• BIST 100

    10346,15%-0,24
  • DOLAR

    40,38% 0,21
  • EURO

    47,05% 0,51
  • GRAM ALTIN

    4349,56% 0,54
  • Ç. ALTIN

    6948,92% 0,72

Tüketim, mutluluğun kalıcı kaynağı değil!

18 Temmuz 2025, Cuma 11:50
18 Temmuz 2025, Cuma 11:50
Tüketim, mutluluğun kalıcı kaynağı değil!
  • Dinle
  • A+
    Büyüt
  • A-
    Küçült

İnsanların acıdan kaçmak, mutluluğu bulmak üzere programlandığını belirten uzmanlar, günümüzde mutluluğun para sahibi olmak ve tüketmekle eşleştirildiğini söylüyor.

Para ve lüks tüketimin uzun vadede insanları mutlu etmeyeceğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, tüketim alışkanlıklarımızı psikolojik, sosyal, kişisel ve ekonomik faktörlerin belirlediğine dikkat çekti.

Demir, tüketim alışkanlıklarının psikolojik ve sosyal kökenleri, tüketimin mutlulukla ilişkisi, tüketim bağımlılığının riskleri ve sağlıklı tüketim için bilinçli farkındalığın önemi hakkında açıklamalarda bulundu.

Uzun vadede mutluluk, tüketimle ilgili değil!

İnsanların acıdan kaçmak, mutluluğu bulmak üzere programlandığını aktaran Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Mutluluk ise günümüzde ekonomik sistemler tarafından para sahibi olmak ve tüketmek ile eşleştirilmekte.” dedi.

Özellikle reklamların mutluluğu pazarlayan bir dille, ürünü aldığımızda mutlu olacağımız algısını yarattığına vurgu yapan Demir, “Ancak son dönemde çalışmalar bize belirli bir miktardan fazla paranın da mutluluk getirmediğini gösteriyor. O halde para ve beraberinde tüketim, insanları uzun vadede mutlu yapmaz.” şeklinde konuştu.

İnsanları zaaflarından etkileme amacı ön planda!

Tüketim alışkanlıklarımızı psikolojik, sosyal, kişisel ve ekonomik faktörlerin belirlediğini dile getiren Demir, “Kişilik yapısı olarak duygularını dengeleyebilen kişilikler daha rasyonel düzeyde tüketim kararları alırken, duygusal anlamda dengeyi sağlayamayan kişiler fazlaca dürtüsel kararlar ile alışveriş yapmaya daha yatkındırlar.” dedi.

Kişiliğin dışında tüketim alışkanlıklarımızı belirleyen psikolojik faktörlerden de bahseden Demir, şunları söyledi:

“Bir şeyi ihtiyaç olarak hissetmek ya da sadece haz için tüketmek bir psikolojik faktördür. Sosyal çevreye baktığımızda ailemiz, arkadaşlarımız onların onayladığı, arzuladığı şeylerin kişinin tüketim alışkanlıklarını belirlediğini görüyoruz. İnsan zaafları olan bir varlık. Lüks tüketim alışkanlıklarının insanları mutlu ettiğine dair bir algı mevcut. Kapitalist sistem içinde tüketimin her pencereden teşvik edildiği günümüzde markalar özellikle sevgi, saygı, prestij gibi unsurları ön palana çıkararak satış yapmayı hedefliyor. Reklamlar ise bireylerin algılarını yöneterek, insanlarda reklamlardaki hayata ulaşmak ve o hayatı yaşamak isteği uyandırıyor. İnsanları zaaflarından etkileme amacı ön planda. Bunun için özellikle o kişiyi anlık olarak mutlu edecek duygularına hitap eden yöntemler kullanılır. Çeşitli marka reklamları bir ürünün, materyalin kişiyi özel, başarılı, mutlu kılacağı algısı yaratarak kişinin kendi hayatında bunları bulamayacağını ancak satın alabileceğini vurgular.”

Tüketim alışkanlıkları ihtiyaçlar doğrultusunda değiştirilmeli

Sosyal ve kültürel özelliklerin de tüketim alışkanlıklarının, kişinin ekonomik statüsünü yansıttığı yönünde olduğuna dikkat çeken Demir, “Kişiler özellikle belirli markalara sahip ürünler ile zengin hissetmekte, gösterişçi tarzda tüketim alışkanlığı ile bir statü elde ettiğini düşünmekteler. Buradaki motivasyon daha çok kişinin kendisini diğerlerine kabul ettirme, beğendirme isteği.” dedi.

Ancak önemli olanın sosyal prestij değil kişinin yaşamsal ihtiyaçları olduğunu hatırlatan Demir, “Kişiler tüketim alışkanlıklarını ihtiyaçları doğrultusunda değiştirmeli. Satın alacağımız şey bize sosyal statü mü getirecek, ihtiyacımız olduğu için mi alıyoruz noktasında rasyonel açıdan bakmamız gerekiyor.” açıklamasını yaptı.

Tüketim alışkanlıklarının kölesi olmak çeşitli ruhsal bozukluklara neden olabilir!

Çalışmaların lüks tüketim yerine küçük şeyler almanın daha fazla mutluluk getirdiği sonucuna ulaştığına işaret eden Demir, “Diğer yandan alışveriş anında kişilerin vitrin gezerken, tatil seçeneklerini planlarken mutluluk düzeylerinin arttığı da görülmüş. Markalar bu noktada raflarda göz hizamıza yerleştirilen, basit ambalajlı, tüketici ile duygusal bağ kurabilen ürünler tasarlayarak, alışveriş sırasında fonda çalan müzik, mağazanın kokusu gibi detayları dikkate alan nöropazarlama tekniklerinin kullanılması ile satışı oluşturmaya çalışmaktalar.” dedi.

Bir ürün satın alma anında özellikle kredi kartları kullanılırken anlık düzeyde dopamin seviyesinde artış söz konusu olduğunu da kaydeden Demir, “Ancak uzun vadede kişi tüketim alışkanlıklarının esiri olur ve ekonomisini yönetemez hale gelir. İşte bu noktada kişinin özgür hissetmeme durumu ortaya çıkar. Tüketim alışkanlıklarının kölesi olan insan bir süre sonra çeşitli ruhsal bozukluklar geliştirebilir. Alışveriş beynimizde dopamin salınımını arttırdığı için kontrolsüz bir şekilde bağımlılıkları tetikleyebilir.” diyerek sözlerini tamamladı. (İLKHA)

Bingöl'de "Ezanı Güzel Okuma" bölge yarışması düzenlendi

ABD, siyonist rejime silah desteğini deniz yoluyla sürdürüyor

Yapay zekâ işlerimizi kolaylaştırdığı gibi gerçeklikten de uzaklaştırdı

İran, Yemen'e askeri sevkiyat yaptıkları iddiasını reddetti

Suriye'de korkunç katliam iddiaları: Çocukların başları kesildi, kadınlar tecavüze uğradı

Oğlunu maddeye kurban veren acılı anne: Uyuşturucu oğlumu elimden aldı, çözüm bekliyoruz!

Natanz ve İsfahan'daki nükleer tesisler faaliyetlerini sürdürebilecek durumda

Psikolog Atalay: Madde bağımlılığına karşı en etkili güç ailedir

Gazze'deki Latin Kilisesi'ne yapılan saldırıya tepki

AB, Rusya'ya yönelik 18. yaptırım turunu duyurdu

Kamu işçileri için 3'üncü zam teklifi yüzde 24'e çıkarıldı

Siyonist rejimden Refah'ta sivillere saldırı: 5 şehit

Suriye: Güçlerimizin yeniden Süveyda'ya girdiği iddiaları doğru değil

Malatya'da minibüs ile traktör çarpıştı: 1 ağır yaralı

İşgal rejimi, Gazze'deki BM yetkililerinin vizelerini yenilemiyor

BM Güvenlik Konseyi'nden siyonist rejime çağrı: Suriye'ye yönelik saldırıları durdur

İran BM temsilcisi: siyonist rejim bölgesel barışa yönelik en büyük tehdittir

Suriye Cumhurbaşkanı Şara'nın "israili" "varlık" olarak nitelemesi ne anlama geliyor?

Şanlıurfa’da konteynerde çıkan yangın büyümeden söndürüldü

siyonist rejim Lübnan’a kara saldırısı düzenleyerek 2 adet enkaz kaldırma aracını imha etti

HAMAS: Kudüs'e yönelik her saldırı, siyonist rejimin sonunu yaklaştırıyor

Belediye Başkanı Taşkın: 2026'da enerji ihtiyacımızın tamamını kendi üretimimizle karşılayacağız

Ankara’da aranan 747 şahıs bir haftada yakalandı

Siyonist yerleşimci çeteler Filistinlilere ait 117 koyunu telef etti

Siyonist askerler soykırımın bedelini intiharla ödüyor

Batman Teknokent'ten 3 milyon dolarlık ihracat

Tüketim, mutluluğun kalıcı kaynağı değil!

Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı 100 personel alacak

 Gaziantep'te gümrük kaçağı çaya el konuldu

Şanlıurfa’da sağanak yağış ve fırtına etkili oldu

Yükleniyor

Haberi Sesli Oku

ŞEHİR HABERLERİ


Bingöl'de "Ezanı Güzel Okuma" bölge yarışması düzenlendi

ABD, siyonist rejime silah desteğini deniz yoluyla sürdürüyor

Yapay zekâ işlerimizi kolaylaştırdığı gibi gerçeklikten de uzaklaştırdı

İran, Yemen'e askeri sevkiyat yaptıkları iddiasını reddetti

Suriye'de korkunç katliam iddiaları: Çocukların başları kesildi, kadınlar tecavüze uğradı

Oğlunu maddeye kurban veren acılı anne: Uyuşturucu oğlumu elimden aldı, çözüm bekliyoruz!

Natanz ve İsfahan'daki nükleer tesisler faaliyetlerini sürdürebilecek durumda