9390,51%1,20
38,74% 0,39
43,40% 0,27
4146,90% 1,06
6711,63% -0,27
HÜDA PAR Kadın ve Aile Başkanlığı tarafından İstanbul'da "Aile İçi Uyuşmazlıkların Çözümünde Alternatif Bir Yol: Aile Arabuluculuğu" başlığı ile panel düzenlendi.
Zeytinburnu Nikâh Dairesi'nde gerçekleştirilen panelin açılışında konuşan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, "Bu dünyadaki cennetimiz olan aile müsessesinin önemi, bu fevkalade önemli kuruma yapılan saldırılar ve bu saldırıların nedenleri ve yine aile kurumunu korumak, aile kurmayı kolaylaştırmak, kurulan aileleri ayakta tutmak için neler yapılması gerektiği konusunda belki bir nebze bu yaramıza merhem olacak bu program, inşallah benzeri pek çok program gibi üst üste konulan o tuğlaların bir yenisi olacak ve bu değerli kurumumuzu muhafaza edecek bir sura dönüşecek, bir yapıyı inşa etme konusunda üzerine düşeni yapacaktır diye bir beklentimiz, bir duamız var." diye konuştu.
"Aile kurumu yıkılırsa yerine başka bir şey koyamayız"
Merhum Mehmet Akif Ersoy'un aileyle ilgili bir şiirini okuyarak ailenin içerisinde bulunduğu duruma dikkati çeken Yapıcıoğlu, "Aile kurumuna saldıranları ve o saldırılar karşısında yeterince tedbir almamanın sonucu olarak yıkılmakla yüz yüze gelen aile kurumunun hali pürmelalini yüz yılı aşkın bir süre önce İstiklal şairi merhum Mehmet Akif Ersoy bu veciz ifadelerle o gün dile getirmiş ve uyarılarını yapmış. Gerçekten hangi kurumunuz yıkılırsa yıkılsın onun yerine ikame edebileceğiniz bir şey vardır. Onu yeniden ayağa kaldırabilirsiniz. Ama şayet aile yıkılırsa işte onun yerine alternatif olarak oluşturabileceğiniz bir kurum, onun yerine koyabileceğiniz başka bir şey yoktur." şeklinde konuştu.
"Kadın ve erkek birbirinin rakibi değildir"
Aliya izzetbegoviç'in "Batı, hayatımızın her alanına nüfuz etti, henüz yeterince nüfus edemediği bir aile yapımız kaldı" şeklindeki sözüne atıfta bulunan Yapıcıoğlu, "Evet, belki henüz edemedi ama saldırılar dört koldan devam ediyor ve kapıya dayandılar. Aileyi değersiz sonra gereksiz olarak göstermeye çalıştılar. Giderek vites büyüttüler, el yükselttiler şimdi daha ileriye giderek aileyi zararlı hatta büyük bir tehlike olarak bize pazarlamaya çalışıyorlar. Basında, televizyonlarda, sosyal medyada bunun çokça örneğini görebilirsiniz. Özellikle kötü bazı örnekler üzerinden yürüyerek ailenin kendisi bir kötülük yuvasıymış gibi ya da aile, kadın için en tehlikeli yermiş gibi bir propagandayı sürekli tekrar ediyorlar. Tesirini oluşturuncaya kadar tekrar etmeye devam ettiler ki insanlar özellikle gençler evlenmeye korkar hale geldi. Hâlbuki biz biliyoruz ki kadın ve erkek birbirinin rakibi değil, birbirinin düşmanı hiç değildir ama sanki kadın ve erkek birbirinin rakibi hatta birbirinin düşmanıymış gibi özellikle de erkek, kadının düşmanıymış gibi bir tezi habire tekrar edip duruyorlar." ifadelerini kullandı.
"Kurumsal arabuluculuk müessesesi inşa edebilirsek ailenin dağılmasının önüne geçilebilir"
Yapıcıoğlu, "Bizler de sözüm ona kadını koruyacağız diye aileyi yıkılmanın eşiğine getirdik. Hâlbuki bizler kadını koruyacağız diye aileyi yıkmak zorunda değiliz. Kadını koruyalım ama aileyi de koruyalım. Birisini korurken öbürünü mahvetmek akıl kârı değildir. Eğer bizim hukukumuzun temeli bizim medeniyet değerlerimiz, bizim inancımız olmazsa bizim ahlakımız o zemini teşkil etmezse tercüme kanunlarla adaleti tesis etmeye çalışırsak işte çıkağımız yol, varacağımız yer burasıdır. En küçük bir ihtilafı mahkemelere taşıyarak en küçük bir tartışmaya karakolu müdahil ederek ailelerimize iyilik yapmış olmuyoruz. Küçücük ve aslında çok kolay aşılabilecek sorunları da mahkemeye taşımadan, eşleri karakolluk etmeden tatlıya bağlamanın bir yolunu bulmak zorundayız. Bu anlamda inancımızın da aslında Kitabullah'ın da bize gösterdiği bir yol vardır. Eşler arasında bir sorun çıktığında her ikisinin ailesinden birer hakemin araya girip onların arasını düzeltmesi istenir bizden. Hâsılı kelam bu aile arabuluculuğu kurumu eğer oluşturulursa yani sorun yaşayan eşleri bir arada tutmak ya da bu sorunu aşmalarına yardımcı olma konusunda kurumsal bir varlık meydana getirebilirsek, bir kurumsal arabuluculuk müessesesi inşa edebilirsek bu ailelerin zaten çok zor kurulan ailelerin bu kadar kolay bir şekilde dağılmasının önüne geçme konusunda önemli bir adım atılmış olur diye düşünüyoruz. Aileyi mutlaka korumamız gerektiğini ve bu konuda tek tek şahıs olarak kurumlar olarak her birimize görevler düştüğünü hatırlatmak istiyorum." dedi. (İLKHA)