• BIST 100

    10565,74%-0,59
  • DOLAR

    42,17% -0,01
  • EURO

    49,02% -0,28
  • GRAM ALTIN

    5558,99% -1,71
  • Ç. ALTIN

    9196,59% -3,17

Yerli üretimin artması neden önemli?

10 Haziran 2020, Çarşamba 22:20
10 Haziran 2020, Çarşamba 22:20
Yerli üretimin artması neden önemli?
  • Dinle
  • A+
    Büyüt
  • A-
    Küçült

Yerli üretimin artması neden önemli?

1980’lerle birlikte yükselişe geçen küreselleşme dalgası, her engeli yıkıp önüne katarak ekonomilerin en kılcal damarlarına bile sirayet etmişti. Ele avuca sığmaz bir hale bürünen küreselleşme trendi devletlerin birçok gücüne ortak olmuştu. Gümrük duvarları neredeyse tamamen ortadan kalkmıştı. Artık üretimin nerde gerçekleştiği sorgulanmıyordu. Hatta bazıları için hangi ülke vatandaşı olduklarının bile önemi kalmamıştı.

Küreselleşmenin hayatımızı farklı açılardan kolaylaştırdığını ve ona renk kattığını inkar edemeyiz. Çok çeşitli mal ve hizmete kolaylıkla erişebilir hale geldik; eskiden çok pahalı olan birçok ürünün fiyatı büyük oranlarda düştü; fikirlerimizi çok kolay şekilde paylaşabilir duruma geldik; başka ülkelerin olanaklarına belli ölçülerde ortak olduk. Ancak küreselleşmeyle birlikte birçok acı tecrübe de deneyimlendi. Gelişmekte olan ülkelerin 90’larda yaşadıkları krizler ve dünya genelinde bozulan gelir/servet dağılımında olduğu gibi. Bu acı tecrübelerin belki de en sarsıcı olanı 2008’deki küresel finans kriziydi.

KÜRESELLEŞME ŞEKİL DEĞİŞTİRİYOR

Küreselleşme trendi, küresel finans krizinden sonra belirgin bir şekilde farklılaştı. Uluslararası ticaretin büyüme hızı yavaşladı, doğrudan yabancı yatırımlar azaldı. Küresel tedarik zincirlerinin uluslararası ticaretten aldığı pay yüzde 52’den yüzde 48’e düştü. Ticaret savaşları küreselleşmenin üzerine karabasan gibi çöktü.

ABD ile Çin arasında bu yılın başında imzalanan birinci faz ticaret anlaşması, küreselleşme taraftarları için bir umut ışığı olmuştu. Tam küresel ekonomi kısa süreliğine de olsa rahat bir nefes alacak dendiği noktada koronavirüs krizi patlak verdi. Modern ekonomi tarihinde daha önce görülmemiş tarzda bir şokla karşı karşıya kaldık. Böylesi büyük bir şokun küresel ekonomik sistem üzerinde uzun vadeli etkilerinin olması kaçınılmaz. Bu değişimin yaşanacağı alanlardan biri de hiç kuşkusuz küreselleşme olacak. Ancak koronavirüs salgını sonrasında küreselleşme yok falan olmayacak. İletişim ve ulaştırma teknolojilerinin geldiği son noktada bu çok da mümkün değil. İnsanların bazı konforlarından ve alışkanlıklarından vazgeçmesi de kolay değil. Küreselleşme yaşamaya devam edecek; ancak şekil değiştirmek zorunda kalacak. İşin aslı zaten son on yıldır sürmekte olan trend, koronavirüs salgını ile birlikte daha belirgin ve keskin hale gelecek. Eskiden hızına yetişilemeyen küreselleşme, daha ağır başlı bir role bürünmek zorunda kalacak. Korumacı önlemler sıkılaşacak; ülkeler yerli üretime daha fazla önem verecekler; devletin ekonomideki rolü artacak.

KÜRESEL TEDARİK ZİNCİRİ

Koronavirüs krizi ile birlikte küresel tedarik zincirlerinin bölgesel dağılımında ciddi bir kırılma yaşanması kuvvetle muhtemel. Çin, küresel imalat sanayi üretiminin yüzde 28’ini tek başına gerçekleştiriyor. Koronavirüs salgını, dünyanın bir ülkeye üretim alanında bu kadar bağımlı olmasının doğurabileceği riskleri göstermiş oldu. Çok uluslu şirketler, önümüzdeki süreçte üretim tesislerinin ve yatırımlarının bir kısmını Çin’den alıp farklı coğrafyalara taşımayı daha ciddi şekilde düşünecekler. Örneğin; Amerikan teknoloji devi Apple, üretiminin bir kısmını Çin’den Hindistan’a kaydırmayı planlıyor. Bir taraftan ticaret savaşları bir taraftan da koronavirüs gibi öngörülemeyen vakaların taşıdığı riskler, küresel üretim düzenindeki değişimi hızlandıracağa benziyor.

Küresel üretimin belli bir oranı, akıllı otomasyon teknolojileri sayesinde gelişmiş ülkelere geri dönebilir. Amerika ve Avrupa menşeili çok uluslu şirketlerden bazıları, üretimi uzun bir aranın ardından yeniden kendi ana yurtlarına kaydırabilirler. Ama bu süreçten faydalanacak gelişmekte olan ülkeler de olacaktır. İmalat sanayinde üretim yelpazesi geniş, beşeri sermayesi yüksek, lojistik altyapısı kuvvetli ve coğrafi avantajları fazla olan gelişmekte olan ülkeler, küresel üretim noktalarında yaşanabilecek bu değişimi kendi lehlerine çevirebilirler. Önümüzdeki yıllarda daha fazla doğrudan yabancı yatırım çekerek küresel tedarik zincirlerine daha sıkı eklemlenme potansiyeli taşıyan ülkeler arasında Türkiye de var.

Türkiye’nin geçmiş tecrübelerinden farklı olarak doğrudan yabancı yatırım çekme konusunda daha seçici davranması gerekiyor. Her tip doğrudan yabancı yatırım, gelişmekte olan ülkelere uzun vadede pozitif etkiler sağlamada aynı cömertliği göstermiyor. Teknoloji transferine ve ortak teknoloji geliştirmeye açık olan ve ara malı tedarikinde yerli şirketlerden beslenen tipteki doğrudan yabancı yatırımlar, Türkiye gibi ülkelerin üretim yapısına katkı verme açısından çok daha güçlü bir potansiyele sahiptir. Türkiye, koronavirüs sonrası süreçte somut yatırım fırsatlarını ortaya koyarak ve iş ortamının iyileştirilmesine yönelik yapısal reformları hızlandırarak rakiplerine kıyasla avantajlarını daha belirgin hale getirmeli. Ayrıca doğrudan yabancı yatırım çekme stratejileri ile akıllı sanayi politikalarını düzgün bir şekilde eşleştirerek hareket etmeli. Yani bir taraftan çok uluslu şirketleri Türkiye’de yatırım yapmaya teşvik edecek diğer taraftan da yerli şirketleri güçlendirip onların bu yatırımlardan daha fazla teknolojik bilgi ve deneyim elde etmelerini sağlayacak çok boyutlu ve koordineli politikalara ihtiyaç duyacağız. Çok uluslu şirketlerle farklı şekillerde iş birliği yapabilecek potansiyeli olan yerli şirketleri bu değişim sürecine şimdiden hazır hale getirmeliyiz.

YERLİ ÜRETİMSİZ OLMAZ

Dünyanın koronavirüs gibi küresel sorunlarla başa çıkma noktasında ülkeler arasında daha sıkı iş birliklerine ve ticareti kolaylaştırıcı politikalara ihtiyacı var. Normal olan bu. Özellikle de koronavirüs aşısının geliştirilmesi, antiviral ilaçların ve solunum cihazlarının üretimi ve gıda arz güvenliğinin sağlanması noktasında. Ancak bir taraftan da hayatın bazı gerçekleri var. Birçok ülkenin -özellikle de gelişmiş olanlar- bu gibi bir dönemde korumacı reflekslerle hareket ederek kendilerine avantaj oluşturmaya ve rakiplerini aşağıya çekmeye çalıştıkları gerçeğini de göz ardı etmemek lazım. Dolayısıyla Türkiye’nin yeni dönemde sadece doğrudan yabancı yatırımlara bel bağlayarak üretim kapasitesini arttıramayacağını hesap etmeliyiz. Türkiye’nin orta gelir tuzağından kurtulması için üretkenlik ve katma değer artışına dayalı bir şekilde yerli üretimi çeşitlendirmeye ve güçlendirmeye ihtiyacı var. İlaç, tıbbi cihazlar, hijyen ürünleri, kimya, gıda, tarım, yenilenebilir enerji, robotik ve 3D yazıcılar yeni dönemde çok daha fazla ön plana çıkmaya aday alanlardan bazıları. Türkiye’nin bu ve benzeri kritik alanlarda yerli üretime daha fazla ağırlık vermesi gereken bir döneme giriyoruz.

Türkiye’nin küresel ekonomideki ağırlığını arttırması için karşısında yeni bir fırsat penceresi var. Uzun vadede bu fırsat penceresinden yararlanabilmek için öncelikle koronavirüs krizinin Türkiye ekonomisi üzerindeki kısa vadeli maliyetlerini asgari düzeyde tutmamız gerekiyor. Şirketlerimizi ve istihdamı ayakta tutmak, Türkiye ekonomisinin yeni süreçten güçlenerek çıkması için olmazsa olmaz bir şart. Ama tek başına yeterli değil. Uzun vadede akıllı politikalara da ihtiyacımız olacak.

Gazze'de altyapı yıkımı hayatı felce uğrattı

ABD ordusu, Venezuela'ya olası bir saldırı için hazırlanıyor

Washington ve bazı Arap ülkeleri, Trump'ın Gazze planını BM'ye taşıyor

Gazze'deki Hükümet Medya Ofisi: İnsani felakete karşı sessizlik artık kabul edilemez

Balıkesir'de 4,1 büyüklüğünde deprem

İstanbul Havalimanı’nda 5 bin canlı sülük ele geçirildi

Malatya-Kayseri Karayolu'nda yoğun kar ve tipi: Ekiplerin çalışmaları sürüyor

Gümüşhane’ye kurulacak çağrı merkezi için imzalar atıldı

Zirai dondan etkilenen çiftçilere destek ödemesi hesaplara aktarıldı

Depremzedeler için konut ve iş yeri kuraları çekilecek

Ordu’daki işçi kurasında aynı soyadlı birçok ismin çıkmasına Sağlık Bakanlığından açıklama

Şehirlerarası yük ve yolcu taşıyan ticari araçlar için zorunlu kış lastiği uygulaması başladı

Malatya'da şiddetli kar yağışı ve fırtına Sivas yolunu kapattı

Şam’da roketli saldırı: Yaralılar var

Malatya'da tır devrildi: 1 ölü

Cizre mesire alanındaki bakımsızlık ve kirlilik tepki çekti

Şanlıurfa’da iki komşu aile arasında kavga çıktı

İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan ile Irak’ta seçimlerin galibi Sudani görüştü

AFAD Başkanı Pehlivan Mısır Kızılayı’nı ziyaret etti

Zehirlenme şüphesiyle hayatını kaybeden anne ve iki çocuğun otopsisi tamamlandı

HAMAS’tan, çadırları sular altında kalan Gazzeliler için dünyaya çağrı

Stockholm'de bir otobüs durakta bekleyenlere çarptı: 3 ölü 5 yaralı

Sivas’taki bazı yollar yoğun kar ve tipi nedeniyle ağır taşıt trafiğine kapandı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şule Yüksel Şenler İle Malcolm X yaşadıkları çağa mühürlerini vurdu

Erzurum’da 20 yıl hapis cezası bulunan firari yakalandı

Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Er: 7 bölgede toplam 600 milyon TL'lik içmesuyu hattı inşa ediyoruz

Batman’daki TOKİ inşaatında beton bloklar çöktü: Bir işçi hayatını kaybetti bir ağır yaralı

Vali Çiftçi’den Memur-Sen Erzurum İl Temsilciliği’ne ziyaret

İçişleri Bakanlığı’ndan sarı kodlu yağış ve kar uyarısı

İsviçre, ABD ile gümrük vergisi oranında anlaştı

Yükleniyor

Haberi Sesli Oku

ŞEHİR HABERLERİ


Gazze'de altyapı yıkımı hayatı felce uğrattı

ABD ordusu, Venezuela'ya olası bir saldırı için hazırlanıyor

Washington ve bazı Arap ülkeleri, Trump'ın Gazze planını BM'ye taşıyor

Gazze'deki Hükümet Medya Ofisi: İnsani felakete karşı sessizlik artık kabul edilemez

Balıkesir'de 4,1 büyüklüğünde deprem

İstanbul Havalimanı’nda 5 bin canlı sülük ele geçirildi

Malatya-Kayseri Karayolu'nda yoğun kar ve tipi: Ekiplerin çalışmaları sürüyor