tipobet eskişehir halı yıkama çorlu halı yıkama casibom Casibom escort izmir betoffice Pusulabet Klasbahis betkom Betco altyapılı siteler onwin betnano sultanbet wonodd melbet onbahis megapari diyarbakır masaj salonu antalya psikolog grandbetting truvabet bahiscasino tarafbet bahiscom mariobet betist markajbet betine matadornet casibom belugabahis betebet 1xbet asyabahis casinovale discountcasino elexbet favoribahis
DOLAR 32,4460 % 0.23
EURO 35,1514 % -0.06
STERLIN 41,6173 % 0.74
FRANG 35,9991 % 0.28
ALTIN 2.324,83 % 0,19
BITCOIN 2.290.571 1.528

VAKTİNE KALAN SÜRE

:
için vakti

Siyasetçilere Gıybet Caiz Mi?

Yayınlanma Tarihi : Google News
Siyasetçilere Gıybet Caiz Mi?

Siyasetçilere Gıybet Caiz Mi?
Kıymetli okurlar güncelliğine binaen gıybet ve dedikodunun zararlarını ve somut çözüm önerilerini sunduğumuz “Yakan Söz” kitabımızda detaylı olarak değindiğimiz gıybet ve siyasetçiler konusuna bu hafta kısa da olsa değinmek istiyorum.
Gıybeti günümüzde en çok kullanan gruplardan biri de şüphesiz ki siyasetçilerdir. Gıybeti bazen iftirayla karışık sunan, rakibini ve kendini desteklemeyenleri gıybet silahıyla vurmaktan çekinmeyen, gıybetin rakibini kötülemek için meşru(haşa) olduğuna inanan siyasetçiler vardır.
Hatta şunu diyebiliriz ki günümüzde siyasetçi olmanın başlıca özelliklerinden biri de “gıybetçi olmak” olmuş. Benim buradaki en büyük korkum gıybetin bir kısım siyasetçilerde caiz görülüyor olmasıdır. İşte bu inanç insanı tehlikeye atar, uçuruma sürükler.
Ben mi öyle görüyorum, gerçekten böyle midir, ona siz karar verin.
Özellikle seçim dönemlerinde insanlarda yoğun bir gıybetle iştigal görüyorum. Avam tabakasında zaten günlük değişen yorumlar ve gıybetler, siyasetçilerde kendini daha ziyade gösteriyor.
Yazıyı okuyanların “Söylediklerim zaten rakibimde var.” dediklerini duyar gibiyim.
Lakin Allah Rasulü (sav) bir gün: “Gıybet nedir, bilir misiniz?” diye sordu.
“Allah ve Rasulü daha iyi bilir.” dediler.
“Kardeşini, hoşlanmayacağı bir şeyle anmandır.” buyurdu.
“Ya söylediğim kardeşimde varsa?’’ diye soruldu.
Peygamberimiz: “Eğer söylediğin onda varsa gıybet etmiş olursun. Şayet söylediğin onda yoksa o takdirde iftira etmiş olursun.” dedi (Müslim, Birr, 70).
O yüzden söylediğimiz şeyler malum şahısta varsa ve duyduğunda hoşuna gitmiyorsa gıybettir, kişide bu özellikler yoksa zaten iftiradır.

Bediüzzaman gıybet yüzünden siyaseti bıraktı

Asrımızın âlimi Bediüzzaman Said Nursi hazretleri özellikle ‘Eski Said’ döneminde siyasetle iştigal etmekte, siyasetle dine hizmet etme gayesiyle hemhal olmaktadır. Ama aşağıdaki hadiseden dolayı euzubillahi mişşeytani vessiyaset (şeytandan ve siyasetten Allah’a sığınırım) diyerek siyaseti bırakmıştır.
Mektubat isimli eserinde şöyle izah ediyor hadiseyi:

Cây-ı Dikkat Bir Hâdise
Bir zaman, bu garazkârâne tarafgirlik neticesi olarak gördüm ki mütedeyyin bir ehl-i ilim, fikr-i siyasîsine muhalif bir âlim-i salihi, tekfir derecesinde tezyif etti. Ve kendi fikrinde olan bir münafığı, hürmetkârâne medhetti. İşte siyasetin bu fena neticelerinden ürktüm, “Eûzü billâhi mine’ş-şeytâni ve’s-siyâseti” [Şeytanın ve siyasetin şerrinden Allah’a sığınırım] dedim. O zamandan beri hayat-ı siyasiyeden çekildim. (Mektubat, 22. Mehktub (Uhuvvet Risalesi)
Evet Siyaset ve siyasetteki tarafgirlik damarı iyi olanı kötü, kötü olanı iyi gösterir. Siyasi tarafgirlik hakkaniyet ve adalet duygularını yerle bir eder, gıybete, iftiraya, yalana kapı açar. Kendi partisinde bulunan kötü bir adama, sırf kendi safında diye iyi der, karşı partide bulunan iyi gibi bir adama da sırf karşı partide diye kötü der. Siyasi tarafgirliğin insaf ve hakkaniyet ölçüsü bu kadar kokuşur ve haktan uzaklaşır.
Üstad Hazretleri bu hakikati kendi hayatında gördüğü bir misal ile örneklendiriyor ve tarafgirlik damarı ile yapılan siyasetin ne kadar çirkin ve uzak durulması gereken manevi bir hastalık olduğunu ilan ediyor. Günümüzde de bunun örneklerini bolca görmek mümkün.
Siyaset ve siyasetteki farklılıklar, hiçbir zaman hakkaniyeti ve adaleti törpülememelidir. Kendi siyasetine zıt bir adam da olsa onun müspet cihetlerini ve doğru yönlerini inkar etmemelidir. Yine kendi partisinden olan birisinin yanlış ve hatalarını, sırf kendi safında diye müdafaa edip savunmamalıdır.
Yaptıklarının ve söylediklerinin hesabını, her şeyin hesabının verileceği günde mutlaka vereceğini bilen bir siyasetçi gıybetten mutlaka vazgeçmeli, yaptırmamalı, dinlememeli dinlettirmemeli ve gıybetin yayılmasına imkânları ölçüsünde engel olmaya çalışmalıdır.
Zira her şeyin hesabının sorulduğu günde kendisine ve partisine bir ayrıcalık tanınmayacak, siyasi tarafgirliği, partisi ve tarafgirleri asla onu kurtaramayacaktır.

YORUM YAP