DOLAR 32,3245 % 0.21
EURO 35,1555 % 0.02
STERLIN 41,0370 % 0.02
FRANG 35,7849 % 0.18
ALTIN 2.300,19 % 0,99
BITCOIN 2.288.589 -0.332

VAKTİNE KALAN SÜRE

:
için vakti

Kalp damarlarındaki tıkanıklığın ilk sinyaline dikkat! Gençlerde de görülüyor

Yayınlanma Tarihi : Google News
Kalp damarlarındaki tıkanıklığın ilk sinyaline dikkat! Gençlerde de görülüyor

 

Türkiye’de  her yıl bin kişiden ikisinin yani yaklaşık 160 bin kişinin kalp damarlarındaki tıkanıklığa bağlı olarak hayatını kaybettiğini söyleyen Doç. Dr. Macit Bitargil “Kalbi besleyen ana damarlarda kritik seviyede ve sayıda damar tıkanıklığı olduğu zaman ise hayat kurtaran ve yaşam kalitesini yükselten koroner bypass ameliyatları gündeme geliyor. Ülkemizde her yıl yaklaşık 40 bin kişi koroner bypass yani kalp ameliyatı oluyor” diye konuşuyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Macit Bitargil, kalp damarlarında tıkanıklık ve koroner bypass ameliyatı hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

Göğüs ağrısına dikkat!

Kalbi besleyen damarlarda tıkanıklık olması durumunda kalp kaslarının yeteri kadar beslenemediğini, bu nedenle özellikle kalbin iş yükü arttığında kalbin beyne bazı sinyaller yolladığını, bunun da öncelikle göğüs ağrısı ile kendini gösterdiğini vurgulayan Doç. Dr. Macit Bitargil “Özellikle yol yürümekle ya da yokuş yukarı çıkmakla gelen ve dinlenince geçen göğüs ağrılarını ciddiye alıp en kısa zamanda doktora görünmek gerekir. Tam teşekküllü bir hastanede kalp için görüntüleme yöntemleri uygulanarak kalp damar tıkanıklığı ortaya konulacak; kardiyolog ve kalp damar cerrahisi uzmanları bir araya gelerek bypass ameliyatı gerekip gerekmediğinin kararını ortak verecektir” dedi. 

Kalp krizine yol açabiliyor

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Macit Bitargil, kalp damarlarındaki tıkanıklığın kalp krizine yol açabildiğini belirterek şöyle konuştu:

“Kalbin beslenmesini sağlayan, 2-4 mm aralığında çaplara sahip olan iki ana koroner arter ve onların dalları mevcuttur. Bu damarlarda tıkanıklık kritik seviyelere ulaştığında ve özellikle göğüs ağrıları başladığında hastalık ciddiye alınmazsa kalp krizine (miyokard enfarktüsü) yol açabiliyor. İlaç tedavisi, koroner balon anjioplasti ve/veya stentin yetersiz kaldığı durumda devreye koroner bypass ameliyatı giriyor.”

Koroner bypass ameliyatının, kalbin ihtiyaç duyduğu kanlanma miktarını yeniden sağlamak, hastanın hayati tehlikesini ortadan kaldırmak, yaşam kalitesini artırmak ve sağlıklı bir şekilde normal hayata geri dönüşüne vesile olmak adına devreye girdiğini vurgulayan Doç. Dr. Macit Bitargil, hangi tedavi yönteminin uygulanması gerektiğine ilişkin kararın, hastalığın durumuna göre hasta özelinde belirlendiğini söyledi. 

Bu alışkanlıklar kalbi tehdit ediyor

Günümüzde sağlıksız yaşam tarzı nedeniyle kalp ve damar hastalıklarının yaygınlaştığını vurgulayan Doç. Dr. Macit Bitargil, son yıllarda kalp hastalıklarından ölümün gençlerde de sık görüldüğüne dikkat çekti. Doç. Dr. Macit Bitargil, kalp damarlarında tıkanıklığa yol açarak bypass’a zemin hazırlayan alışkanlıkları şöyle anlattı: “Yoğun stres kortizol mekanizmasına bağlı olarak kan basıncını, kan şekerini ve kolesterol miktarını artırarak özellikle kalp damarlarımıza ciddi miktarlarda zarar vermektedir. Yüksek oranlarda alkol tüketmek, tütün mamulleri kullanarak dumana maruz kalmak, hareketsizlik, spor yapmamak, dengesiz ve sağlıksız beslenmek, fazla tuz tüketmek, kalitesiz uyku gibi alışkanlıklar da kalp damarlarımız için zararlı olup bypass ameliyatına zemin hazırlayan yanlış alışkanlıklardır.” 

Koroner bypass ameliyatının yöntemi hastaya göre değişiyor

Acıbadem Taksim Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Macit Bitargil, koroner bypass ameliyatının yönteminin, hastanın durumuna göre belirlendiğini belirterek, açık ya da kapalı her iki yöntemle de, damar tıkanıklığı dolayısıyla kalbin etkilenen bölgelerine kanın sağlıklı şekilde yeniden ulaşmasının sağlanabildiğini söyledi. Özellikle ‘Minimal invaziv’ de denilen kapalı ameliyat yönteminde; son yıllarda teknoloji ve tıpta yaşanan hızlı gelişmeler ve hekimlerin tecrübeleri sayesinde bypass ameliyatının, göğsün ön kemiği kesilmeden, göğsün sol alt tarafında meme altından yapılan küçük bir kesi ile de gerçekleştirilebildiğini belirten Doç. Dr. Macit Bitargil, “Ameliyat esnasında kalbin kritik olarak daralan ya da tıkanan koroner damarlarına, göğüsten, bacaktan ya da koldan alınan damarlar yardımı ile bypass işlemi yapılır. Böylece hastalık nedeni ile kalbin etkilenen bölgelerine tekrardan sağlıklı bir şekilde kanın ulaşması sağlanır. Genel anestezi altında ortalama 3-6 saat kadar süren bir işlemdir” dedi. Koroner bypass ameliyatı sonrasında yaklaşık 1 haftada taburcu olunurken, vücudun kendini toplama süresinin 6-12 hafta arasında değiştiğini belirten Doç. Dr. Macit Bitargil, doktor izin verdiği takdirde 4-6 hafta sonra iş hayatına dönülebileceğini ve spor aktivitelerine başlanabileceğini söyledi. 

‘Artık damarlarım tıkanmaz’ demek yanlış!

Toplumda ‘kalbime koroner bypass ameiliyatı yapıldı, artık damarlarım tıkanmaz’ şeklinde inanış olduğunu, ancak bunun doğru olmadığını vurgulayan Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Macit Bitargil, koroner bypass ameliyatında kullanılan damarların bilinçli ve tedaviye uyumlu hastalarda ameliyat sonrasında 10-15 yıl açık kalabildiğini, bu süreden sonra zamanla yeniden tıkanabildiğini belirtti. Doç. Dr. Macit Bitargil, “Koroner bypass ameliyatından sonra hastaların bazı yaşam tarzı değişikliklerini gerçekleştirmesi çok önemli. Önerilen tedaviyi uygulamayan, kontrollerini ve ilaç kullanımlarını aksatan, zararlı alışkanlıklarına hala devam eden hastalarda ise erken dönem tıkanıklık ve yeniden müdahale durumları söz konusu olabiliyor. Kalp ameliyatı sonrası stresten ve sigaradan mutlaka uzak durulmalı, sağlıklı bir diyet programı uygulanmalı, verilen ilaçlar düzenli kullanılmalı ve doktor kontrolleri aksatılmamalı” uyarısında bulundu.

YORUM YAP