Osmanlı'nın kadim sanatı olan hat, İslam dünyasında en yüksek sanat dallarından biri olarak kabul edilmiştir. Bu sanat, güzel yazı yazma sanatı olup, özellikle Kuran-ı Kerim'in yazılmasında, önemli metinlerin ve belgelerin süslenmesinde, cami ve sarayların iç dekorasyonunda kullanılmıştır. Hat sanatı, Osmanlı İmparatorluğu'nda büyük bir öneme sahip olup, özellikle 15'inci ve 16'ncı yüzyıllarda zirveye ulaşmıştır.

Bursa'da geleneksel hat sanatı, yaşatılmaya devam ediyor. Bu sayede Bursa'da hat sanatı, hem geçmişin izlerini taşırken hem de geleceğe doğru bir köprü kuruyor.

Hattat Feride Ateştepe Altun, çocukluğundan itibaren Ulu Camii'nin manevi atmosferinden ilham alarak bu sanata ilgi duymaya başladı ve 2009 yılından itibaren hat sanatına gönülden adandı.

İLKHA muhabirine konuşan Hattat Feride Ateştepe Altun, "Aşk olmadan meşk olmuyor" diyerek bu sanatın sadece bir yazı değil, bir tutku olduğunu vurguladı.

Geleneksel İslam sanatlarının sürdürülebilmesi için belediyelerden destek bekleyen Altun, gençlerin yetişmesi adına uygun mekanların sağlanmasının önemine dikkat çekti.

"Ulu Camii'nin manevi atmosferi her daim beni çok etkiledi"

Çocukluğundan itibaren Bursa'da büyüdüğünü belirten Altun, "Çocukluğumdan itibaren Ulu Camii'nin manevi atmosferi her daim beni çok etkilemiştir. Her ziyaret ettiğimde etkilendiğimi söyleyebilirim. Yazılarına baktığımız zaman Bursa, çok büyük bir hat müzesidir. Dünyada beşinci manevi değeri yüksek ibadethane olarak geçiyor. Aynı zamanda içindeki hat sanatı yazıların çok büyük manevi değerleri var. Çok büyük üstatlarımız tarafından yazılmıştır." diye belirtti.

"Bir televizyon dizisinde başkarakterin babasının hat atölyesi beni bu sanata vurdurdu"

Çocukluğundan itibaren Ulu Cami'ye her girttiğinde çok etkilendiğini söyleyen Altun, "Fakat hatta başlamış olmam, etkilendiğim durumlar oldu; ancak gençliğimde bir televizyon dizisinde başkarakterin babasının atölyesi hat sanatıyla uğraşıyor kendisi ve her o sahneler geldiğinde arkadaki atmosferi, arkadaki duvarları incelerdim. Çok güzel hat eserleri vardı. Fakat Bursa'da bu hat sanatı yoktu o dönemler. Araştırmaya biraz hemhal olmaya başlayınca, Hoca Mahmut Şahin'in Bursa Irganda Köprüsü'nde ders verdiğini öğrendim. Derslere katılmak için talep ettim. Sağ olsun, benim de talebimi kabul etti. Hat sanatı serüvenim böyle başladı." dedi.

"Hat sanatına çok fazla ilgi var"

2009 yılından beri hat sanatıyla hemhal olduğunu kaydeden Altun, "Öncesinde eşimin dükkânında yardımcı oluyordum. Destek olmak amaçlı eşimle birlikte çalışıyorduk. 5-6 senedir talebelerime hizmet ediyorum. Hat sanatına çok fazla ilgi var, ancak basit bir sanat olmadığı için devamını talebe getiremiyor. Zor ve meşakkatli bir sanattır. Hat sanatına yüz kişi başlıyorsa, beş kişi kalıyor." şeklinde konuştu.

"Hat sanatı, Osmanlı'dan gelen geleneksel bir sanattır"

İyi ki hat sanatına başladığını ve gönül verdiğini vurgulayan Altun, "Aşk olmadan meşk olmuyor. Hat sanatı böyle bir sanattır. Hat sanatı, Osmanlı'dan gelen geleneksel bir sanattır. Picasso, hat sanatı ile ilgili 'Bizim yüzyıllardır aradığımız şeyi siz hat sanatında bulmuşsunuz' demişti. O yüzden bizim kendi değerimizi ve değerlerimizi mutlaka sonuna kadar desteklememiz gerekiyor." diye belirtti.

"Gençlerin önünü açabilmek adına belediyelerin desteğini bekliyoruz"

20 senedir hat sanatı gerekli değeri gördüğünü ifade eden Altun, "Ufak tefek sıkıntılar olabiliyor. Belediyelerin her türlü sergi açmak istediğimizde ya da talebe yetiştirmek istediğimizde bizlere uygun yerlerin verilmesini istiyoruz. Gençlerin önünü açabilmek adına belediyelerin desteğini bekliyoruz. Özellikle kültür merkezlerinde geleneksel sanatlarımızın, geleneksel İslam sanatlarının devamı için sürdürülebilmesi için mutlaka belediyelerden destek bekliyoruz. Gençliğimize hizmet etmemiz gerekiyor. Önceki belediyemizde desteği gördük, şimdiki belediyemizde de bu desteği bekliyoruz. Bizlere yer ve mekan verirlerse, bu konuda biz müteşekkir oluruz." diye konuştu. (İLKHA)