10108,52%-1,63
40,00% 0,34
46,98% 0,03
4264,85% -0,21
6812,98% 0,09
Şeyh Halili, X platformundaki kişisel hesabından yaptığı paylaşımda, ne garip bir durumdur ki bazı ülkelerin, siyonist düşmanla ilişkilerini normalleştirmek istediğini, oysa bizzat kendilerinin bile bu yapının yok oluşa mahkûm olduğunu gördüklerini vurguladı.
"Bu yapının halkı ise varlığını sürdürebilmek için savaşın devam etmesini istiyor; yoksa orada artık kimse o topraklarda kalmak istemiyor, çünkü orada kalmanın kendilerine uygun olmadığını anlamış durumdalar." İfadelerini kullanan Halili, şunları kaydetti:
"Peki nasıl olur da bazıları, sonu gelmiş bir yapıyla ve bitmiş bir otoriteyle ilişki kurmakta ısrar eder? Bu kimseler, normalleşme uğruna yaptıkları bu anlaşmanın sonunda zararla sonuçlanacak bir alışveriş olmasından korkmazlar mı?
Ne büyük bir hezimet!
Eğer bu normalleşmenin ne kadar büyük bir kayıp ve musibet olduğunu bilmek istiyorsan; bir düşün: Bu normalleşme, eğer zaman zaman yumuşayan ve kimi zaman kendini cilalayan klasik bir sömürgeciyle olsaydı, belki 'geçici bir çıkar' olarak değerlendirilebilirdi.
Ama bu öyle değil…
Bu, kadınların, çocukların ve yaşlıların parçalanmış bedenleri üzerinde beslenen vahşi bir sömürgecidir.
Bu, kardeşlerimizi öldürmenin ödüllendirildiği bir yapıdır.
Bu, haklarımızdan vazgeçmemize neden olan bir ilişkidir.
Gerçekten de, insanın en büyük musibeti; sıkıntılı günlerinde, çirkin olanı güzel sanmaya başlamasıdır."
Şeyh Halili daha önce de "Normalleşme" adımlarına karşı çıkmıştı
Bu açıklama, Şeyh Halili’nin normalleşme karşıtı ilk açıklaması değil. 2020 yılında BAE, Bahreyn ve Fas’ın da dahil olduğu “İbrahim Anlaşmalarının” imzalanmasından bu yana, Şeyh Halili defalarca “Siyonist işgal ile ilişki kurmanın ümmete ihanet ve Filistin halkının tarihî haklarından vazgeçmek” olduğunu vurgulamıştı.
İşgal rejiminin Gazze’ye yönelik Ekim 2023’te başlattığı saldırılardan bu yana Şeyh Ahmed bin Hamd el-Halili, Filistin direnişine desteğini açık bir şekilde ifade ediyor. X platformunda sık sık yaptığı paylaşımlarda Gazze halkının direnişiyle “gurur duyduğunu ve onur duyduğunu” belirtiyor ve onların gerçekleştirdiği mücadelenin “Allah yolunda cihadın en yüce örneklerinden biri” olduğunu ifade ediyor. İşgal saldırılarını ise “akıl ve dinin asla onaylamayacağı vahşi bir suç” olarak tanımlıyor.
Şeyh Halili, yayınladığı birçok bildiride İslam ümmetine sadece dua ve sembolik dayanışma ile yetinmemeleri, aksine “Filistin ile fiili dayanışma içinde olmaları” çağrısında bulundu. Gazze’deki mazlumlara yardım etmenin, “gücü yeten herkes için farz olduğunu” vurguladı. Ayrıca bu savaşın, “maskeleri düşürdüğünü ve hainleri ortaya çıkardığını” ifade ederek, dolaylı bir şekilde normalleşen veya sessiz kalan rejimleri işaret etti. (İLKHA)