Mustafa DEMİR
Tarih: 05.05.2023 12:58
Musibetler
MUSİBETLER
Musibet demek;
belalar,afetler,hastalıklar vs demektir ve tüm sıkıntıları kapsar.
Hemen hemen herkes az-çok musibetlere maruz kalmıştır.
Kimileri sabır ile karşılamış,kimilerinin hayatı sönmüş,kimileri ise hayattan bezmiş bir halde.
Musibetlere karşı sabır ve şükürle mukâbele etmek gerekir.
Bakalım Hadislere;
'Bir Müslümana herhangi bir musibet, bir sıkıntı, bir gam dokunursa, hatta kendisine bir diken dahi batsa,
mutlaka Allah bunları onun günahlarına kefaret yapar.'
(Buhari, Marda,1; Müslim, Birr, 52. Tirmizi, Cenaiz, 1)
'Erkek olsun, kadın olsun mümin, Allah'a günahsız olarak kavuşuncaya kadar kendisinden, çoluk çocuğundan, malından belâ eksik olmaz.'
(Muvatta, Cenaiz 40; Tirmizi, Zühd 57, no: 2401)
'Dünya, mümine hapishane, kafire cennettir.'
(Müslim, Zühd 1, no: 2956)
Bu dünya imtihan dünyasıdır
ve ölümlü bir hayatımız var.
Ebedî ve ahiret hayatımıza hazırlanma vazifemiz var elbette.
Rabbim musibetlere dayanma ve sabır ile şükür gücü versin derim.
'Hoşlanmadığınız bir şey, belki de sizin için hayırlıdır.'
(Bakara, 2/216)
Bunun için peygamberlere çok bela gelmiştir.
Hz. Peygamber aleyhissalatü vesselama, insanların hangisinin belasının / yıpratıcı imtihanının daha ağır olduğu sorulunca şöyle buyurdular:
'Önce peygamberler, sonra onların peşinden yaşantı olarak peygambere yakın olanlar, sonra onlara yakın olanlar...
Kişi dindarlığı oranında yıpratıcı imtihana uğratılır. Dininde sağlam ise imtihanı ağırlaştırılır. Dininde gevşek ise dindarlığı oranında imtihana uğratılır. İmtihan, kulun peşini bırakmaz; sonunda kul uğradığı imtihanlarla üzerinde günah kalmayıncaya kadar günahlarından temizlenmiş olur.' (Tirmizi, Zühd, 56)
Hayatımızda yaşadığımız tüm olayların bir perde arkası vardır.
Zengin olsun, fakir olsun,
farketmez,
teste tabidir insan.
Ölümü öldürüp kabir kapısını kapatabilmek gücü kimde var acaba?
Hayatı tam anlamıyla yaşamalı insan. Ve Yaradanı tanımalı.
Asıl musibet dine gelen musibettir.
Dünyevî musibetler geçici ve sabredilip şükredilirse, mükafatı büyüktür.
'Mükafatın büyüklüğü, yıpratıcı imtihanın büyüklüğüne bağlıdır. Allah bir toplumu sevdiğinde onları değişik şekillerde imtihana tabi tutar.
Kim razı olursa Allah'ın rızasını kazanır.
Kim de kızar, kırgınlık gösterirse Allah da o kimseye kızar.'
(Tirmizi, Zühd, 56)
Demek ki belanın en şiddetlisi, Allah Teâlâ'nın çok sevdiği kimselere geliyor.
Peygamber Efendimiz (asm), kendisine gelecek musibetlere karşı dayanma gücü vermesi için Allah'a dua ederdi.
İnsanı sıkıntıya düşürecek her türlü musibetlere dayanmak gerekir. Yoksa, hayatımız söner.
Allah (cc),insana hakkında hayırlı olanı verir.
Bazı zamanlar insan başına gelecek musibeti kaldıramaz ve sabredemeyip isyana yönelebilir. Bu bakımdan musibetin gelmesi hayır olduğu gibi gelmemesi de hayırdır.
'Allah'ın izni olmaksızın hiçbir musîbet başa gelmez.
Kim Allah'a iman ederse,
Allah onun kalbini hakka ve doğruya açar. Allah her şeyi hakkıyla bilir.'
(Teğabun, 64/11).
'Biz mutlaka sizi biraz korku ile, biraz açlık ile yahut mala, cana veya ürünlere gelecek noksanlıkla deneriz.
Sen sabredenleri müjdele!'
(Bakara, 2/155)
'Sabırlılar o kimselerdir ki başlarına musîbet geldiğinde, 'Biz Allah'a âidiz ve vakti geldiğinde elbette ona döneceğiz.' derler.'
(Bakara, 2/156)
Rabbim bela ve musibetlere karşı,bizlere sabır ile dayanma gücü versin.
Şükür ile mükâfatını ihsan etsin.
Zalimlere,hainlere ve münafıklara fırsat vermesin.
Bizleri,evlatlarımızı,millet ve vatanımızı her türlü afetlerden belalardan korusun.Amin.
Selam ve dua ile...
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —