• BIST 100

    14155,46%0,76
  • DOLAR

    42,70% 0,02
  • EURO

    50,13% -0,04
  • GRAM ALTIN

    5962,35% 1,03
  • Ç. ALTIN

    9485,02% 0,00

Metiner: Kürt meselesi, Kürtleri mesele olarak gören CHP’nin inkarcı zihninin bir ürünüdür

15 Şubat 2025, Cumartesi 18:48
15 Şubat 2025, Cumartesi 18:48
Metiner: Kürt meselesi, Kürtleri mesele olarak gören CHP’nin inkarcı zihninin bir ürünüdür
  • Dinle
  • A+
    Büyüt
  • A-
    Küçült

Eski Milletvekili Mehmet Metiner, "Kürt meselesi, Kürtleri mesele olarak gören CHP’nin inkarcı zihninin bir ürünüdür. Kürtlere yönelik inkar, asimilasyon ve baskı politikalarının oluşturduğu trajik bir mesele asla 'Kürt meselesi' olarak tanımlamaz." dedi

HÜDA PAR'ın Kürt meselesinin tarihi, toplumsal ve siyasi boyutlarının ele alındığı "Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı" Diyarbakır'da gerçekleşti.

Çalıştayın ilk oturumunda eski Milletvekili Mehmet Metiner, "Geçmişten Günümüze Kürt meselesine Çözüm Arayışları ve Neticeleri" başlıklı bir sunum yaptı.

Kürt meselesi tabirinin yanlış olduğunu savunan Metiner, "Peki nedir mesele? Şudur: Kuruluş sürecinde cumhuriyet halk partili iktidar seçkinleri, Kürt varlığını ve aidiyetini modern ulus-devlet projesi için bir tehdit olarak gördükleri için inkara yöneldiler. Devlet marifetiyle Türk ismi üzerinden homojen bir ulus yaratmak istedikleri için Kürtlerin ayrı bir kavim olarak varlığını inkar ederek dilini ve kültürünü yasaklama yoluna gittiler. Bunu da sistematik ve acımasız asimilasyon yaptılar. Milli mücadelenin kurucu ve güçlü aktörlerinden biri olan Kürtler, Cumhuriyetin ilanından kısa bir süre sonra durduk eyer farklı kavmi aidiyetleri dolayısıyla mesele olarak görülüp ötekileştirildiler." dedi.

"Kürt meselesi, Kürtleri mesele olarak gören CHP’nin inkarcı zihninin bir ürünüdür"

Kürtlerin bizatihi kendilerinin, "mesele" çıkarmadığını, ama ne yazık ki Kürtlerin "mesele" olarak görüldüğünü söyleyen Metiner, “Kürt meselesi, Kürtleri mesele olarak gören CHP’nin inkarcı zihninin bir ürünüdür. O yüzden sanki Kültlerin kendisi meselenin bizatihi aktörüymüş gibi anlaşılmaya müsait bir tanım üzerinden yol yürümeyi yanlış bulduğumu önemlilikle vurgulamak isterim. Çünkü Kürtlere yönelik inkar, asimilasyon ve baskı politikalarının oluşturduğu trajik bir mesele asla 'Kürt meselesi' olarak tanımlamaz."

Bunu söylemenin, Kürtlerin hiç bir meselesinin olmadığı anlamına gelmediğini söyleyen Metiner, "Türkiye’de inkar ve asimilasyondan kaynaklı bir 'Kürt meselesi' yok ama Kürtlerin meselesi var. Kürtlerin demokratik ve kültürel talepleri var. Kürtlerin o eski Türkiye’deki terörle yanlış mücadele yöntemlerinden kaynaklı mağduriyetleri ve sosyal sorunları var. Sayın Cumhurbaşkanımızın inkar ve asimilasyonu sonlandıran devrimci adımına eşlik eden güçlü demokratik ve kültürel adımları hiç kuşkusuz tarihi önemdedir. Ama hala giderilmesi gereken meseleler ve atılması gereken adımlar var." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bu meseleye sunduğu desteğin, artık bu meselelerin kökten çözümü için gerekli zihni ve psikolojik zeminin oluştuğunu gösterdiğini söyleyen Metiner, herkesin bu elverişli çözüm zeminine yeni ve uzlaşıcı müspet katkı sağlaması gerektiğini söyledi.

Metiner, "Büyük resme baktığımız zaman sözünü ettiğim inkarın yalnızca Kürtlere yönelik olmadığını görürüz. O modern ulus-devlet projesinin mağdurları arasında Türkler de vardır. Bunu bilmek, çözüm için gerekli olan anlayışta ortaklaşmak adına çok gerekli. Doğrudur: Türklerin kavmî olarak kimlikleri inkar edilmemiş, dili yasaklanmamıştır ama Türk’ü tarih sahnesinde Türk kılan İslami ve geleneksel tüm özellikleri de laikçilik ve modernlik adına yok varsayılmış, devlet, memleket ve toplum hayatından sökülüp atılmak istenmiştir. Batıperest CHP yönetici eliti verili Türk’ü asla beğenmemiş, hatta onu çağdaşlaşmanın ve sekülerleşmenin önünde bir iç tehdit olarak görmüş, o yüzden devlet marifetiyle 'makbul Türk' inşa etme yoluna gitmiştir. Müslüman-dindar-muhafazakar Türk’ün kendisi adı Türk olan bir devlette CHP yönetici elitinin tepeden inmeci Batıcı zorla modernleştirmeci politikalarının mağduru ve mazlumu olmuştur." diye konuştu.

"Gövdesi sadece Türk veya Kürt olan ama beyni, aklı ve yaşam tarzı bütünüyle Batılı olan yeni bir vatandaş yaratılmak istenmiştir"

Türklerin de Kürtlerin de aslında seküleştirilmek istendiğini ifade eden Metiner, "Gövdesi sadece Türk veya Kürt olan ama beyni, aklı ve yaşam tarzı bütünüyle Batılı olan yeni bir vatandaş yaratılmak istenmiştir. Modern ulus-devletin tek tipleştirici, farklılıklara zinhar izin vermeyen homojenleştirici ideolojisi, biryandan modernlik üzerinden İslami-geleneksel inanç ve yaşam tarzlarını biçen, biryandan da Fransız tipi ulusçuluk anlayışı üzerinden Kürtlerin ve diğer toplulukların farklılıklarını hayalî bir tek ulus kimliği potasında eritmeye dönük adeta bir giyotin işlevi görmüştür." diye ekledi.

Metiner, şöyle devam etti:

"Kürt meselesi ola tanımlanan mesele 1984’ten itibaren silahlı bir ayaklanma ve terör dolayısıyla gündemimize geldi. Ve yine üzülerek belirtmek isterim ki hep çözümlenmek istenen şey de bu terör belası oldu.

Terör konuşulurken Kürdün adı dahi zikredilmek istenmedi, Kültlerin meselesi görmezlikten gelindi. Dolayısıyla kayda değer çözüm önerileri gündeme getirilmedi. Getirmek isteyenler de baskılandı. “Kürtçü-bölücü” diye suçlandı. Kürt dememek için birileri 'terör sorunu', birileri, 'Güneydoğu sorunu' dedi. Ekonomik sorun' dedi. Çünkü Kürdün adını anmak yasaktı. Kürt kavminin varlığını iddia etmek suçtu. Kürtçe sokakta dahi konuşulması yasak olan bir dildi.

Birileri de 'Kürt meselesi' dedi bu süreçte. Tanım yanlış bile olsa Kürde dikkat çekmek için böyle dedi. Şimdi mesele anlaşıldığına göre artık yanlış tanımda ısrarın da lüzumu yok.

Terörün tırmandığı döneme kadar bu meselede devlet adına kayda değer çözüm arayışlarına yönelen hiç olmadı. Devleti yönetenler sadece terör odaklı politikalar geliştirdiler. Şayet Kürtlere yönelik inkar, asimilasyon ve zor politikaları olmamış olsaydı dağa çıkan bir örgütün yaşama şansı olmazdı.

Bunu söylemek, dağa çıkmaya veya teröre meşruiyet veya haklılık atfetmek anlamına gelmiyor asla. Bize göre hiç bir haklı neden veya gerekçe ne dağa çıkmayı ne de terörü meşrulaştırır.

Cumhuriyet tarihinde bu meseleyi sadece terör boyutuyla değil, asıl sözünü ettiğim boyutuyla adını da koyarak cesaretle çözmeye kalkan tek lider Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmuştur.

Şimdi yeni bir dönemin eşiğinde bulunuyoruz. Ya birlikte Türkiye’yi inşa edip hepimizin kazanacağı bir döneme kapı aralayacağız ya da yabancı düşman güçlerin oyununa gelip birbirimize kaybettirmeyi sürdüreceğiz."

Metiner, "Devletimiz tek olmalı bizim. Hiç kimsenin bir diğerinin varlığını inkar etmediği tek bir millet olmalıyız. Tek bir vatanımız ve tek bir bayrağımız olmalı bizim. Resmi dilimiz tek olmalı ama bu ülkenin bütün dilleri hür ve serbest olmalı. En az resmi dilimiz kadar kıymetli ve muteber olmalı. Resmi dilimizin tek olması, diğer dillerimizin kamusal hayatın işlevsel bir aktörü olmasına mani bir durum teşkil etmez. Bunu formüle edecek tarihi tecrübeye sahibiz biz. İlla bu ülkedeki tüm dillerin resmi dil olarak kabul edilmesi gerekmiyor, ama resmiyette kabulün sosyal barışımızı güçlendirecek bir pratiğe dönüşmesi sağlanabilir. Eğitim dilimiz Türkçe olmalı, ama diğer dillerimizin hepimize ait devletimizin okullarında öğrenimi ve öğretimi sağlanmalı. Ana dilde eğitim yerine ana dilin öğrenimi ve öğretimi kapsamlı ve derinlikli bir formüle pekala kavuşturulabilir." diye konuştu. (İLKHA)

Çocuklarda içe basmaya karşı etkili önlemler!

Asgari ücret mesaisinde ikinci durak perşembe

Ekim ayında inşaat üretim endeksi arttı

Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde akşam polikliniklerinin kapasitesi artırıldı

Brent petrol 61,23 dolardan işlem görüyor

Bursa’nın su kaynağı Uludağ alarm veriyor: Son 10 yılda kar örtüsü yüzde 50 azaldı

Batman'da durdurulan otomobilde 56 kilo toz esrar ele geçirildi

Kassam Tugayları, Askeri Sanayileşme Komutanlığı'na yeni atamayı duyurdu

Afganistan konulu toplantının ikincisi mart ayında yapılacak

Ekimde ücretli çalışan sayısı 16 milyon 20 bin kişi oldu

UNISFA'nın Sudan'daki lojistik merkezine saldırıya Dışişleri'nden kınama

Elektrik faturalarında yeni uygulama: Tüketim sınırını aşan, destek alamayacak

Şanlıurfa'da yarın planlı elektrik kesintisi yapılacak

Fas'ta sel felaketi: Asfi'de 21 kişi hayatını kaybetti

Bahis reklamlarına müdahale: 15 sosyal medya hesabına erişim engeli

Kudüs'ün statüsü değiştiriliyor: Filistinli aileler evlerini terk etmeye zorlanıyor

Cami önlerinde piyango ve şans oyunları biletlerinin satışı yasaklandı

Altın fiyatları yeniden rekora gidiyor

Döviz kurları haftaya nasıl başladı?

Yerlikaya: Siber suç operasyonlarında 301 şüpheli yakalandı

Meteoroloji'den kar, sağanak ve kuvvetli rüzgâr uyarısı

Kabine Beştepe'de toplanıyor: Güvenlik, asgari ücret ve "yasa dışı" bahis masada

Siyonist rejimden Mescid-i Aksa muhafızına hapis cezası

Kudüs'te tehditkâr provokasyon: Burak Duvarı'na baskın ve tehvid sloganları

İşgalciler Filistinlilere ait evleri yıkmaya devam ediyor

Halil el-Hayye: Aksa Tufanı siyonist rejimin "stratejik caydırıcılık" iddiasını çökertti

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 3 bin personel alacak

Aksaray’da Hasan Dağı’nda mahsur kalan 2 öğrenci kurtarıldı

İzmir'de uyuşturucu operasyonu: 2 gözaltı

Bangladeş ile Hindistan arasında "seçim" gerginliği

Yükleniyor

Haberi Sesli Oku

ŞEHİR HABERLERİ


Çocuklarda içe basmaya karşı etkili önlemler!

Asgari ücret mesaisinde ikinci durak perşembe

Ekim ayında inşaat üretim endeksi arttı

Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde akşam polikliniklerinin kapasitesi artırıldı

Brent petrol 61,23 dolardan işlem görüyor

Bursa’nın su kaynağı Uludağ alarm veriyor: Son 10 yılda kar örtüsü yüzde 50 azaldı

Batman'da durdurulan otomobilde 56 kilo toz esrar ele geçirildi