık devam edemeyeceğini bir kes daha önümüze koyuyor." dedi.  

"İslam dünyası artık edilgen değil; sorunlarıyla yüzleşen, çözüm üreten ve ortak refleks geliştiren bir aktör hâline gelmelidir"

İmir, konuşmasının sonunda, "İslam ülkeleri kendi krizlerini çözme becerisini geliştirmedikçe ve ABD ile Batılı güçlerden icazet alma alışkanlığını terk etmedikçe maalesef bu tür trajediler tekrar tekrar önümüze çıkacaktır. Bunlarla yüzleşmediğimiz sürece bu duruma mahkum olacağız. Sorunlara dış müdahaleye bağımlı çözümler üretmek yerine, ortak iradeye ve dayanışmaya dayalı bölgesel mekanizmalar oluşturulmalıdır. Bu nedenle sadece tepkilerle yetinmekle değil, yeni bir dayanışma vizyonu inşa etmek zorunludur. İslam dünyası artık edilgen değil; sorunlarıyla yüzleşen, çözüm üreten ve ortak refleks geliştiren bir aktör hâline gelmelidir. Bu da ancak cesur, bağımsız ve ilkeli bir duruşla ancak mümkündür." ifadelerine yer verdi. (İLKHA)

Peygamber Sevdalıları'ndan "Yolumuzu Aydınlatan Yıldızlar" sahabe programları mesajı

DSÖ'den Sudan uyarısı: Kıtlık diğer bölgelere ve Güney Sudan’a yayılabilir

Adıyaman'da kaçak kazı yapan 3 şüpheli suçüstü yakalandı

Kudüs adım adım Yahudileştiriliyor: Siyonistler 356 yeni yasa dışı yerleşim birimi inşa edecek

Gaziantep'te beyin sapı implantasyonu başarıyla uygulandı

Çin ve ABD anlaşmaya vardı: TikTok’un Amerikanlaştırılması mı, Trumplaştırılması mı?

Gaziantep'te AB tescili alan ürün 5'e yükseldi

Organ Nakli Koordinatörü Yılmaz: Her yıl yüzlerce hasta organ beklerken hayatını kaybetmektedir

Doğumda doğru müdahale hayat kurtarır

Gaziantep'te aranan 2 şüpheli yakalandı

İşgalciler aralarında eski esirlerin de olduğu en az 50 Filistinliyi alıkoydu

HÜDA PAR’dan Sudan uyarısı: İslam dünyası sessiz, katliamlar derinleşiyor

Boğazına şeker kaçan çocuğu öğretmenin uyguladığı Heimlich manevrası kurtardı

Siyonist rejim, Gazze'de ölen 28 esirden 19'unun cesedini teslim aldı

İmam hatip lisesinin Gazze için açtığı hayır çarşısına yoğun ilgi

2026 yılı hac kuraları çekildi, 84 bin 942 kişi kutsal topraklara gidecek

Gazze'ye yardım akışı kıtlığı sona erdirmeye yetecek mi?

Fizyoterapist Ateş: Boyun fıtığında tedavi gecikmesi kalıcı hasarlara yol açabiliyor

TOKİ konutları Bingöl’ün hangi ilçesinde kaç tane yapılacağı açıklandı

Organ bağışında lider bölgenin yöneticileri Bursa'da bir araya geldi

Siyonist rejim Kudüs'te evleri yıktı, iki Filistinli işçiyi yaraladı

Batman'da hava kalitesini artırmak için denetimler sürüyor

“Yüzyılın Konut Projesi” başvuruları için e-Devlet görünümlü sahte sitelere dikkat

Batman'da silah ve uyuşturucu operasyonu: 6 kişi tutuklandı

Batman'da yılın son çilek hasadı başladı

Bingöl’de durdurulan araçta 2 kişi gözaltına alındı 

Darende'de içme suyu altyapısına yeni proje

Konya Ereğli’de otomobil takla attı: 6 kişi yaralandı

Aksaray OSB’de silahlı tartışma: 1 ölü, 2 yaralı

Trump’tan çelişkili hamle: “NASA, siyasete kurban mı ediliyor?”

Yükleniyor

Haberi Sesli Oku

ŞEHİR HABERLERİ


Peygamber Sevdalıları'ndan "Yolumuzu Aydınlatan Yıldızlar" sahabe programları mesajı

DSÖ'den Sudan uyarısı: Kıtlık diğer bölgelere ve Güney Sudan’a yayılabilir

Adıyaman'da kaçak kazı yapan 3 şüpheli suçüstü yakalandı

Kudüs adım adım Yahudileştiriliyor: Siyonistler 356 yeni yasa dışı yerleşim birimi inşa edecek

Gaziantep'te beyin sapı implantasyonu başarıyla uygulandı

Çin ve ABD anlaşmaya vardı: TikTok’un Amerikanlaştırılması mı, Trumplaştırılması mı?

Gaziantep'te AB tescili alan ürün 5'e yükseldi