İNSAN OLMAK
Bizi hayvanlardan ayıran özellik,akıl nimetinin verilişidir.
Hiçbir şey ustasız ve hiçbir şey gayesiz olamaz.Bütün bu düzen insanın hayatını çevrelemiş
Ve bir nizam’a sokmuştur.
Dört unsurdan müteşekkil bu dünyanın meyveleri, adeta insanın duygularına hitap edilir şekilde
Yaratılmıştır.
Bize kalan ise, dürüst bireyler olarak yaşamak ve insan olmak.
Kimi mühendis,kimi doktor,
kimi teknisyen,kimi işçi olarak birbirlerini tamamlamak İçin çalışmalarda bulunmak.
Kimi üretken ve kimi de tüketim pazarlamasını yapar.
İnsan olma vasfının içinde ahlâk sahibi olma yatar.Yalandan uzak durup dürüstlüğü yaşamak.
Peki, Aklını hile ile doldurup kandıran yalancı insanlara ne demeli?
İşte onlar insan olma vasfını kaybeden,hayvandan aşağı kişilerdir.Toplumun yüzkarasıdırlar.
Birbirlerini yok etme için çalışan insan bozması canavarlar hükmündedir.
İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi Allah’ı tanımak ve ona kulluk vazifesini ifa etmektir.
Ama insanlar, kendilerini dev aynasında görüp yaratıcısına isyan ediyor.Hem cinsine ihanet ediyor.Hiçbir hareket mükafatsız veya cezasız kalmaz.
Eden bulur mutlaka.
Hakkın ve hakikatın yanında tüm söylemlerin hükmü sönüktür,hiçtir.
İnsana verilen tüm güzel duyguların bir nefes gibi hazzını yaşamak ve yaşatmak gerekir.
Akıl nimeti ile hareket etmek,tefekkür ile şükrünü ifa etmek,insanlığın gereğidir.
Gerisi boş bir hayattır.
“İMAN İNSANI İNSAN EDER,BELKİ DE İNSANI SULTAN EDER.”
diyen Asrın Alimi Bedîüzzaman Hazretleri ne güzel söylemiş.
İnsan gibi yaşamayı,
Rabbim hepimize nasip eylesin.