NORVEÇ NOTLARI: İNSANA İYİ GELEN BİR DÜNYA MÜMKÜNMÜŞ

Norveç’e yaptığım bu seyahat, bana dünyanın aslında ne kadar farklı şekillerde yaşanabileceğini gösteren, ufuk açıcı bir deneyim oldu. Bizim alıştığımız kalabalık, gürültü, telaş, acele… Oslo’da yok. Hatta şehre ayak basar basmaz sessizliğin bile bir medeniyet göstergesi olduğunu hissediyorsunuz.

Ve o an anlıyorsunuz:

Norveç, insana yük olmayan bir hayatın mümkün olduğunun somut kanıtı.

 

ZAMANIN AKIŞI BİLE BAŞKA

Türkiye’ye göre iki saat gerideler ama hayatın ritmi bizden çok ileride. Kış aylarında Akşam ezanı 15.20’de okunuyor. Hava çoktan kararmış oluyor. Öğle ile ikindi arası sadece 55 dakika…

Coğrafya, doğa ve yaşam biçimi öyle bir denge kurmuş ki, insan ister istemez doğayla uyum içinde yaşamanın ne demek olduğunu görüyor.

Ve 2017’deki o 21-22 saatlik oruç sürelerini duyunca “Evet, bu ülkede zor ama mümkün” diyorsunuz.

Zorluğu ve güzelliği aynı potada eritmiş bir coğrafya burası.
 

VERGİLER YÜKSEK 

KDV %25…

Kurumlar vergisi %22…

Bireysel gelir vergisi ise üst dilimlerde %50’lere dayanıyor.
Bizim bakış açımızla bakınca “Nasıl yaşanıyor bu vergilerle?” diye sorabilirsiniz.

Ama işin sırrı çok basit:

Şeffaflık ve güven.

Vatandaş ödediği verginin nereye gittiğini görüyor.

Devlet vatandaşına güveniyor, vatandaş da devletine…

Bizim belki de en çok ihtiyacımız olan şey bu karşılıklı güven.

Ve karşılığında ne alıyorlar?

• Kusursuz sağlık hizmeti,

• Ücretsiz ve kaliteli eğitim,

• Güçlü sosyal destek,

• Ve gelecek kaygısı duymadan yaşama imkânı.

İşte Norveç’in refah modeli bu.

Otopark saatlik 124 kron.

Kulağa yüksek geliyor ama amaç belli:

“Arabayla gelme, şehri kirletme.”

Her şeyin bir mantığı var. Her şey tutarlı.

 

EKSİ DERECEDE SAUNA KEYFİ

Sahilde sauna yapıp ardından buz gibi denize giren Norveçliler…

İnanın seyretmesi bile üşütüyor ama onların yüzündeki rahatlık, keyif ve doğayla uyum duygusu insana “Demek böyle de yaşanabiliyor” dedirtiyor.

Soğuğa karşı direnmek değil; soğuğu kabullenip onunla yaşamayı öğrenmişler.
 

ÇÖP BİLE CİDDİ BİR MESELE

Çöpler ayrıştırılmadan atılamıyor.

Çünkü burada çöp, gelecek demek.

Çevre bir seçenek değil, sorumluluk.

Bizim için sıradan olan şeyler, onların yaşam felsefesinin bir parçası hâline gelmiş.
 

OSLO: RUHU TEMİZLEYEN ŞEHİR

Oslo sokaklarında yürürken bir süre sonra şunu fark ediyorsunuz:

Bu insanlar kavga etmeyi bilmiyor.

Kimse kimseye bağırmıyor, sıkıştırmıyor, yargılamıyor.

Mesafeli duruş bile kibirden değil; saygıdan.

Ve şehrin planlaması…

Her santimi düşünülmüş.

• Bisiklet yolları ayrı,

• Yaya yolları ayrı,

• Yeşil alanlar herkes için erişilebilir,

• Trafik gürültüsü yok denecek kadar az.
Bizim şehirlerde sokak insana saldırır; Oslo’da şehir insanın önünü açar.

 

SANAT ŞEHRİN DOĞAL PARÇASI

Vigeland Parkı, Opera Binası, müzeler, liman bölgesi…

Sanat sokakla iç içe.

Her adımda estetik bir dokunuş hissediyorsunuz.

İnsana iyi gelen şehir mümkündür.

 

TURİSTE DEĞİL, İNSANA SAYGI

Bir kafeye oturuyorsunuz…

Ne zorla satış var, ne ısrar, ne rahatsız eden bakışlar.

Sakinlik, nezaket ve samimiyet…

Bir anda kendinizi müşteri gibi değil, insan gibi hissediyorsunuz.

Zaten Norveç’in farkı da burada başlıyor.

 

SON SÖZ: KEŞKE HER ŞEHİR OSLO KADAR ADİL OLSA

Bu yolculuk bana şunu gösterdi:

Bir şehir insanı yormadan da yaşar.

Bir toplum sessizliğiyle de güçlü olabilir.

Gerçek zenginlik para değil; huzur, güven ve özgürlükle ölçülür.

Dönerken içimde tek bir cümle vardı:

“Keşke bizim şehirlerimiz, insanı tüketen değil; insana iyi gelen yerler olabilse…”

Norveç bunu başarmış.

Gerisi görmek isteyen kalplere kalmış.



Mehmet Salih SEYHAN

Norveç Oslo: Gürültüyü Kapıda Bırakan Medeniyet

.

Tarih: 16.12.2025 08:00 Güncelleme: 15.12.2025 15:19