10726,98%-0,27
41,72% 0,07
48,33% -0,33
5385,49% -0,58
9067,45% -1,48
Günümüz dünyasında teknolojini gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan ve birçok alanda kullanılan yapay zekâ, psikolojik sorunlar yaşayan, sosyal ilişkilerinde çıkmaza giren bireyler tarafında da sıkça başvurulan bir mecra haline geldi.
Kolay ulaşılabilir ve ücretsiz olması nedeniyle kullanımı oldukça yaygınlaşan yapay zekânın psikolojik danışman gibi kullanılmasına dair İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Psikolog Ömürcan Bozkuş, psikolojik sorunlarla ilgili meselelerde çoğunlukla yanlış yönlendirme yapan ve bireylerle duygusal bağ kuramayan bir mecraya kişilerin iradelerini teslim etmemeleri gerektiğini ifade etti.
"Yapay zekâ duygusal bağ kuramaz"
Bozkuş, "Aslında yapay zekâ da insanların ürettiği bilgileri kullanır. Dolayısıyla o bilgiler hatalı da olabilir. Yapay zekâ, yanlış bilgileri de kullanıp biz yönlendirebilir. Hep söylüyorum… Ruhsuz empati zarar verir. O sebeple empati yapamayan bir varlıkla, yani yapay zekâyla bir iletişim içerisinde girdiğinizde, eğer ki psikolojik sorunlarınız varsa zarar göreceğinizi önden kabul etmelisiniz. Yapay zekâya psikolojik açıdan güvenmemiz bizim için oldukça tehlikeli bir durum. Çünkü psikoterapi dediğimiz teknikler genel bir başlık altında incelendiğinde, sadece teknikler ve bilgi kısmının dışında danışan, hasta ve uzman arasındaki ilişkiyi de temsil etmektedir. O sebeple psikoterapi dediğimiz şey sadece bilgi demek değildir. Bir ruhsal bağı da ifade etmektedir. Dolayısıyla yapay zekâyla bu tarz bir bağ kurmak imkânsızdır. Çünkü yapay zekâ adı üstünde yapay olduğu için bize doğal süreçlerde yaşadığımız o bağı temsil etme durumu pek mümkün değil. O yüzden bazı kişiler kendilerini yapay zekâya teslim ettikleri zaman, çok donuk, yapay ifadelerle karşılaştıkları için kendi doğal dünyalarına uygun olmayabiliyor. O sebeple biz ruhsal yansımalarını çok daha kötü bir şekilde görebiliyoruz. Örneğin bir kişi psikolojik bir sıkıntısı var ve yapay zekâyla konuşmaya başlamışsa, yapay zekâ da onu yanlış anlarsa veya anlayamazsa, aradaki bağı kuramazsa ki kuramaz, mevcut durumundan daha kötü bir duruma geldiğini görebiliyoruz." dedi.
"Soru sorulabilir ama kendimizi teslim etmemeliyiz"
Yapay zekânın genelde bir olay yaşandığında kullanılmaya başlandığını hatırlatan Bozkuş, "Örneğin kişi, ilişkilerinde bir problem yaşadığı zaman yapay zekâya danışabiliyor. Ne sorayım? Ne yapayım? Nasıl bir yol izleyeyim? Şeklinde masum görülen sorular sorabiliyor. Oysa bu soruları aslında bir arkadaşımıza da sorup cevap alabiliriz. Yapay zekâ burada mantıksal bir cevap da verebilir. Ancak bir noktadan sonra kişinin artık gerçek ilişki kurmasını da zorlaştırır. Dolayısıyla buna alıştığımız zaman sosyal ilişkilerimizde de gerçek ilişkilerimizde de bunu arıyoruz ve bulamıyoruz. Dolayısıyla sosyal körlük dediğimiz durumu yaratabilir. O yüzden yapay zekâyla tabii ki konuşulabilir… Yüzde yüz karşı değiliz ama önemli olan ruhsal bir sorun yaşayan birisinin kendisini tamamen yapay zekâya teslim etmemesidir. O sebeple yapay zekâ, hiçbir zaman bir ruh sağlığı uzmanıyla görüşmenin yerini tutamaz. Yapay zekâ günümüzde o kadar geliştirilmesine rağmen psikolojik konularında çok sık hatalar yaptığını görüyoruz. Tedavi yöntemlerini birbirine karıştırdığını, insanları yönlendirirken birçok parametreyi göz önünde bulundurarak hatalı yönlendirmeler yaptığını biliyoruz. O yüzden açıkçası yapay zekâ kullanımını önermiyorum. Tabii ki bilgi almak, soru sormak, bir şeyleri öğrenmek için kullanılabilir ama kendimizi teslim etmememiz gerekir." diye konuştu. (İLKHA)