10947,2%-0,83
40,72% 0,03
47,32% -0,04
4379,03% 0,09
7024,04% -0,23
İTTİHADUL ULEMA Genel Başkan Yardımcısı Molla Beşir Şimşek, toplumda maneviyatsızlık ve ahlaki yozlaşmanın arttığını, bunun sebeplerinin dini değerlerden uzaklaşma, aile yapısının zayıflaması, kontrolsüz sosyal medya kullanımı, eğitimde manevi boşluk ve ekonomik baskılar olduğunu söyledi.
İLKHA muhabirine konuşan Şimşek, bu sorunların giderilmesi için ailelerin, eğitimcilerin, kanaat önderlerinin ve yetkililerin birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı.
"Gün geçtikçe maneviyattan uzaklaşıyoruz"
Şimşek konuşmasına, "Toplum olarak gün geçtikçe maneviyattan uzaklaşıyoruz. Bu maneviyatsızlık her geçen gün artmaya devam ediyor. Bir yandan ahlaki yozlaşma, bir yandan ibadetsizlik, bir yandan da kötü yollara düşme eğilimi; başta gençlerimiz olmak üzere, çocuklarımızı ve ailelerimizi etkiliyor. Artık aile kavramı bile kalmadı. Bu manevi hastalıkların beraberinde getirdiği ferdi, ailevi ve toplumsal huzursuzluklar, gerçekten de herkesi rahatsız eden bir boyuta ulaştı." sözleriyle başladı.
"Kimse Allah'ın azabını hesaba katmıyor"
Bu tablonun kendiliğinden ortaya çıkmadığını vurgulayan Şimşek, "Durumun vahametini anlatmak için bir ayet-i kerimeyle başlamak istiyorum. Allah-u Teâlâ bir ayet-i kerimede şöyle buyuruyor: 'Ehli imanın içerisinde fuhuşu, kötülüğü ve ahlaksızlığı yaygınlaştırmak isteyenler için, hem dünyada hem de ahirette büyük ve elem verici bir azap vardır.' Maalesef bazıları bunları yaparken Allah'ın azabını belki de hesaba katmıyor. Ancak bizler daha dünyadayken bunun neticesinde toplum, aile, fertler, gençler ve çocuklar olarak büyük bir azap yaşıyoruz. Bu büyük bir musibettir ve bu musibetin farkında olmamız gerekir." ifadelerini kullandı.
"Sebepleri bilmeden çözüm olmaz"
Anne babalar, eğitimciler, kanaat önderleri ve İslami rehberlerin bu konuda sorumluluk alması gerektiğini dile getiren Şimşek, çözüm için öncelikle sebeplerin bilinmesi gerektiğini belirtti.
İlk sebebin dini hassasiyetlerin kaybolması olduğunu vurgulayan Şimşek, "Eskiden bir ailede veya mahallede dini değerlerden uzaklaşan bir insan görüldüğünde, herkes bu duruma dikkat çekerdi. Anne babalar başta olmak üzere, toplumun bu konuda bir hassasiyeti vardı. Ancak bugün neredeyse her evde bu değerlerden uzak yaşayan gençlerimiz ve çocuklarımız var. Ailelerimizin bile ruhu duymuyor. Bu durum, maalesef artık normalleşti ve beraberinde büyük bir musibet getiriyor. Çünkü bu ortamda büyüyen bir gençlik, önce kendisine, sonra da anne babasına ve ailesine zarar verecektir." dedi.
"Ahlaksızlığa müdahale etmedikleri için hep beraber helak oldular"
Bu hassasiyetsizliği en büyük hastalık olarak tanımlayan Şimşek, "Allah-u Teâlâ, Beni israilin helak olduğunu söylüyor. Niye? Çünkü onların bir kısmı kötülük işliyor, haram işliyor, inançsızlık bataklığına giriyordu. Ancak diğerleri onları engellemiyordu. 'Siz niye böyle yapıyorsunuz, niye namaz kılmıyorsunuz, niye bu ahlaksızlığa giriyorsunuz?' diye müdahale etmedikleri için hep beraber helak oldular ve lanete uğradılar." diye konuştu.
"Ahlaksızlık, toplumda daha rahat ve yaygın bir şekilde işlenir hale geldi"
"Maalesef şu an bizde de böyle bir hassasiyetsizlik var." diyen Şimşek, şöyle devam etti: "Birisi namaz kılmıyor, kimsenin umurunda değil. Her türlü ahlaksızlığın içinde, yine kimsenin umurunda değil. Ne anne babası, ne toplum, ne de komşular... İnsanlar bunu dert etmiyor. Dolayısıyla bu ahlaksızlık, toplumda daha rahat ve yaygın bir şekilde işlenir hale geldi. Bu hastalık, çocuklarımızdan hepimize bulaşıyor. Toplumun bu duruma karşı hassasiyet göstermesi gerekir."
"Aile yapısı güçlendirilmeli"
İkinci sebep olarak aile yapısının zayıflamasına dikkat çeken Şimşek, "İçinde bulunduğumuz bu buhranların, ahlaksızlıkların ve fitnelerin bir sebebi de aile içerisindeki zayıflamadır. Artık güçlü aileler kalmadı. Ailede birliktelik ve güç yok. Anne ve babanın sürekli kavga halinde olduğu, boşanmaların arttığı bir ortamda yetişen bir çocuktan hangi ahlakı, hangi terbiyeyi ve hangi manevi değerleri bekleyebiliriz ki? Bu nedenle, ailenin sağlamlaştırılması şarttır, aksi halde bu gidişin önüne geçemeyiz." diye konuştu.
"Sosyal medya kontrolsüz bir alan"
Şimşek, üçüncü sebep olarak sosyal medyadaki kontrolsüz yayınları göstererek, şunları söyledi:
"Bugün insanlar artık televizyonu bile izlemiyor, çünkü herkesin elinde bir telefon ve internet var. Herkes her türlü kötülüğün içinde boğuluyor. Kimse bunun sorumluluğunu üstlenmiyor. Yöneticiler buna bir ölçü getirmiyor. Oysa çocuklarımız bu zehirle besleniyor ve kimse bu zehri kusanları engellemiyor. Ne bir yayın yasağı var ne de bir sorumluluk. Bu sorumsuzlukla yetişen bir nesil var ki, ahlaksızlık ve maneviyatsızlık içinde büyüyor. Bu da bir sebeptir ve yetkililerin buna dikkat çekmesi gerekir."
"Eğitimde manevi boşluk var"
Eğitim sisteminde ahlaki ve manevi eğitime yeterince yer verilmediğini söyleyen Şimşek, "Bugün okullarda 'değerler eğitimi' adı altında bir şeyler yapılıyor, ancak bunlar en az yapılan ve işin ehli tarafından değil, göstermelik olarak yapılan şeylerdir. Oysa okullarda çocuklarımızın sıfırdan maneviyatla yetişmesi ve büyümesi gerekir. Bu çocuğun dinini, peygamberini, Kur’an’ını, İslamiyet’ini ve maneviyatını, tıpkı matematik, Türkçe, bilim ve sosyal bilgiler gibi öğrenmesi ve eğitim alması gerekir. Çünkü bu çocuk Müslümandır ve onun ahlaklı, terbiyeli, kendisine, ailesine ve toplumuna faydalı olmasını istiyorsak, bu dersleri maneviyattan alacaktır. Siz bu manevi değerleri yeterince vermezseniz, sadece matematik ve Türkçe ile bir insan hayatın her alanında başarılı olamaz. Bu da önemli bir kusurdur ve buna dikkat etmemiz gerekir." ifadelerini kullandı.
"Ekonomik baskı manevi değerleri zayıflatıyor"
Son olarak ekonomik baskı ve beraberinde getirdiği sorumsuzluğa değinen Şimşek, "Bugün toplumda insanların kıymeti maalesef parayla ölçülüyor. Bu yüzden insanlar, 'Benim param varsa iyiyim, ne yaparsam yapayım meşrudur' diye düşünüyor. Birisinin parası varsa 'beyefendi' oluyor, yoksa toplum içinde kıymeti olmuyor. Bu ekonomik bağımsızlık, güç ve kapitalizm ruhu da maalesef insanları bütünüyle maddileştirdiği ve dünyevileştirdiği için maneviyata zaman kalmıyor." dedi.
"Sebepleri ortadan kaldırmalıyız"
Şimşek, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
"İşte toplumumuz, bu sebeplerden dolayı bugün şikayet ettiğimiz haldedir. Bu durumları düzeltmeden, bu sebepleri ortadan kaldırmadan ve hep beraber bu işe eğilmeden sadece şikayet etmek yeterli değildir." (İLKHA)