11347,70%0,30
40,83% 0,12
47,84% 0,95
4431,67% 0,84
7119,18% 0,73
Karınca misali safların netleşmesi gerektiğini vurgulayan halk, küçük çabaların bile büyük fark oluşturabileceğini kaydetti. Gazze’de yaşanan katliamların devam ettiğini belirten vatandaşlar, çocukların ve masumların hayatını kaybetmesine sessiz kalınmaması gerektiğini vurgulayarak toplumsal boykot çağrısında bulundu.
İşgal ürünlerinin boykot edilmesi gerektiğini ifade eden vatandaşlar, bireysel çabaların yanı sıra toplum olarak birleşmenin daha etkili olacağını belirtti.
“Ben boykotun israili zora soktuğunu düşünüyorum”
Halkın birlikte hareket etmesiyle boykotun daha güçlü olacağını ifade eden Taner Özentürk, “Boykotun etkili olduğunu ve ülkece toplu olarak daha iyi olacağını düşünüyorum. Bu konuda daha fazla hassasiyet gösterilmesi gerektiğini de düşünüyorum. Bütün ürünleri alırken, yiyecek içecek olsun, ev eşyası olsun israil menşeili ürünlerden uzak durmaya çalışıyorum. Elimden geldiğince araştırıyorum, telefondan kontrol ediyorum, o şekilde alışveriş yapıyorum. Toplumsal boykotun daha etkili olacağını düşünüyorum. Yani biz inancımızdan kaynaklı bireysel olarak boykot ediyoruz ama toplumsal olarak boykot edilmesini destekliyorum. Halkın boykotu daha güçlü olabilir. Ama biz halkça yapmıyoruz, gözlemlediğim bu şekilde. Ben boykotun israili zora soktuğunu düşünüyorum çünkü marketlerde israil ürünlerinde sürekli indirim olduğunu görüyorum, halkı caydırmak amacıyla. Ben halkımızın buna kanmayacağını düşünüyorum. Aynı zamanda marketlerde satılmıyor ki bu kadar indirim oluyor. Bizim Türk milleti de kendi yerli ürünlerinin fiyatını yükseltiyor, satıldığı için. Ama ben vazgeçmedim, boykottan sonuna kadar devam edeceğim.” şeklinde konuştu.
“Herkes boykota uymalı”
Çocukların yaşamını yitirdiği Gazze’de, bilinçli tüketim yoluyla boykota destek verilmesi gerektiğini belirten İshak Babacan, “Bizim yaşımızda çocuklar orada ölüyor, çok üzülüyoruz. Elimizden gelen bir şey yok ama yine de boykota devam etmeliyiz. Ancak elimizden bu gelir. Herkes boykota uymalı. Elimden geldikçe israil ürünlerinden uzak duruyorum. Boykot önemli bir şey, toplu şekilde boykot edilirse, israil çok daha iyi olur. Ne olursa olsun boykota uyulmalı. Orada bebekler ölüyor, çocuklar ölüyor; bunun için en azından boykotlu ürünleri almayalım.” ifadelerini kullandı.
“Bir an önce birleşmek lazım”
Müslümanların Gazze’de ki zulme karşı sessiz kalmasının çok can sıkıcı olduğunu dile getiren Ahmet Çiftçi, “Boykot önemlidir, israil mallarının alınmaması lazım. Temizlik ürünleri olsun, gıda ürünleri olsun hiçbir ürünü alınmaması gerekiyor. Herkesin buna uyması gerekiyor. Türkiye’nin israilin zulmüne de sessiz kalmaması lazım, bir an önce birleşmek lazım. Orada Müslümanlar ölüyor, biz burada sessiz kalıyoruz. Bizim de bir an önce birleşmemiz lazım. siyonizme dur dememiz lazım. Ben israil malı almıyorum kesinlikle. Biz dille diyoruz ki Müslümanlığı yaşıyoruz ama aslında alakamız yok Müslümanlıkla.” diye konuştu.
“Ben her zaman israil ürünlerinden uzak duruyorum”
Filistin davasında kararlılığın önemine işaret eden Ziya Çalış, “Boykot etkili değil. Boykot diyorlar, boykotu önemsediklerini söylüyorlar, bir yandan da duruma çok ters işler yapıyorlar. Derdiniz Filistin ise dik durun. Selahattin Eyyubi nasıl dik durduysa siz de durun. O da işkence çekmedi mi? O da sefillik çekmedi mi? O da zorluklar çekmedi mi? Peygamber Efendimiz müşriklerin elinden kaçarken zorluk çekmedi mi? Biz diyoruz ki her şey dört dörtlük olsun, aman kimse bize karışmasın… Öyle olmaz ki! Ben her zaman israil ürünlerinden uzak duruyorum. Boykot bireysel olarak etkilidir. Toplumsal olarak bir şey yapmıyoruz zaten. Ben de diyorum ki burada bir şey yapmak isteyelim, kimse gelip yanımızda durur mu? Nasrettin Hoca’nın o zamanın hükümdarı Timur’la geçen bir hikayesi var. O hikâyede Timur’un göndermiş olduğu fil köylüyü zor duruma sokuyor. Köylü bundan sorun yaşayınca hocaya diyor ki; ‘Timur’a gidelim, bu fil burada olmuyor diyelim.’ Hoca kabul ediyor ama 'yalnız arkamda olursanız, beraber olursak gideriz’ diyor. Koyuluyorlar yola. Timur’un yanına yaklaşmaya az kalınca Hoca arkasına bakıyor, kimseyi göremiyor. Bunun üzerine Timur’a diyor ki; ‘Bu bize gönderdiğin fil yalnız kaldı, ona bir arkadaş da lazım.’ Bu şekilde köylülerin yanına geri dönüyor. Köylüler görünce şaşırıyor, ‘Hoca bu 2 fil nereden çıktı?’ diyorlar. Hoca da ‘Siz sözünüzü tutmadınız, arkamda durmadınız. Ben de bunun üzerine ikinci bir fil istedim.’ Yani sözün özü, kimse kimsenin arkasında durmuyor. Kardeş kardeşin arkasında dahi durmuyor. Bırak Filistin’i, bırak şunu bunu… Biz Müslüman olarak hiçbir zaman birbirimize arka çıkmamışızdır, çıkmayız da. Peygamber Efendimiz zamanında olmuş, tabii adalet de varmış, saygı da varmış, her şey varmış. Ama bugün öyle bir şey yok, yalan söylüyorlar. İnşallah Allah bize merhamet eder, yoksa işimiz yaş.” dedi.
“İnsanların birleşip bir şeyler yapması devletlerin yıkılmasına bile sebep olabilir”
Çocuklarıyla birlikte işgal ürünlerinden uzak durduğunu belirten Semra Akbaş, “Gazze için normalde cihada çıkmamız gerekirken cihada çıkmadığımız için en azından karınca misali tarafımızı belli ettirmek adına, karşı tarafın duygu ve düşüncelerini doğru dürüst belirtebilmek için boykot yapmamız farz. Ben Almanya’da yaşıyorum. Çocuklarım da ben de elimizden geldiğince hiçbir Yahudi malını almamaya dikkat ediyoruz, özen gösteriyoruz. Boykot toplumsal olarak etkilidir. Atalarımız boşuna söylememiş, ‘Birlikten kuvvet doğar.’ İnsanların birleşip bir şeyler yapması devletlerin yıkılmasına bile sebep olabilir. Biz bunu 15 Temmuz’da gördük, ülke olarak yaşadık. Allah yardım etsin hepimize. Bizim için çok küçük bir şey olabilir ama boykot, din kardeşlerimizin ölmesine sebep olan bir şey için çok şey değiştirebilir.” ifadelerine yer verdi. (İLKHA)