• BIST 100

    9185,9%-1,65
  • DOLAR

    39,54% 0,16
  • EURO

    45,50% 0,15
  • GRAM ALTIN

    4308,22% 0,18
  • Ç. ALTIN

    6938,21% 0,13

Yemeği hızlı yemek kalori alımını artırıyor, obezite riskini yükseltiyor

18 Nisan 2022, Pazartesi 12:12
01 Ocak 0001, Pazartesi 12:00
Yemeği hızlı yemek kalori alımını artırıyor, obezite riskini yükseltiyor
Tarih: 12:12 - 18 Nisan 2022
Güncelleme: 12:00 - 01 Ocak 0001

Yemeği hızlı yemek kalori alımını artırıyor, obezite riskini yükseltiyor

Hızlı yenilen yemeğin sindirim sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğunu belirten Dr. Öztürk, obezite riskinin de arttığını söyledi.

Yemeği hızlı yemek, sindirim sağlığını olumsuz etkileyen yanlış alışkanlıklardan biri…

Lokmalarını yeteri kadar çiğnemeden yutanlar, çeşitli hastalıklar ile karşı karşıya kalabiliyor…

Obezite ise, yarattığı ve yaratabileceği sağlık sorunları nedeniyle bugün dünyadaki en önemli sağlık sorunlarının başında geliyor.

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Akif Öztürk, 2020 yılında yapılan bilimsel bir çalışmada hızlı yemek yiyenlerin yavaş yiyenlere oranla doymak için daha çok besin tükettiklerini ortaya çıkardığını söyledi.

İHA’nın haberine göre; Hollandalı bilim insanları tarafından 60 gönüllü üzerinde yapılan ve 2020 yılında sonuçları ‘American Jounal of Clinical Nutrition’ dergisinde yayınlanan çalışmaya göre; yeme hızı ne kadar azalır, çiğneme ne kadar uzarsa doyma hissi de bir o kadar az gıdayla sağlanabiliyor.

“Hızlı yemek yiyenlerde daha fazla miktarda besin alımı daha fazla kalori alımı demektir”

Uzm. Dr. Mehmet Akif Öztürk’ün verdiği bilgiye göre hızlı yemek yiyen insanlar, yavaş yiyenlere oranla daha fazla obezite riskine sahip.

Öztürk, sadece bu çalışmaya göre böyle bir genelleme yapmak doğru olmasa da bu ve benzer çalışmaların bu tezi doğruladığını belirterek şu açıklamaları yaptı:

“Hızlı yemek yiyenlerde daha fazla miktarda besin alımı daha fazla kalori alımı demektir. Bu durum da aslında obezite için ciddi bir risk faktörü oluşturur. Sonuçta obezite alınan kalori ve harcanan kalori arasındaki dengesizlikten kaynaklanmaktadır.”

Ağız içi duyusal maruziyet

Çalışmanın daha net anlaşılabilmesi için iki önemli kavramı bilmek gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Öztürk, sözlerine şöyle devam etti:

“Bunlardan biri (ADM) Ağız içi duyusal maruziyet, yani dil üzerindeki reseptörler vasıtası ile algılanan duyu hissi de diyebiliriz. ADM, çiğneme süresi uzadıkça ya da katı şekilli yiyecekler ile daha yüksek düzeyde olurken, sıvı ya da püre tarzında yiyecekler ile ve çiğneme süresi azaldıkça azalmaktadır. Diğer kavram ise adından da anlaşılacağı üzere (YH) Yeme Hızı kavramlarıdır.”

Çalışmada temelde 4 tane grup ve bir de kontrol grubunun bulunduğunu dile getiren Uzm. Dr. M. Akif Öztürk, “Gönüllüler yeme şekilleri farklı olacak şekilde gruplara ayrılarak gözlemlenmiş. Her bir grupta yer alan gönüllüler aralıklı olarak doyum anketlerine tabi tutulup aynı zamanda beslenmelerinin ilk dakikalarında ve beslenme sonunda gönüllülerin kan örnekleri alınarak kanda glikoz, insülin ghrelin ve pankreatik peptid hormon düzeyleri tespit edilmiş.” dedi.

Hızlı yutulan yiyecekler tercih edilmemeli

Çalışmanın bir diğer sonucunun da yenilen yemek püre benzeri çiğneme gerektirmeden hızlıca yiyebilecek bir yemek olmadığında ağız içi duyusal maruziyet arttığından daha az besin maddesi ile doymanın da mümkün olduğunun tespit edilmesi olduğunu söyleyen Uzm. Dr. M. Akif Öztürk, bu açıdan bakıldığında günlük yaşantıda zorunlu olmayana hallerin dışında püre gibi hızla yutulan yiyeceklerin çok fazla tercih edilememesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

“Hızlı yemek yiyenler, yemek sonrası dönemde daha çabuk acıkıyor”

Araştırma grubunda gözlemlenen bir diğer parametrenin de hızlı yemek ve doygunluk arasında bir bağlantı olduğunu dile getiren Dr. Öztürk, “Daha fazla çiğneme süresi gerektiren gıdalar ile yemek sırasında açlık hissi de daha az oluyor. Bunun yanında yemek sonunda da yeniden bir öğün ihtiyacı da daha az olmaktadır. Araştırma daha hızlı yemek yiyenler ise yemek sonrası dönemde daha çabuk acıktıklarını bizlere gösteriyor.” diye konuştu.

“Çiğneme süresinin lokma başına en az 15 saniye olacak şekilde ayarlanmasını öneririm”

Daha yavaş yemek yemenin tokluk hormonu seviyelerini artırabileceği, daha çabuk tok hissetmeye yardımcı olabileceği ayrıca kalori alımını azaltabileceği uyarılarında bulunan Öztürk, hızlı yemek yeme davranışını değiştirmenin mümkün olduğunu da söyledi.

Öncelikle bu konuda belli bir farkındalığın oluşması için konunun öneminin vurgulanması ve eğitimler verilmesi gerektiğine işaret eden Öztürk, “Sindirimi kolay olan, çiğnemeden yutulabilen basit gıdalar ile beslenme yerine daha kompleks, sindirimi ve emilimi daha yavaş daha sağlıklı gıdalarla beslenme tercih edilmelidir. Bu konuda özellikle hangi gıdalar bizler için daha uygun ise hekim ya da diyetisyen tarafından destek alınarak bu yönde beslenme düzenlemeleri yapılabilir. Bunun yanında çiğneme süresinin lokma başına en az 15 saniye olacak şekilde ayarlanmasını öneririm.” dedi.

“Sadece yavaş yiyerek kilo vermek tek başına tabii ki yeterli olmayacaktır”

Daha önce Japonya’da bu çalışmayı destekler bir benzer çalışma yapıldığını ancak Hollandalı bilim insanlarının yaptığı bu son çalışmanın farkının gıda alımının çeşitli aşamalarında özellikle de ilk dakikalarında insülin seviyelerinin de ölçülmüş olması olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Öztürk, bu çalışmanın ayrıca diğer çalışmalara göre hastaların seçimi ve sonucu etkileyebilecek şartların optimizasyonu açısından daha kapsamlı olduğunun da altını çizdi.

Sadece bu çalışmaya göre böyle bir genelleme yapmanın doğru olmasa da bu ve benzer çalışmaların bu tezi doğruladığına işaret eden Uzm. Dr. Mehmet Akif Öztürk, şu sözleri kaydetti:

“Hızlı yemek yiyenlerde daha fazla miktarda besin alımı daha fazla kalori alımı demektir. Bu durum da aslında obezite için ciddi bir risk faktörü oluşturur. Sonuçta obezite alınan kalori ve harcanan kalori arasındaki dengesizlikten kaynaklanmaktadır. Sadece yavaş yiyerek kilo vermek tek başına tabii ki yeterli olmayacaktır. Sonuçta burada sadece kalori alımının sınırlandırılması değil aynı zamanda kişiler için harcanan kalorinin de belirli bir düzeyde olması ile optimal kilo kontrolü sağlanabilir. Ama şunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz ki yavaş yeme ile daha az miktarda besine ihtiyaç duymanın yanında, kontrol edilebilir bir yeme davranışı oluşturarak sağlıklı beslenme yolunda bir başlangıç noktası oluşturabiliriz. Çalışmaya göre hızlı yemek yiyenlerde yavaş yemek yiyenlere göre insülin salınımı yemeğin ilk dakikalarında ve sonunda daha az miktarda olmakta. Bu durum da özellikle şeker hastalarını düşünecek olursak insülin gibi kilit öneme sahip bir hormondan daha az yararlanma anlamına gelir.”

Ermenistan Başbakanı Paşinyan Türkiye'ye gelecek

İran'dan siyonist işgalcilere yeni füze dalgası

ABD'li albay "israil karşıtı" açıklamaları gerekçesiyle görevden alındı

Dışişleri Bakanlığından siyonist rejime tepki

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Iraklı mevkidaşı Hüseyin ile görüştü

Trabzon'da çay yüklü kamyonet devrildi: 9 yaralı

HÜDA PAR: Türkiye, İran ve Pakistan arasında stratejik bir pakt ve güç birliği kurulmalı

Freni patlayan kamyonet araca çarptıktan sonra evin bahçesine girdi: 4 yaralı

HÜDA PAR Milletvekili Dinç, Mısır dönüşü konuştu: Kudüs için malımız da kanımız da feda olsun!

Finans ve ekonomide yapay zekâ İstanbul'da tartışıldı

İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı: Nükleer tesislerin durumu iyi

İşgalciler, Bureyc kampını bombaladı: 10 şehit

Kütahya'da 3.6 büyüklüğünde deprem

Umman Körfezi'nde iki petrol tankeri çarpıştı

Benzin ve motorine zam

Aliyev, Türkiye'ye gelecek

Mardin’de soğan hasadı başladı: Çiftçi emeğinin karşılığını alamamaktan şikayetçi

Bingöl'de dağ keçisi çobanlara eşlik etti

Rusya: Ukrayna’da iki yerleşim birimini ele geçirdik

Adana'da park halindeki 2 araç yandı

Gazze'de işgalin bugünkü saldırılarında 47 kişi şehit oldu

Gaziantep'te av yasağına uymayan bir şahıs yakalandı

Şanlıurfa'da Barutçu Hanı’nda restorasyon çalışmaları başladı

Karlıova’da çatı katında yangın paniği

Diyarbakır'da trafik kazası: 2 yaralı

Guterres, Gazze’de yardım bekleyenlerin katledilmesiyle ilgili soruşturma istedi

Mehdi el-Meşhat: İran kolay hedef değil

Şanlıurfa’da isyanın yaşandığı cezaevi yıkılıyor

Yerinde dönüşüm ve hibe-kredileri için son gün 30 Haziran

Bingöl'de 15.300 kök kenevir ele geçirildi

Yükleniyor

Haberi Sesli Oku

ŞEHİR HABERLERİ


Ermenistan Başbakanı Paşinyan Türkiye'ye gelecek

İran'dan siyonist işgalcilere yeni füze dalgası

ABD'li albay "israil karşıtı" açıklamaları gerekçesiyle görevden alındı

Dışişleri Bakanlığından siyonist rejime tepki

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Iraklı mevkidaşı Hüseyin ile görüştü

Trabzon'da çay yüklü kamyonet devrildi: 9 yaralı

HÜDA PAR: Türkiye, İran ve Pakistan arasında stratejik bir pakt ve güç birliği kurulmalı