Betül Altınsoy’un Yazar Şair Muharrem SOYEK ile Söyleşisi Şiirlerinizin temelini oluşturan temel etkenler neler? Şiirlerinizi genelde hangi ölçü ile yazarsınız? Edebiyat, söze güzel anlam giydirme sanatıdır. Şiir de bu sanatın en görkemli biçimidir. Yazması kadar şiirin okunması da zordur; ancak sözü ve sözün dizinlenim biçimini hem zihinsel hem ruhsal algıyla kavrama yetimiz kadar kolay olur. Yazmaya şiirle başlamıştım. Lise yıllarımda mektup arkadaşlıkları vardı; hepsi de kızlardandı. Onlara en güzel iltifatla hitap ederdim. Belli ki en romantik mektupla hepsinin gönlünde yer tutmak istemiştim. Böyle ya da öyle bir bahaneyle ta liseden beri, bir sürü şiir taslağı biriktirmiştim. Şiiri kolay sanırdım; alt alta sıralı, sonu ses benzerli kısa tümceler kümesi sanırdım. Meğer öyle değilmiş; pek zor işmiş. Zorluğunu da her okuduğumda bozup yazdıkça daha iyi anlar oldum. Anlamda daha yerinde, seste daha oturaklı daha bir şiire benzer dize kurmaya çalıştıkça, şiir yazmanın ne denli zor olduğunu daha derinden kavradım. Anlaşılacağı üzere benim şiirlerim, “ilham geldi; aldım kalemi elime, döktürdüm kâğıda…” işi değil. Elbette durduk yerde şiir yazmaya başlayamıyor insan. Bir duygu ve ona bağlı bir düşünsel dürtüyle yazmaya başlıyorum ve yazdığımı şiire benzetinceye kadar kimseyle paylaşmıyorum. Daha sonrasında bile şiir diye ortaya çıkardıklarımın üzerinde pek çok değişiklik yapmışlığım oldu. Ancak şu sıralar yeniden okuyorum da bir değişiklik gereği göryorum. Bence onlar artık şiir oldular. Peki, ben şair oldum mu? İşte orası haddimi aşar… Şiirlerim genelde serbest ölçülüdür; birkaçında hece ölçüsü tutturulmuş olsa da özel bir istemle yapılmamıştır. Şiirlerinizde daha çok hangi konulara yer veriyorsunuz? Şiirlerim genelinde sevgi, dostluk, aşk üzerinedir. Ancak; doğa, yaşam ve evrensel varoluş üzerine kurulu olanlar da epeyce vardır. Konu sıkıntısı çekmem; yeter ki küçük bir duyumsaldan evrensel bir varoluş ışığı sezinlemiş olayım. İşte o ışığı izledikçe sonunda bir şiir, bir özdeyiş ve bazan da bir deneme yazısı çıkar bilincimden. Elbette ancak içlerinden seçtiklerimi paylaşmaya değer bulurum. Yazmanızda en büyük etken nedir? Yazmamdaki en kışkırtıcı etken, önce kendimin sonra da tüm insanların varlıksal anlamının dünya üzerinde ve evren içindeki yerini ve gereğini kavramlaştırma merakımdır. Çünkü ben yazarken bilincim de kendi yansısını görür ve aynı zamanda öz eleştirisini yaparak kendisini bilir olur. * Yazarken çektiğiniz en büyük zorluk nedir peki? En büyük zorluk, hayalimdeki ve düşüncemdeki algıyı sözcüklerin genel kabul görmüş kavramlarıyla betimleyemediğim duygusuna kapıldığım zaman ortaya çıkar. Sözcükler yetersiz kalır, ben de benzetmelerle demek istediğimi kavratmaya çalışırım; ancak benim benzetimim bir başkasının algısında bambaşka bir kavrama da bürünebiliyor. Kendimi az çok dilden anlar bilgili okuyucu yerine koyarakyazdığımın nasıl anlaşılacağını da düşünmeye başlarım. İfade zorluğuma bir de ifadenin başkalarınca nasıl anlaşılacağını düşünme yorgunluğu katışır. Peki yazarlarla görüşme imkânınız oldu mu? Bir araya geldiniz mi hiç? Sosyal medyada, özellikle edebiyat ve felsefe gruplarında bazı yazarlarla yorum alışverişi yapıyoruz. Çok da faydalı oluyor. Ancak şimdiye dek hiçbir yazarla yüz yüze muhabbetim olmadı. Hocam tekrar teşekkür eder başarılarınızın devamını dileriz. Ben de teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim. Sevgiyle yaşatasın


Betül ALTINSOY

Betül Altınsoy’un Yazar Şair Muharrem SOYEK ile Söyleşisi

Betül Altınsoy’un Yazar Şair Muharrem SOYEK ile Söyleşisi

Tarih: 19.08.2023 14:21