NESLİMİZE SAHİP ÇIKALIM… Yaratan Allah bu dünyayı ,cin ve inse imtihan olarak yaratılmıştır. Kısa geçen bir hayat hikayesinin sonunda ölüm vardır. Akabinde diriliş ile mahşer meydanında yaptıklarımızın hesabına çekileceğiz. Ölümü öldüremeyiz ve kabir kapısını kapatamayız. Zalim zulmünde,mazlum ahında kalamayacağı ahiret aleminde buluşacağız. İyilikler mükafatını,kötülükler cezasını bulacağı bir mizan tartısı ile karşılacağız. Onun için sorumluluğumuzun bilinci ile evlatlarımızı iyi yetiştirmemiz ve neslimize sahip çıkmamız şarttır. Yaratıcıyı tanıtmak,dinî ve dünyevi yaşam tarzı ile görevlerini öğretmek,biz ebeveynlerin vazifesidir. Büyüklerine saygıyı,küçüklerine sevgi ve şefkati aşılamak, yeni neslimizi geleceğe hazırlamak,mutluluk kaynağıdır. İmanlı ve İffetli Bir Neslin Eğitimi, Öncelikle Anne Karnından Başlar. İlk 6 Yıl, Çocuğun Ruh Sağlığı ve Terbiyesi İçin Çok Önemlidir.Ergenlik çağına kadar insanlık değerlerini,ahlakî ve dinî yaşantısının eğitimini vermek,ebeveynlerin vazifesidir. Yoksa; anne ve babaya isyanla, uyuşturucu bataklığına sapan birçok gençlerimiz,hayatı hem kendisine,hemde topluma zehire çevirirler. Hırsızlık,adam öldürme,yağmalama,fuhuş, kumar,hakkı gaspetme ile toplumun huzuru kaçar.İnanç biter.Güven azalır. İman ve ahlakî yapı ile birlikte,ebeveynlerin yaşantısı ve davranışları,örnek olması açısından çok önemlidir. Bedîüzzaman Hazretlerinin eserinde; “Bir çocuk, küçüklüğünde kuvvetli bir ders-i imani alamazsa, sonra pek zor ve müşkül bir tarzda İslâmiyet ve imanın erkânlarını ruhuna alabilir. Âdeta gayrimüslim birisinin İslamiyeti kabul etmek derecesinde zor oluyor, yabani düşer. Bilhassa, peder ve validesini dindar görmezse ve yalnız dünyevî fenlerle zihni terbiye olsa, daha ziyade yabanilik verir.” (Emirdağ Lahikası-I, 20. Mektup) Bir genç, ergenlik döneminde ciddi bedensel ve ruhsal değişim ile her zaman dengeli ve mantıklı düşünemez, tepkiseldir, karşı çıkar, başkaldırır, isyanı vardır. Anlayışla ve doğru yaklaşımla onları bu durumdan çıkarmamız gerekir. Kimlik arayışına girerler,onun için sürekli nasihat verme anlayışından kaçınmak gerekir. Fikirlerine önem vermek,dinlemek ve yol gösterici olmak lazım.Yaşantımız ve şefkatimizle çocuklarımızı topluma kazandırmamız gerekir. Kendini Islah Edemeyen Başkasını Islah Edemez. “Armut dibine düşer.”, “Üzüm üzüme baka baka kararır.”, “Anasına bak kızını al.” sözleri boşuna söylenmemiş tabii ki. “Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun.” mealindeki ayet nazil olduğunda sahabeler Resulullah’a (asm) sormuşlar: “Ya Resulullah, biz Allah’ın emirlerini yapıp yasaklarından sakınarak kendimizi ateşten koruyabiliriz. Ama aile ve çocuklarımızı nasıl koruruz?” “Allah’ın size emrettiklerini siz de onlara emredin, Allah’ın size yasakladıklarını siz de onlara yasaklayın.” buyurmuşlar. O zaman evlatlar da,bu itaat çerçevesinde dünya hayatlarını aileleri ve toplumla birlikte güvenle,huzurla geçirirler. Neslimize sahip çıkalım ve iyi yetiştirelim.Yoksa,neme lazım kendi bildiği gibi yaşasın anlayışı ile huzur kaçar,bela gelir hepimize. Kalın sağlıcakla…


Mustafa DEMİR

Neslimize Sahip Çıkalım…

Neslimize Sahip Çıkalım…

Tarih: 11.11.2023 13:57