Teknoloji hayatımıza birçok kolaylık getirirken, beraberinde görünmeyen tehditleri de taşıyor. Bu tehditlerin belki de en sinsi olanlarından biri, hızla yayılan sanal kumar bağımlılığıdır. Artık sadece bir telefon ekranı kadar uzağımızda olan bu dijital tuzak, genç-yaşlı demeden toplumun her kesimini etkisi altına alıyor.

Eskiden kumar, belirli fiziksel mekânlarda oynanır, en azından bir eşiği aşmanız gerekirdi. Bugün ise bir akıllı telefon ve internet bağlantısı yeterli. Hiçbir fiziksel çaba harcamadan, utanç duygusuna bile yer bırakmadan, adeta görünmez bir bağımlılık haline geldi. Üstelik bu bağımlılık, sadece cebimizi değil, zihinlerimizi ve ailelerimizi de yakıyor.

Görüşme fırsatı bulduğum birçok aile, çocuklarının ya da eşlerinin fark ettirmeden sanal kumara bulaştığını, borç batağına sürüklendiklerini, aile içi iletişimin tamamen koptuğunu anlatıyor. Birçoğu, bu dijital bağımlılığı geç fark ediyor. Çünkü dışarıdan bakıldığında bu insanlar hala günlük yaşamlarına devam ediyor gibi görünüyorlar. Oysa içlerinde büyük bir yıkım yaşıyorlar.

Sanal kumar bağımlılığı, yalnızca maddi çöküşe değil, aynı zamanda psikolojik yıkıma, depresyona, hatta intihar düşüncelerine kadar uzanan ciddi bir halk sağlığı sorununa dönüşmüş durumda. Bu bağımlılığın çoğu zaman utançla gizlenmesi, sorunun daha da büyümesine neden oluyor.

Bu noktada, sadece bireylerin değil, devletin ve toplumun da ciddi adımlar atması gerekiyor. Dijital denetim sistemleri artırılmalı, özellikle gençlerin korunması için dijital oyun ve uygulamalardaki kumar içeriklerine karşı daha sıkı denetimler yapılmalı. Ebeveynler bilinçlendirilmeli, okullarda dijital farkındalık eğitimi verilmeli.

Teknolojiyi bilinçli kullanmadığımız sürece, onun esiri olmaya devam edeceğiz. Sanal dünyanın sunduğu bu tehlikeye karşı hep birlikte dur demeliyiz. Çünkü bu bağımlılık sessiz ilerliyor, ama sonuçları çok gürültülü oluyor.

Unutmayalım: Kumar sadece parayı değil, hayatları da tüketir.