SAĞLIK 14.03.2025 12:20:36 0

Ramazan ayında kronik hastalar nasıl beslenmeli?

Ramazan ayında kronik hastalar nasıl beslenmeli?
Haberi Sesli Oku

Ramazan ayında kronik hastalıklara sahip bireylerin beslenmelerine dikkat etmeleri gerektiğini belirten Diyetisyen Semira Avcı, "Her dönemde olduğu gibi bu dönemde de doğru dozda ve doğru ilaç kullanımına dikkat etmeleri hayati önem taşımaktadır." dedi.

Diyabet ve hipertansiyon hastalarının Ramazan boyunca kan şekerini dengede tutmak için dikkat etmeleri gerektiğini belirten Avcı, kalp hastalarının da Ramazan boyunca dengeli ve sağlıklı beslenmesi gerektiğini vurguladı.

Sahurda lif açısından zengin besinlerin tüketilmesinin tokluk süresini uzattığını söyleyen Diyetisyen Avcı, Ramazan’da şerbetli tatlılara alternatif olarak meyveli ve sütlü tatlıların tüketilmesini önerdi.

“İftardan sonra yürüyüş sindirimi kolaylaştırır”

Yeterli ve dengeli beslenmenin önemine dikkat çeken Avcı,”Ramazan ayının gelmesiyle birlikte hipertansiyon, diyabet gibi kronik hastalıklara sahip bireylerin bu dönemde dikkat etmesi gereken noktalar bulunuyor. İftar ve sahur arasında temel hedef, kan şekerinin dengede tutulması ve yeterli, dengeli beslenme modelinin sürdürülebilir olmasıdır. Peki, kalp hastaları bu dönemde nasıl beslenmeli? Beslenmede yapılacak ufak değişikliklerle kalp sağlığını korumak mümkün. İlk olarak, yeterli ve dengeli beslenmenin bu dönemde de sağlanması gerekiyor. Pişirme yöntemi olarak fırında, haşlama veya ızgara yöntemleri tercih edilmelidir. Bunun dışında, iftarda baharatlı, aşırı yağlı, tuzlu ve şekerli gıdalardan uzak durulmalıdır. Lif açısından zengin besinlere yer verilmelidir. Sahurda da lif açısından zengin besinlerin tüketilmesi hem tokluk süresini uzatacak hem de kan şekerini daha dengede tutacaktır. İftar açıldıktan sonra hemen uyunmaması gerekmektedir. İftardan sonra yapılacak bir saatlik yürüyüş, sindirim sistemini rahatlatacak ve uykuya geçişi kolaylaştıracaktır. Özellikle kalp hastalarının bu dönemde kafein içeren içeceklerden bir müddet uzak durmaları önerilmektedir.” şeklinde konuştu.

Diyetisyen Semira Avcı

“Diyabet hastaları susuzluğa dikkat etmeli”

İftar ve sahur arasında yeterli miktarda sıvı tüketilerek sıvı oranının dengelenmesi gerektiğine dikkat çeken Avcı “Diyabet hastalarının iftar ve sahur arasında kendilerine özel programlanmış bir listeye ihtiyaçları vardır. Kan şekerini dengede tutacak besinlerin tüketilmesi büyük önem taşımaktadır. Sahurda lif açısından zengin besinlerin tüketilmesi, gün içerisindeki tokluk süresinin uzamasına yardımcı olacak ve kan şekerinin dengede kalmasını sağlayacaktır. Gün içerisinde su tüketilemediği için vücutta susuzluk meydana gelecektir. Özellikle diyabet hastalarında susuzluk, kan şekerini olumsuz etkileyebileceğinden iftar ve sahur arasında yeterli miktarda sıvı alımına özen gösterilmelidir. Hipertansiyon, diyabet ve kronik kalp hastalıklarına sahip bireylerin her dönemde olduğu gibi bu dönemde de doğru dozda ve doğru ilaç kullanımına dikkat etmeleri hayati önem taşımaktadır. Bu süreçte doktorlarıyla görüşerek ilaç dozlarını ve kullanım zamanlarını iftar ve sahura göre ayarlamaları gerekmektedir.” diye konuştu.

“İftardan kalan besinler sahurda tüketilmemeli”

Şerbetli tatlıların yerine sütlü veya meyveli tatlıların tercih edilmesi gerektiğini ifade eden avcı, “Sahurda, tokluk süresini uzun tutacak ve kan şekerini dengeleyecek besinler tercih edilmelidir. İftardan sonra şerbetli tatlılardan uzak durulmalı, bunun yerine meyveli tatlılar, hoşaf veya sütlü tatlılar tüketilmelidir. Bu, tatlı ihtiyacını karşılayarak daha sağlıklı bir alternatif sunacaktır. Sahurda, iftardan kalan besinler yerine hafif ve sindirimi kolay besinler tüketilmelidir. İftarda tüketilen besinlerin sindirimi daha zor olduğu için, yavaşlayan sindirim sistemine sahurda bir anda yüklenilmemelidir. Az tuzlu peynir ve zeytin tercih edilebilir, yeşillikler ihmal edilmemelidir. Haşlanmış yumurta veya sebzeli omlet tüketilebilir. Gün içerisinde sindirim sistemi yavaşlayacağı için, iftarda bir anda aşırı yemek yemekten kaçınılmalıdır. İftara bir bardak su ve bir kâse çorba ile başlandıktan sonra 5-10 dakikalık bir mola verilmesi önerilmektedir. Bu kısa mola, hem tokluk hissini artıracak hem de sindirim sistemine ani bir yüklenme olmasını engelleyecektir.” dedi. (İLKHA)

Abdulmelik el-Husi: ABD uçak gemileri Yemen direnişinden kaçıyor

UNRWA: 3 bin yardım tırı Gazze sınırında bekletiliyor

HAMAS'tan ABD'ye tepki: UNRWA'nın yasaklanmasına verilen destek, siyonist soykırıma ortaklıktır

Kassam Tugayları'ndan Refah'ta siyonistlere pusu

Siyonist rejim Şam'da başkanlık sarayı yakınına hava saldırısı düzenledi

Pakistan ordusundan gerçek mühimmatla tatbikat

Rusya ve Kuzey Kore arasında Tumen Nehri üzerinde köprü inşasına başlandı

Trump ulusal güvenlik danışmanını kovdu

Gazze'den dünyaya "çocukların açlıktan ölmemesi" için çağrı

Filipinler'de otobüs kazası: 12 ölü

Kütahya'da 3.8 büyüklüğünde deprem

Antalya'da zincirleme trafik kazası: 1 yaralı

ABD’yi fırtına vurdu: 6 ölü

Mardin’de fırtına etkisini sürdürüyor: Ağaçlar devrildi, camlar kırıldı

Ankara için kuvvetli yağış uyarısı

Bingöl’de Valilikten fırtına uyarısı

Yalova'da uyuşturucu operasyonu: 3 tutuklama

Bingöl’de fırtına: çatılar uçtu, maddi zarar büyük

BM: Gazze'de bebeklerin yüzde 92'si açlık tehlikesi altında

Diyarbakır'da sanayi sitesindeki patlama anı kameralara yansıdı

Meteorolojiden 16 il için sarı kodlu alarm!

Bakan Kurum: Muhalefete rağmen 81 ilimizi afetlere hazırlayacağız

Diyarbakır'da sanayi sitesinde patlama

Yapıcıoğlu: Şiddetin ve gözyaşının durması için elimizden gelen bütün çabayı ortaya koyacağız

Antalya'da 3.9 büyüklüğünde deprem

HÜDA PAR Bağlar İlçe Başkanı Zeren'den Nevroz Parkı'na mescit çağrısı

Rus gazının Türk Akımı üzerinden Avrupa'ya ihracatı yüzde 13 arttı

Diyarbakır'da çatının uçma anı kameraya yansıdı

ABD-İran görüşmeleri ertelendi

Selden etkilenen Somali için acil yardım çağrısı

Yükleniyor