Bizler, eğer bulunduğumuz konumda, evde, işte, caddede, pazarda şerefli ve izzetli bir hayata talip olmak istiyorsak; izzet kendisinde olan Allah’a yolumuzu sormalıyız, O’nun izzetli elçilerine tabi olup onların rehberliklerinde bir yol takip etmeliyiz. Zaten ‘bi izzeti Allah’ deyip Mûsâ’nın (as) yanında ol(a)mayanlar, ‘bi izzeti Firavun’ diyerek onun yanında ve sihirbazlarının safında yer alacaklardır.
Bugün bazı kimselerin yola çıkarken; ‘bi izzeti kadın’ demelerinin, bazılarının ‘bi izzeti makam’ demelerinin, bazılarının da ‘bi izzeti para’, ‘bi izzeti çevre’ vs demelerinin Firavunun sihirbazlarından hiçbir farkı yoktur.
O halde bugün sana düşen;
Ya bulunduğun yerin Mûsâ’sı olacaksın,
Ya Mûsâ’yı seven ve yardım eden Hârûn’u olacaksın,
Ya Firavunu olacaksın,
Ya Sihirbazı (veya sihirleneni) olacaksın,
Ya Mele’ grubu olacaksın,
Ya Kârûn’u olacaksın,
Ya da Sâmirî’si (veya ona inananı) olacak, buzağıya taptıracaksın.
Tercih senin…!
Hayat bana neyi öğretti biliyor musun?
Bu dünyanın yalan olduğunu öğretti.
Düşmanından değil, Dostumdan korkmayı öğretti.
İnsanların ilk sözlerine değil, Son yaptıklarına bakmayı öğretti.
Gidene kal dememeyi, İstese zaten gitmezdi demeyi öğretti.
Yaşadıklarım için üzülmek yerine, Hepsinden bir ders çıkarmayı öğretti.
Sahte sevgileri gördükçe, Gerçekten sevenlerin değerini bilmeyi öğretti.
Çoğu zaman haklı olup, Bundan hoşlanmadığımı öğretti.
Kimsenin peşinden koşmamayı, Ben buradayım ve isteyen yanımda olur,
İsteyen uzağımda olur demeyi öğretti.
Tabi kaçan kovalanır olduğunu da öğretti.
Sabretmeyi öğretti hayat bana.
Zamanın her şeyin ilacı olduğunu öğretti.
Sonucu ne olursa olsun hayallerimin peşinden gitmeyi öğretti.
Tüm kalbiyle yanımda olanların değerini yanımdayken bilmeyi öğretti.
Hiçbir şeyin imkânsız olmadığını ve hep umutlu olmayı öğretti.
Bir şeyi istedikten sonra başarılabileceğini öğretti.
Hayat bana pes etmemeyi öğretti.
Muhabbet dolu sevgi ve sağlıkla kalın...