7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de süregelen İsrail saldırılarında çoğunluğu çocuk ve kadın olan 53 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti. Bu tabloya rağmen, işgalci israil ile ekonomik ilişkileri ve destek faaliyetleriyle öne çıkan Red Bull gibi markaların kampüslerde meşrulaştırılması, sadece bir marka meselesi değil, bir insanlık sınavı haline geldi.
Van YYÜ’nün, Filistin Dayanışma Çadırının bulunduğu alana Red Bull’un reklamına izin vermesi, öğrenciler tarafından “ahlaki çöküş” olarak değerlendirildi.
Protesto düzenlendi
Yapılan tüm çağrılara rağmen şenliklerin ikinci gününde de Red Bull standının kaldırılmaması, Gazze’ye duyarlı öğrencilerin tepkisini büyüttü. Öğrenciler, ellerinde “Siyonist destekçilerini kampüste istemiyoruz”, “Üniversitemde zulümle beslenen marka istemiyorum” ve “Bebek katilleri kazanırken seyredenler kaybeder” yazılı dövizlerle protesto yürüyüşü düzenledi.
Ancak üniversite yönetimi, tüm çağrılara rağmen sessizliğini bozmadı. Öğrencilerin basın açıklaması yapmasına dahi izin verilmemesi “Van YYÜ, bebek katillerine destek mi veriyor?” sorusunu gündeme taşıdı.
“Kampüsler soykırım ortaklarına alan olamaz”
Öğrenciler “Red Bull gibi markalara kampüste yer verilmesi, siyonist rejime dolaylı destek anlamına gelir. Bu suça ortak olmayacağız. Kampüsümüz, vicdanların sesini susturan bir vitrin haline getirilemez” sözleriyle duruşlarını net bir şekilde ortaya koydu.
Tüm bu tepkilere rağmen sessizliğini koruyan ve kamuoyuna tek bir açıklama dahi yapmayan Van YYÜ Rektörlüğü, akademik etik ve insani değerler açısından büyük bir güven kaybıyla karşı karşıya.
Öğrenciler ve kamuoyu, Red Bull standının derhal kaldırılması ve başta Rektör Hamdullah Şevli olmak üzere üniversite yönetiminin kamuoyuna bir açıklama yaparak özür dilemesini bekliyor. (İLKHA)