11294,48%2,23
41,33% 0,21
48,56% -0,32
4902,38% 1,34
7989,27% 0,65
İşgalci rejimin üst düzey yetkilileri siyonist Kanal 12’ye verdikleri açıklamalarda, Mısır’ın Sina’daki takviyelerinin “iki taraf arasındaki ek bir gerginlik noktası”na dönüştüğünü savundu. İşgal yetkililerinin, Tel Aviv ile Kahire arasındaki doğrudan temaslardan bir sonuç alınamaması üzerine siyonistlerin Washington’a başvurduğu kaydedildi.
Geçen Pazartesi Kudüs’te ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile yaptığı görüşmede Netanyahu, Mısır’ın faaliyetlerini “barış anlaşmasının temel ihlalleri” olarak savundu. Netanyahu, ABD’nin anlaşmanın ana garantörü olduğuna dikkat çekti.
İşgalci yetkililere göre Kahire, sadece hafif silahlara izin verilen bölgelerde askeri altyapılar inşa etti, Sina’daki hava üslerinde pistleri savaş uçaklarına uygun şekilde genişletti ve yer altı tesisleri inşa etti. Bu tesislerin füze depolamak için kullanılabileceği değerlendiriliyor.
Siyonist yetkililer, “Füzelerin gerçekten depolandığına dair kanıt yok, ancak Mısır makamları bu tesislere dair ikna edici bir açıklama yapmadı” dedi.
Aynı kaynaklar, Mısır ordusunun Sina’daki konuşlanmasının “işgal makamlarının geçen yılki ikili mutabakatlarda onayladığından çok daha büyük” olduğunu, bunun da ciddi endişelere yol açtığını ifade etti.
Durumun, ABD liderliğindeki çok uluslu gücün Sina üzerindeki hava devriyelerini azaltmasıyla daha da ağırlaştığı; bu nedenle gelişmeleri takip etme kapasitesinin düştüğü belirtildi. Öte yandan bir Mısırlı yetkili, işgalci rejimin iddialarını reddederek, Trump yönetiminin son dönemde Kahire ile bu konuyu gündeme getirmediğini vurguladı.
"Mısır-israil Barış Anlaşması", Sina’nın üç bölgeye ayrılmasını öngörüyor. Buna göre; Süveyş Kanalı yakınındaki A Bölgesi’nde tam bir askeri tümen bulundurulabiliyor, B Bölgesi’nde yalnızca hafif silahlı sınır muhafızlarına izin veriliyor, işgalci rejim ve Gazze’ye komşu C Bölgesi ise silahtan arındırılmış sayılıyor ve burada sadece bireysel silahlarla donatılmış polis güçleri bulunabiliyor.
Bu gelişmeler, son iki yılda işgalin Filistinlileri Gazze’den Sina’ya sürme girişiminden duyulan Mısır endişelerinin arttığı bir döneme denk geldi. Kahire, sınırdaki askerlerini takviye etmiş, Filistinli mültecilerin akışını “ulusal güvenliğe tehdit” olarak ilan etmiş ve işgalci rejimin barış anlaşmasına zarar verecek her türlü adımına karşı uyarmıştı.
Yaklaşık iki hafta önce işgalci rejimin Katar’a yönelik saldırısının ardından, Mısır yönetiminin başı olan Abdulfettah es-Sisi, Doha’dan yaptığı konuşmada, Netanyahu hükümetinin “barış anlaşmasını tehlikeye attığını ve bölge ülkeleriyle ek bir normalleşmeyi engellediğini” söylemişti.
Ayrıca Kahire’nin, söz konusu saldırıya karşılık ortak bir Arap gücü oluşturma niyetini dile getirmesi, işgal rejiminde Mısır’ın siyasi yönelimine ilişkin artan kaygılara yol açtı. (İLKHA)