ÖLÜMÜ ÖLDÜREBİLİR MİSİNİZ?
İnsan olarak bizler, en güzel şekilde yaratılmış ve donatılmış varlıklarız.
Kainat ahenginde yaşamımıza en uygun bir dizayn edilerek hazırlanan ve yaratılan Dünyamızda, biz insanlara hizmetkâr olarak yaratılan birçok mahlukat vardır. İhtiyaçlarımız ve gıdalanmamız için birçok meyve ve sebzeler ihzar edilmiştir.
Akıl nimetiyle düşünmemizi, anlamamızı sağlayan Yaratıcımızın, elbette bizden istedikleri olacaktır. Bu kadar harika yaratılan insanların başıboş bırakılması mümkün değildir. Anlamamızı ve düşünmemizi sağlamak için elçiler ve kitaplar gönderilmiştir.
ÖLÜM VAR, ÖLÜMÜ ÖLDÜREBİLİR MİYİZ VEYA KABİR KAPISINI KAPATMAYA GÜCÜMÜZ YETER Mİ?
Birbirimizi kandırmayalım veya gözümüzü kapatıp bu alemi görmezden gelmeyelim.
Aklımız zorlar bizi.
Cehalet Ağa bizi köreltmiş veya nefis bizi aldatmış gözüküyor.
Sahtekâr olmuş, hırsız ve arsız olmuşuz.
Birbirimizin malına ve ırzına göz dikiyor, bir hiç uğruna birbirimizi öldürüyoruz.
İNSANLIĞIMIZ ÖLÜYOR AMA FARKINDA DEĞİLİZ.
Hepsine bir kılıf buluyoruz.
Anne ve babamıza isyan içinde, mal kavgası yapıyoruz.
Kardeş kardeşi boğazlıyor ve biz bunlara medeniyet diyoruz.
Kadın bir meta gibi pazarlanıyor, gamsızlaşmışız.
Hani nerede en mükerrem varlık olarak yaratılan insan !
İŞTE İMTİHAN DÜNYASI….
Bu dünya haktan hakikatten uzaklaşan insanların cehennemi olmuş maalesef.
Geçici bir dünyanın fani olan lezzetleri, akıl nimetini kullanmayanların ızdırabına neden oluyor.
Kur’an diyor:
NEDEN DÜŞÜNMÜYORSUNUZ !
İşte ebedî bir âlemin anahtarı ve misafirhanesi olan Dünyada, yaşamın bir gayesi var.
İyilik ve kötülüğün bir karşılığı olan Cennet ve Cehennem var.
ÖLÜM ÖLDÜRÜLMEZ VE KABİR KAPISI KAPANMAZ.
Mutlaka yaptıklarımızın bir hesabı olacaktır.
İyi düşünelim, hayat akıp geçiyor.
“Mevti veren O’dur. Yani, hayatı veren O olduğu gibi, hayatı alan mevti veren dahi yine O’dur.” (Mektûbat)
Allah’ın emirlerine göre yaşadığımızda, tatlı bir ömür
bizi bekler, ahirde ise ebedî bir saadet var.
“Beden ruhun hanesidir”
Ruh gidince beden çürümeye mahkumdur.
“Dünya ahiretin tarlasıdır.” Hadis-i Şerif
Elhasıl;
Dürüst olup, imanla yaşayalım.
Geçici bir dünyanın nimetlerini kullanırken, şükrünü unutmadan insan olmanın vasfını taşıyalım.
Kul hakkına riayet edelim. Hile yapmayıp kardeş olalım.
Ve Allah’a layık bir kul, Peygamber Efendimize lâyık bir ümmet olarak saadete varalım.
O zaman ölüm de gelse, baş-göz üstüne, korkmadan diyebiliriz.
Kalın sağlıcakla…