10862,66%0,08
40,67% 0,02
46,97% -0,23
4381,73% -0,65
7022,12% -0,56
Son dönemde yaşanan savaşlar, depremler, büyük yangınlar ve diğer doğal felaketlerin çocukların ruh sağlığını derinden etkileyebildiğine dikkat çeken uzmanlar, özellikle çocukların dünyasında güven duygusunun zedelendiğini belirtiyor. Travmatik olaylara tanıklık eden çocuklarda korku, endişe, kaygı ve davranış değişiklikleri sıklıkla görülebiliyor.
İLKHA muhabirine konuşan Psikolojik Danışman Ebrar Acar, çocukların dünyayı güvenli bir yer olarak algıladığını ifade ederek, bu algının savaş, deprem ve yangın gibi olaylarla sarsıldığını vurguladı.
Acar, çocukların yanında sürekli karamsar senaryolar konuşmanın ya da onları medyadaki olumsuz içeriklere maruz bırakmanın ikincil travmaya neden olabileceğini de belirtti.
"Çocukların yanında çok fazla karamsar senaryolar konuşmak, ikincil travmaya sebep olabilir"
Çocuklar, dünyayı güvenli bir yer olarak algıladığını vurgulayan Acar, "Ancak savaşlar, depremler ve yangınlar gibi büyük travmatik olaylar, onların bu güven duygusunu sarsar. Bu nedenle; kaygı, korku, uyku problemleri veya davranış değişiklikleri gibi tepkilerle kendini gösterir. Çocukların yanında çok fazla karamsar senaryolar konuşmak, medyadaki olumsuzluklara maruz bırakmak; çocuklar üzerinde ikincil travmaya sebep olabilir. Özellikle kaygıya daha yatkın olan çocuklar, daha yoğun tepkiler gösterebilirler. Doğa olaylarını çocuklardan saklayalım, onlara anlatmayalım anlamına gelmesin." dedi.
"Olumsuzluklar karşısında neler yapılabileceği üzerine konuşmak çocuğun endişesini azaltarak, çözüm odaklı düşünmesini destekler"
Çocuklara, gerçekleri inkâr edilmeden, yaş düzeyine uygun, kısa ve net açıklamalar yapılması önemli olduğunu aktaran Acar, " Ebeveynler açıklama yaparken sakin ve güven verici olmalıdır. 'Ülkemizde ve dünyada bazı yerlerde bazı üzücü olaylar oluyor; ama biz güvendeyiz, birlikteyiz ve her şeyle başa çıkabiliriz.' gibi cümleler çok daha destekleyici olabilir. Olumsuzluklar karşısında neler yapılabileceği üzerine konuşmak da çocuğun endişesini azaltarak, çözüm odaklı düşünmesini destekler. 'Ben de ormanların yanmasına senin kadar çok üzülüyorum. Ağaçlar yaşamımız için önemli. Haftaya fidan dikmeye gitmek ister misiniz? Yeni ağaçların büyümesine biz de yardımcı olalım.' gibi destekleyici cümleler kurabilirsiniz." diye belirtti.
"Çocuklar yaşadıklarını kelimelere dökmeyebilir, beden dilli ve davranışlarıyla yardım çağrısında bulunurlar"
Çocukların duygularını ifade etmelerine fırsat vermek çok önemli olduğunu ifade eden Acar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oyun, resim, hikâye anlatma gibi yöntemlerle kendilerini dışa vurmalarına destek olabilirsiniz. Eğer çocuğunuzda uzun süren kaygı, travmatik olayları tekrar tekrar anlatma, uyku ve yeme bozuklukları, içine kapanma, aşırı hareketlilik, alt ıslatma belirtileri varsa mutlaka bir uzmana başvurulmalı. Çocuklar yaşadıklarını kelimelere dökmeyebilir. Beden dilleriyle ya da davranışlarıyla yardım çağrısında bulunurlar." diye konuştu. (İLKHA)