Bizi yaratıp bütün güzellikleri önümüze seren Rabbimizi,
zikredip şükretmek vazifemiz olmalıdır.
Kavram olarak zikir,Allah’ı anmak,hatırlamak,akılda tutmak,tefekkür ile söylenmektir.
Sık sık tekrar ile kalbi söylettirmek,dilde tutmak,anmaktır.
Ayet-i Kerimede Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor ki;
“Beni anın, ben de sizi anayım.” (Bakara, 2/152),
“Allah’ı çokça zikredin ki,
felaha eresiniz.” (Enfal, 8/45)
Zikir iki şekilde olur.
1-Lisanen (dil ile)
2-Kalben.
Asıl olan kalben teslimiyetle zikretmektir.Dil onun tercümanıdır.
Bunca yaratılan mahlukata baktığımızda,şükretmemek
elde değil.İnsan olarak bize ihsan edilen nimetlere karşı aldığımız lezzet mukabilinde şükür lazımdır.
Fikir ile Zikir gerektir.
“Öyle insanlar vardır ki, ne bir ticaret, ne bir alışveriş onları Allah’ı zikirden, namazı kılmaktan, zekatı vermekten alıkoyamaz.” (Nur, 24/37)
Rabbimiz bizlere sürekli ayetler ve hadislerle hatırlatmalar yapmakta,gaflete düşmemizi engellemek istemektedir.Ama bizler ise nefis ve şeytana bazen kapılıp, gaflete düşüyoruz.
“Ey Muhammed!
Senden önce de kendilerine vahyettiğimiz peygamberler gönderdik. Bilmiyorsanız ‘zikir ehli’nden sorun.” (Nahl, 16/43).
Önceki Peygamberlere ve vahyedilen kitaplara atıfta bulunarak,ikazlarda bulunuyor.
“Biz sana feyizli ve bereketli
bir kitap indirdik ki;
insanlar onun âyetlerini tezekkür etsinler (iyice düşünsünler) ve aklı yerinde olanlar ders ve ibret alsınlar.”(Sad, 38/29) .
Allah şuûrlu zikrimizi daim eylesin inşallah.
Ayrıca Muharrem ayındayız.Ramazandan sonra
en faziletli oruç tutulan aydır.
“Şehrullahi’l-Muharrem” olarak meşhur olan, yani “Allah’ın ayı Muharrem” olarak bilinen Muharrem ayı, İlahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır.
Âşura,muharrem ayının onuncu günüdür.Orucu çok faziletlidir.
Âşura Gününün Allah katında da çok seçkin bir yerinin olduğunu Fecr Sûresinin ikinci âyeti olan “On geceye yemin olsun” ifâdelerinin tefsirinden öğrenmekteyiz.
Bugüne “Âşura” denmesinin sebebi, Muharrem ayının onuncu gününe denk geldiği içindir. Hadis kitaplarında geçtiğine göre ise, bu güne bu ismin verilmesinin hikmeti, o günde Cenâb-ı Hak on peygamberine on değişik ikram ve ihsan ettiği içindir.
Bu ikramlar şöyle belirtilmektedir:
1. Allah, Hz. Musa’ya (a.s.) Âşura Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.
2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir.
3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur.
4. Hz. Âdem’in (a.s.) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir.
5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır.
6. Hz. İsa (a.s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir.
7. Hz. Davud’un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir.
8. Hz. İbrahim’in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.
9. Hz. Yakub’un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf’un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.
10. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.
Aişe Validemizin belirttiğine göre,Kabe’nin örtüsü,
Muharrem ayında ve âşura gününde değiştirilirdi.
Hristiyan ve Yahudiler tarafından da bu ay kutsal sayılır.
Âşûra günü yalnız ehl-i kitap arasında değil, Nuh Aleyhisselâmdan itibaren mukaddes olarak biliniyor,
İslâm öncesi Cahiliye dönemi Arapları arasında İbrahim Aleyhisselâmdan beri
mukaddes bir gün olarak biliniyor ve oruç tutuluyordu.
Hazret-i Âişe validemiz şöyle demektedir:
“Âşûrâ, Kureyş kabilesinin Cahiliye döneminde oruç tuttuğu bir gündü. Resulullah da buna uygun hareket ediyordu. Medine’ye hicret edince bu orucu devam ettirmiş ve başkalarına da emretti.
Fakat Ramazan orucu farz kılınınca kendisi Âşûrâ gününde oruç tutmayı bıraktı.
Bundan sonra Müslümanlardan isteyen bugünde oruç tuttu, isteyen tutmadı.”
Buharı, Savm: 69.
Âşura gününde ikramlarda bulunmak çok önemlidir.
Peygamberimiz, mü’minin aile efradına Âşura Gününde her zamankinden daha çok ikramda bulunmasını tavsiye etmiştir.
Bir hadiste şöyle buyurular:
“Her kim Âşura Gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenâb-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder.”
Hem Allah’ı zikirde,
hemde Muharrem Ayı’nın faziletinden istifade edebilmek duasıyla..