• BIST 100

    11134,73%1,58
  • DOLAR

    40,93% 0,08
  • EURO

    47,73% 0,15
  • GRAM ALTIN

    4394,93% 0,21
  • Ç. ALTIN

    7073,77% 0,31

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Uyku bedeni, rüya ise ruhu dinlendirir!

30 Haziran 2025, Pazartesi 04:12
30 Haziran 2025, Pazartesi 04:12
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Uyku bedeni, rüya ise ruhu dinlendirir!
  • Dinle
  • A+
    Büyüt
  • A-
    Küçült

Rüya görmenin bizim genetik algoritmamızın bir parçası olduğunu kaydeden Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bir insanın rüya görmemesi mümkün değil. Uyku bedeni, rüya ise ruhu dinlendirir. Asıl ruhsal dinlenme, rüya sırasında gerçekleşir.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bilinçaltı ve rüyalar konusunu değerlendirdi.

“İnsan, kendi varlığının farkında olan tek canlı”

Tarhan, canlılar arasında, özellikle memeliler grubunda yer alan insanın, bilinç sahibi olan tek varlık olduğunu dile getirerek, “Diğer hiçbir canlıda bilinç bulunmaz. Diğer canlıların zaman kavramı, geçmiş ve gelecek bilinci, varoluş bilinci, anlam arayışı ya da ölüm bilinci yoktur. Bunlar yalnızca insana özgü özelliklerdir. İnsan, kendi varlığının farkında olan tek canlıdır. ‘Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum?’ gibi soruları sorabilmek bu bilincin göstergesi. Kişinin farkında olmadan yaptığı şeyler genellikle bilinçaltından kaynaklanır. Farkında olarak yapılan şeyler bilinçli; farkında olmadan yapılanlar ise bilinçsiz davranışlardır.” dedi.

“Bilinç, kuantum bir varlık olarak ele alınıyor”

Bu konuların yaklaşık 100 yıl önce Freud ve Jung gibi psikiyatristler tarafından da tartışıldığını, bilinç ve bilinçaltı arasındaki ilişkinin özellikle ruhsal hastalıklarla bağlantılı olarak ele alındığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “2000’li yıllardan itibaren nörobilimin gelişmesiyle birlikte bilince dair yeni tartışmalar ortaya çıkmıştır. Günümüzde bilinç, beynin üzerinde bir varlık olarak; hatta bazı görüşlere göre kuantum bir varlık olarak ele alınmaktadır. Bilinç günümüzde hâlâ psikiyatrinin en temel tartışma konularından biridir. Bilinç, belki de psikiyatrinin kuantumudur. Bilinçaltı, bir insanı analiz etmeye çalıştığımızda karşımıza çıkan, kişinin bazen kendisinden bile beklemediği davranışların kaynağıdır. Bazı insanlar, hiç düşünmeden otomatik tepkiler verebilir ya da refleksif davranışlar sergileyebilir. Üstünlük kompleksi ya da aşağılık kompleksi gibi durumlar bilinçaltı mekanizmalarla ilişkilendirilmiştir. Bu durumları açıklamak için psikolojide çeşitli savunma mekanizmaları geliştirilmiştir.” diye konuştu.

“Örtük bellek, farkında olmadan otomatik şekilde kullandığımız bilgileri barındırıyor”

Günümüzde nörobilimin bu konuyu getirdiği noktada, “bilinçaltı” yerine artık “implisit memory”, yani örtük bellek kavramının kullanıldığını anlatan Tarhan, “Bilincin karşılığı ise ‘eksplicit memory’ yani açık bellek olarak tanımlanır. Açık bellek, farkında olduğumuz ve bilinçli şekilde hatırladığımız bilgileri içerirken; örtük bellek, farkında olmadan otomatik şekilde kullandığımız bilgileri barındırır. Bilinçaltı, kişinin düşünmeden gerçekleştirdiği otomatik davranışlardır. Bu, beyinde kısa yollar aracılığıyla oluşur. Yani sadece felsefi ya da soyut bir konu değildir; nörobiyolojik karşılığı vardır. Kişinin örtük bellek (bilinçaltı) ve açık bellek (bilinç) mekanizmalarını ne kadar iyi yönetebildiği, hayatını ne ölçüde kontrol edebileceğini belirler.” ifadesinde bulundu.

Rüyalar uzay ve zaman kavramlarının dışında işliyor

Bilincin kuantumu” ya da “ruh sağlığının kuantumu” denilen alanın rüya dünyası olduğunu ve rüyaların da uzay ve zaman kavramlarının dışında işlediğini anlatan Tarhan, “Jung bu konuda şöyle der, ‘İnsanın ruhunun uzay ve zamanın dışında bir parçası olması gerekir.’ Burada Jung’un ‘ruh’ tanımı, dini literatürdeki ruh kavramına oldukça benzer. İnsan, başka bir enerji bandından gelmiş, bu dünyada fiziksel gerçeklikte yaşıyor ve ölümden sonra başka bir enerji düzlemine geçiyor olabilir. Yani insanın varlığı sadece bu dünyayla sınırlı değildir. Biz bu geniş denklemin sadece simülatif bir bölümündeyiz. Rüyalar ise bu denklemle bağlantı kurduğumuz alanlardır.” diye konuştu.

‘Evren bir simülasyon olabilir mi?’

Kuantum fiziğiyle uğraşan bilim insanlarının çalışmalarına işaret eden Tarhan, şunları anlattı:

“Gözlemlediğimiz şey var olur, gözlemlemediğimiz şey yok gibi davranır. Hatta bu noktada şöyle bir tartışma da vardır: Kara deliklerin ötesinde bu evreni gözlemleyen, üstün bir bilgisayar teknolojisi kullanan başka varlıklar olabilir mi? Bu fikir, bazı bilimsel çevrelerde ‘evren bir simülasyon olabilir mi?’ sorusunu gündeme getirmiştir. Bu düşünceler kutsal metinlerde de yankı bulur. Kur’an-ı Kerim’e bakıldığında, bazı yorumlara göre "Biz sanki Tanrı’nın zihninde yaşıyormuşuz" gibi bir bakış açısı ortaya çıkmaktadır. Bu görüşler nedeniyle tarih boyunca birçok düşünür eleştirilmiş, hatta bazıları deli ilan edilmiş ya da yargılanmıştır. Oysa bugün kuantum fiziği bu soruların bilimsel zeminlerde tekrar tartışılmasına olanak tanımaktadır. Çünkü kuantum, belirsizlikleri tanımlamaya çalışan bir bilim dalıdır.”

Uyku sırasında beynin nasıl davranıyor?

Bazı bilim insanlarının ‘Acaba rüya, insanın kuantum evrenle bağlantı kurduğu bir alan mı?’ sorusunu da sorduğunu ifade eden Tarhan “Bu durum rüyayı sadece bilinçaltıyla değil, aynı zamanda kuantum fizik, psikiyatri, felsefe ve spiritüalite gibi farklı disiplinlerin ortak tartışma alanına taşımaktadır. Bu yüzden bugün dünyada birçok yerde rüya laboratuvarları kurulmakta, rüya üzerine bilimsel araştırmalar yapılmaktadır. Uyku sırasında beynin nasıl davrandığı, özellikle de rüya dönemlerinde nasıl çalıştığı incelenmektedir.” dedi.

Bastırılmış travmalar çözümlenmeli

Terapi süreçlerinde zaman zaman bilinçli zihinle bilinçaltına ulaşmaya çalışıldığını kaydeden Tarhan, ancak bazı zor vakalarda, özellikle bastırılmış travmaların çözümlenmesi gerektiğinde, bilinçli yöntemlerin yetersiz kalabildiğini, bu gibi durumlarda, kişiyi uyku ve uyanıklık arasındaki bir bilinç düzeyine getiren, anestezi benzeri ilaçların kullanıldığı bir yöntem olan narkoanalizin devreye girebildiğini ve çözülmemiş bir travmanın çözülebildiğini anlattı.

Travma çözüldüğünde rahatlama yaşanıyor

Bilinçaltının, beyinde kapsüllenmiş bir travmatik ağ gibi davranabildiğini, bu ağlara ulaşmanın, adeta bir apsenin boşaltılması gibi olduğunu belirten Tarhan, “Travma çözüldüğünde kişi hem zihinsel hem de fiziksel olarak rahatlama yaşar. Bugün bu tür durumlar için nadiren narkoanaliz kullanılıyor. Bunun yerine daha yaygın ve güvenli bir teknik olan EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) yöntemi tercih ediliyor. Bu teknikte sağ ve sol beyin lobları ses ya da göz hareketleriyle eş zamanlı uyarılır. Bu sayede kişi, bastırdığı travmatik anıların farkına varır ve onları yeniden işleyebilir. Tüm bu yöntemlerde ortak nokta, kişide farklı bir bilinç durumu oluşturmaktır.” şeklinde konuştu.

“Asıl ruhsal dinlenme, rüya sırasında gerçekleşir”

Rüya görmenin bizim genetik algoritmamızın bir parçası olduğunu kaydeden Tarhan, “Bir insanın rüya görmemesi mümkün değil. Herkes rüya görüyordur, hatırlamıyordur. Öyle ki, doğuştan görme engelli olan bebekler bile rüyada gülümseyebilir. Henüz görme duyusu gelişmemiş, hayatı tanımamış bu bebeklerin uykuda tebessüm etmeleri, rüyanın yalnızca dış dünyadan alınan verilerle değil, beynin içsel mekanizmalarıyla ilgili bir süreç olduğunu gösterir. Bu durum, rüyanın beynimizin temel bir fonksiyonu olduğunu kanıtlar niteliktedir. Henüz soyut kavramları bile bilmeyen bir bebeğin, rüyada gülümsemesi ise beynin uzay-zamanın ötesinde çalışan bir alanına işaret eder. Rüya görmek, insanın fizyolojik bir özelliğidir. Uyku bedeni, rüya ise ruhu dinlendirir. Asıl ruhsal dinlenme, rüya sırasında gerçekleşir.” dedi.

“Rüya görmek, fizyolojik bir ihtiyaçtır”

Bilinçaltının, aslında örtülü belleğimiz olduğunu ve beynimizde fizyolojik karşılığının bulunduğunu dile getiren Tarhan, “Rüyalar da bu örtülü belleğin bir sonucudur. Rüya görmek, fizyolojik bir ihtiyaçtır. Rüyayı yok ederek bir kişide şizofreni benzeri belirtiler oluşturabilirsiniz. REM uykusu sırasında kişi her rüyaya daldığında uyandırılırsa, bu ciddi psikolojik bozulmalara yol açabilir.” ifadesinde bulundu.

Toplumumuzda rüyalardan etkilenme oranı çok yüksek

Negatif düşünen insanların rüyalarla ilgili genellikle olumsuz senaryolar ürettiklerini, pozitif yapılı kişilerin ise rüyalarını daha olumlu yorumlama eğiliminde olduğunu kaydeden Tarhan, “Ancak bizim toplumumuzda rüyalardan etkilenme oranı oldukça yüksek, yapılan araştırmalara göre bu oran yüzde 85’e kadar çıkabiliyor. Bu da demek oluyor ki, birçok insan rüyalardan etkilenip yanlış kararlar alabiliyor, ilişkilerini bile bu yüzden zedeleyebiliyor.” dedi.

Rüyalar asla anlamsız değil…

Rüyaların asla anlamsız olmadığını ve sembollerle konuştuğunu ifade eden Tarhan, “Ancak bu sembollerin dilini bilmiyorsanız, rüyaları anlamanız mümkün olmaz. Üstelik bu semboller evrensel değildir; kişiye özeldir. Rüyalar kişisel deneyimlerden ve duygulardan beslenir. Evrensel bir dil kullanmazlar, bireyin iç dünyasına göre şekillenirler. Bu yüzden bir rüyayı anlamak istiyorsanız, sembolün o kişi için ne anlama geldiğini çözmeniz gerekir.” ifadesinde bulundu. (İLKHA)

Rus İHA'sı Polonya'da patladı

Nijer'de şiddetli yağışlar sele yol açtı: 47 ölü

Siyonist işgalciler Lübnan'a hava saldırısı düzenledi: 4 yaralı

Şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nde 81 şehit verildi

İspanya açıklarında göçmen teknesi battı: 1 ölü, 19 yaralı

Rusya: Ukrayna'da NATO askerlerini kabul etmeyeceğiz

Muğla açıklarında 56 düzensiz göçmen yakalandı

Otomobil takla atarak ters döndü: 1 yaralı

HAMAS’tan Gazze için küresel grev çağrısı

Polonyalı Martyna Kaminska Adana’da Müslüman oldu

İşçileri taşıyan otobüs kaza yaptı: 6 yaralı

BM, Filistin topraklarında işgalin genişletilme kararını kınadı

Siyonist vahşette yeni aşama: Gazze'yi işgal planının ilk aşamasına geçildi

İstanbul'da 3.6 büyüklüğünde deprem

Nijerya'da cami saldırısında can kaybı 30'a yükseldi

Memur-Sen: Uzlaşmazlığın sebebi kamu işvereninin çözümsüz tavrıdır

Komisyon, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı

Gazze'de can kaybı 62 bin 122'ye yükseldi

Kayseri'de feci kaza: 2 ölü, 4 yaralı

Suriye'nin BM temsilciliğinde yeni dönem

İçişleri Bakanlığı: Suriye'ye pasaportla geçiş başladı

Gazze'de açlık felaketi: 112'si çocuk 269 şehit

Köylerinde devam eden su sıkıntısı nedeniyle yol kapatarak eylem yaptılar

Otomobil tır'a arkadan çarptı: 2 ölü, 2 yaralı

Rusya'dan İngiltere'ye yaptırım kararı

Lübnan Müslüman Âlimler Heyeti'nin yeni başkanı Şeyh Ahmed el-Ömeri oldu

Sason’da afet yönetim merkezi kuruldu: deprem tatbikatı kapsamında çalıştay düzenlendi

Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan Batman’a geliyor

Malatya'da trafik kazası: 2 yaralı

2026 NATO Zirvesi Türkiye'de yapılacak

Yükleniyor

Haberi Sesli Oku

ŞEHİR HABERLERİ


Rus İHA'sı Polonya'da patladı

Nijer'de şiddetli yağışlar sele yol açtı: 47 ölü

Siyonist işgalciler Lübnan'a hava saldırısı düzenledi: 4 yaralı

Şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nde 81 şehit verildi

İspanya açıklarında göçmen teknesi battı: 1 ölü, 19 yaralı

Rusya: Ukrayna'da NATO askerlerini kabul etmeyeceğiz

Muğla açıklarında 56 düzensiz göçmen yakalandı