Bir ülkenin en kıymetli yatırımı, geleceğine yaptığı insan kaynağı yatırımıdır. Bu yatırımın temel direği ise eğitim. Ancak ne acıdır ki bugün Türkiye’de diploma denilen kutsal belge, sahte kopyalarıyla adeta “kâğıt parçası”na dönüştü. Üstelik bu sahteler, çoğu zaman gerçeğinden daha fazla “iş görüyor”…
Sahte Diplomaya Gerçek Görevler!
Son yıllarda hemen her ay başka bir sahte diploma skandalıyla sarsılıyoruz. Sahte lise diplomasıyla hemşire olan mı ararsınız, düzmece üniversite belgesiyle yönetici koltuğuna oturan mı? Hatta devlet kurumlarında bile görev yapabilen insanlar çıkıyor! Bu bireysel ahlaksızlıktan çok daha öte, sistemsel bir çöküşün işaretidir.
Bu noktada sormak gerekmez mi?
“Bu sahte belgeler, bu sahte yetenekler, bu sahte kariyerler nasıl oldu da sistemin içine bu kadar kolay sızabildi?”
Gerçek Diplomanın İtibarsızlaşması
Asıl trajedi burada başlıyor. Binbir emekle üniversite okuyup mezun olan gençler, yıllarca işsiz gezmek zorunda kalıyor. Gerçek diplomalar ne iş bulmaya yetiyor, ne de toplumsal saygınlık kazandırıyor. Çünkü bu sistemde başarı; emekle, sabırla, alın teriyle değil, torpille, sahtecilikle, kurnazlıkla geliyor.
Bir de üstüne “bizim çocuk” olursanız, ne kadar yetersiz olursanız olun, size yer mutlaka bulunuyor.
Sahte Belgeyle Kurulan Düzen, Gerçekleri Ezer
Sahte diplomaların yaygınlaşması sadece eğitim sistemini değil, adalet duygusunu da yok ediyor. Gerçek belgelerle çalışan, yıllarını eğitime adamış insanlar; kendilerinden daha az bilgiye, hatta hiçbir eğitime sahip olmayan kişilerin üstüne atanıyor. Bu sadece kişisel mağduriyet değil, bir ülkenin geleceğinin çalınmasıdır.
Bir mühendisin yerine sahte belgeyle oturan biri, sadece liyakatsiz değil, aynı zamanda tehlikeli bir figürdür. İnsan hayatı, altyapı güvenliği, sağlık, adalet, ekonomi… Hepsi bu çürük temellerin üzerinde yükseliyor.
Ne Yapılmalı?
Diploma denetimi sıkılaştırılmalı. Her kamu ve özel sektörde sunulan diplomalar, merkezi bir sistemle doğrulanmalı.
Sahte diploma düzenleyen ve kullananlara ağır yaptırımlar uygulanmalı. Sadece ceza değil, bu kişilerden alınan maaşlar geri tahsil edilmeli.
Gerçek diplomaya değer kazandırılmalı. Liyakat esaslı atamalar, teşvik ve destek politikaları yeniden inşa edilmeli.
Eğitim sistemi yeniden masaya yatırılmalı. Çünkü bir diploma, sadece mezuniyet belgesi değil, aynı zamanda toplumsal sözleşmenin bir parçasıdır.
Son Söz: Gerçeği Değersizleştirilen Toplumda Yalana Talep Artar
Bir ülkede gerçek değersizleştiğinde, sahte olan her şey değer kazanmaya başlar. Sahte diplomalar, aslında eğitimin değil, sistemin sahte olduğunu gösteren sembollerdir. Diplomanın yeniden bir değer taşıması için, önce gerçeğe olan saygının yeniden inşa edilmesi gerekir.
Aksi halde, bir gün hepimizin yöneticisi sahtekarlar olabilir. Belki çoktan oldular bile…