HAMAS'tan yapılan açıklamaya göre, 54 yaşındaki Hasan Selame, son iki ay içinde altı kez fiziksel saldırıya uğradı.
Bu saldırılar, onun fiziksel ve psikolojik direncini kırmayı hedefleyen sistematik bir cezalandırma politikasının parçası olarak nitelendiriliyor.
Ayrıca, kasıtlı olarak aç bırakıldığı ve bunun sonucunda bedeninin zayıf düştüğü, kilosunun 62 kilograma kadar düştüğü belirtildi. Bu durum, sağlık durumunun ciddi şekilde kötüleştiğine işaret ediyor.
Bilinçli tıbbi ihmal
Açıklamaya göre Selame, dişlerini kaybetti ve görme yetisi ciddi ölçüde zayıfladı. Kendisine gözlük temin edilmesinin kasıtlı olarak engellendiği ifade ediliyor. Bu uygulama, esirlerin sağlık hakkını garanti altına alan uluslararası standartların açık bir ihlali olarak değerlendiriliyor.
Hasan Selame kimdir?
Hasan Selame, 1971 yılında Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus şehrinde doğdu.
Birinci İntifada sırasında ön plana çıktı ve HAMAS'ın askeri kanadı olan İzzeddin el-Kassam Tugaylarının önde gelen komutanlarından biri oldu.
1996 yılında işgal kuvvetleri tarafından esir alındı. Selame, işgal kuvvetlerine karşı yürüttüğü direniş operasyonları nedeniyle işgal rejimince 48 kez müebbet hapse çarptırıldı.
2011 yılında gerçekleşen "Esirlere Vefa" (Wafaa al-Ahrar) takas anlaşmasında serbest bırakılması reddedildi.
Genişleyen hak ihlalleri bağlamı
Hasan Selame’ye yönelik bu işkenceler, işgal rejiminin 7 Ekim 2023’te Gazze’ye başlattığı saldırıdan bu yana işgal zindanlarındaki Filistinli esirlere yönelik benzeri görülmemiş baskı politikalarıyla aynı zamana denk geliyor.
Filistin Esirler Kulübü, saldırıların başlamasından bu yana 65 esirin hapislerde şehit olduğunu açıkladı. Bu ölümlerin nedenleri arasında kötü koşullar, işkence, kötü muamele, yiyecek ve sağlık hizmetlerinden yoksun bırakılma yer alıyor.
Nisan 2025 başı itibarıyla işgal hapishanelerindeki Filistinli esir sayısı 9 bin 900’ü aşmış durumda. Bunlar arasında yaklaşık 400 çocuk ve 27 kadın da bulunuyor.
Hak savunucuları, Hasan Selame’nin maruz kaldığı uygulamaları, siyonist rejimin Filistinli esirlere karşı yürüttüğü "kurumsal bir intikam politikası" olarak nitelendiriyor.
Uluslararası toplumun sessizliği ve BM kurumlarının bu ihlalleri durdurmakta yetersiz kalması da eleştiri konusu.
Gözlemciler, bu suçların uluslararası kamuoyu tarafından görmezden gelinmesinin, özellikle ABD’nin siyasi ve askeri desteğiyle, işgale cezasızlık politikasını daha da pekiştirdiğini ve binlerce esirin hayatını tehdit ettiğini belirtiyor. (İLKHA)
